Asabı Bozuk Adam'ın Partisi Liberal Demokrat Parti'nin Buruk Doğum Günü Kutlaması

25.07.2023 - 18:48

'Türkiye'de 1990'lı yıllarda İslamcı camiaların en çok beğendikleri siyasetçiler kimlerdi?' şeklinde bir soru sorsak hangi yanıtları verirsiniz?

Bir elin parmağını geçmeyecek isimlerden birisi Lİberal Demokrat Parti'nin kurucu lideri Besim Tibuk olur.

Otelleri ve farklı ülkelerde çok sayıda yatırımı olan seküler bir iş adamı olan Besim Tibuk, o yıllarda savunduğu görüşlerle hem şimşekleri üzerine çekiyor hem de büyük beğeni topluyordu. Besim Tibuk'un ve Liberal Demokrat Parti'nin maceralı hikayesini sizler için derledik. Bakalım LDP'nin 29 senelik öyküsünde neler yaşanmış?

Siyasi tarihimizde koltuğundan kalkmayı pek tercih etmeyen siyasetçilere sıklıkla rastlıyoruz, seçmene küsüp sinirlenip siyaseti bırakan siyasetçilerimiz ise pek fazla olmadı. Liberal Demokrat Parti'nin kurucu lideri Besim Tibuk bu az sayıdaki isimden birisi.

1990'ların başında Demokrat Parti'nin yeniden kuruluşunda görev alan Besim Bey, aykırı çıkışları ve kendine özgü tavırları yüzünden bu hareket içinde uzun süre barınamadı. Siyasette kendi yolunda gitmeye karar verdi. Liberal görüşleriyle bir siyasi hareket inşa eden Tibuk, 26 Temmuz 1994'te Liberal Demokrat Parti'yi kurdu.

Logosuna baktığınız zaman oldukça sevimli bir partiyi çağrıştıran bu hareket, 1990'lı yılların ortalarında kamuoyunun başka hiçbir siyasi partiden duymadığı öneriler ve çıkışlarla her daim gündemde kalmayı başardı.

1990'lı yılların ikinci yarısı, Türkiye'de Milli Görüş Partileri'nin yükselişi ve buna karşılık olarak askerin ve laik bürokrasinin Siyasal İslam'a karşı bir dizi tedbirler aldığı bir dönemdi. Bununla birlikte medya ve devlet kadroları da şeriat tehdidine karşı diken üstündeydi Ulusal Devlet ve Laiklik konusunda kimse en ufak bir taviz vermiyordu. O dönemde devlet çizgisinin dışında görüşleri savunan hareketler ise genellikle İslamcı veya bugünkü HDP'nin öncülü olan partilerdi. Birisi dışında.

LDP lideri Besim Tibuk, Türkiye'de askerin siyasete karışmasını eleştiriyor, askerlerin bütünüyle sivil yöneticilerin emrinde olmasını savunuyor, devlet gücünün sınırlandırılması gerektiğini düşünüyor, şiir okuduğu için ceza alan Recep Tayyip Erdoğan'a destek ziyaretleri yapıyordu.

Harp Okulu'nu Ankara'dan çıkartmak, Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayını sivilleştirmek gibi o dönemde kimsenin dillendiremediği fikirleri savunan Tibuk; İslamcı bir siyaseti de savunmadığı için kamuoyunda tehdit olarak algılanmıyor ve televizyon programlarında boy gösteriyordu. O dönemde televizyonlarda bu kadar açık konuşan siyasetçi pek olmadığı için de toplumun farklı kesimlerinden büyük destekler görüyordu.

Besim Tibuk'un görüşleri bunlarla da sınırlı değildi. Türkiye'de devlet kadrolarının çok fazla ve gereksiz olduğunu savunan Tibuk, iktidara gelmesi durumunda binlerce kamu görevlisinin işine son vereceğini de açıkça ifade etti.

Liberal ekonominin tüm enstrümanlarını hayata geçirmeyi vadeden LDP lideri; devletin elinde bulunan tüm fabrika ve tesisleri özelleştireceğini yüksek sesle ifade etti. Hatta bu konudaki değerlendirmelerini yaparken tercih ettiği cümleler bugün bile sosyal medyada kısa videolarla yeni nesiller tarafından izleniyor.

'Ankara, Allah'ın belası bir yerdir. Ankara'yı topluca tatile göndersek parasını da biz ödesek yine karda oluruz' sözleriyle devlet kaynaklarının kamu kurumlarına harcandığından yakınıyordu.

TRT'de yaptığı propaganda konuşmasında "ne varsa satacağız. Bu TRT'yi de satacağız" diyen Besim Tibuk, girdiği seçimlerin hiçbirisinde istediği neticeleri alamadı.

1999 Genel Seçimleri'nde 127 bin oy alabilen Liberal Demokrat Parti, toplam oyların yalnızca %0,41 oranına ulaşabildi. Bu seçimlerin ardından katıldığı televizyon programında 'aldığınız oydan dolayı moraliniz bozuluyor mu?' sorusuna 'benim ne moralim bozulacak, halkımızın morali bozulsun.' şeklinde verdiği yanıt ise bugün bile unutulmazlar arasında yerini koruyor.

Türkiye'nin sorunlarını yalnızca Liberal Demokrat Parti'nin politikalarının çözebileceğini savunan Besim Bey, kendisini "ülkeyi şirket gibi yönetecek" şeklinde eleştirenlere ise "şirket gibi değil bakkal gibi yöneteceğim" şeklinde yanıtlar vermekten de geri durmadı.

3 Kasım 2002 Seçimleri, Besim Tibuk'un LDP'nin başında girdiği son seçimler oldu. Bu seçimlerde de ancak 90 bin oy alabilen LDP, toplumsal bir taban inşa edemedi. Bu duruma sinirlenen Besim Tibuk, siyaseti bırakmaya karar verdi ve kurucusu olduğu LDP'nin genel başkanlığından istifa etti.

Otelleri ve yatırımlarının olduğu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne yerleşen Besim Tibuk, buradan yaptığı açıklamalar ile görüşlerini açıklamaya devam etti.

AK Parti'nin kuruluş yıllarında bu partinin Avrupa ve ABD'ye yakın politikalarını ve ekonomi yönetimini beğendiğini dile getiren Besim Tibuk'un görüşleri özellikle 2011 yılından sonra değişmeye başladı.

AK Parti'nin gücü artıkça otoriterleştiğini savunan Besim Tibuk, her geçen yıl eleştiri dozunu yükseltti. En sonunda ise geçmişte İslamcıları savunduğu için pişman olduğunu dile getirdi. 2023 yılı itibarıyla Kıbrıs'ta yaşamaya devam eden Besim Tibuk, sahibi olduğu televizyon kanalından değerlendirmelerini yapmaya devam ediyor. Tibuk'un partisi LDP ise Türkiye'deki siyaset yolculuğu sürüyor.

Besim Tibuk'un siyaseti bırakması sonra 2002'den bu yana altı genel başkan değiştiren LDP, seçimlerde de oylarını yükseltemedi.

Özellikle sosyal medyanın yaşamımıza girmesiyle kitlelere kendisini daha rahat ifade etmeye başlayan LDP, Cem Toker'in genel başkanlığı döneminde özellikle Twitter'da epey popülerleşti. Ancak bu tanınırlık seçim sonuçlarına hiçbir zaman yansımadı. 29. yaşını kutlayan LDP, Türkiye'de hiçbir zaman yüksek oy alan partiler arasında olmasa da, siyaset yolculuğuna inandığı görüşler etrafında devam ediyor.