Yoktur. Var olanı şudur: Masasına dikkatlice bakın, götü süslü, tüylü kalemlerin, Fırat biblosunun, kocasının, çocuklarının fotoğraflarının, monitöre iliştirilmiş onlarca post-it notun, “aceleye mahal yok, işler yetişir” stiker’ının, nazar boncuklarının hemen yanındaki vitamin hapı şişelerini görmemeniz mümkün değil. Kış gelince yaptırılan grip aşısına güvenilmiyor olacak ki Tylol hot şaseleri, first defence spreyi, burnum tıkanır da genizden konuşursam endişesi ile sürekli tazelenen okyanus suyu şişesi için de özel yer ayrılmış. Mesai saati içinde “bunları almasam yığılır kalırım şuracıkta” diye diye üç defa, tapınır gibi, ibadet eder gibi vitaminleri yuvarlar kadınımız.
“Ay Erkut bey beni çağırmış”, “raporlar send edildi mi?”, “ik’dan consult alındı mı?”, “ok verecekti o firma, arayıp konfirm edin” vb. endişeler vitamin kullanımını arttıran belli başlı faktörlerdendir. Öğle yemeği sonrası yuvarlanan bir bardak enerji içeceği onun mesai bitimini görmesinin tek çaresidir, ona göre. Sahaya iğneyle çıkan, iğneyle oynayan futbolcu gibidir bu kadın. Bunu her fırsatta dile getirmesi, açık bir pozisyon olursa, benim ne kadar çalıştığımı görsünler endişesinden başka bir şey değildir.
Bir gece ofisine girip, tüm vitamin kutularına keçi boku doldursanız, performansında en ufak bir değişiklik olmaz. Avuç avuç vitamin hapı yutacağına sabahları arı sütü ve polen ile harmanlanmış bir tatlı kaşığı kestane balı ya da keçiboynuzu pekmezi yese hem daha enerjik hem de daha sağlıklı olacaktır. Ancak plaza kadınımız bunları çok avam bulduğundan pek yanaşmaz. Yerinde gözü olan Çisil hanım'a nasıl desin ki “keçiboynuzu pekmezi yiyorum sabahları” diye?
Demez, avuç avuç Amerikan menşeli vitaminleri, ekinezyaları, kudret narlarını yutmaya ve enerji depolamaya devam eder plaza kadını. Sonra hasta olur, 1 hafta evde yatar, işe gelir tüm eski vitaminlerini isteyene dağıtır ve vitamin kadrosunu baştan ayağa yeniler.
“Ay güzelim onlar bana fayda etmedi, bunu kuzişim önerdi, Amerika’da nambır vanmış' diye diye aynı ibadeti farklı ritüellerle sürdürür.