31 Mart 2024 yerel seçimlerine tam gaz yol alan Türkiye'de vaatler, 'biz ne için oy veriyoruz?' sorusuna dönüşürken, şehirlerin gerçek ihtiyaçları ortada durmasına karşın halkın önceliğinin ekonomi olması ve 'yardımların' artık öncelik olması gündemin sarsıcı gerçeği olarak ortada duruyor. Armağan Çağlayan da bu duruma isyan ederken önemli bir tespitte bulunuyor.
Türkiye'de Mayıs 2023 seçimlerinin etkileri sürerken, 31 Mart 2024 yerel seçimleriyle zaten sorunlu olan ekonomide atmosfer 'parçalı bulutlu' bir halde ilerliyor.
Yerel ve merkezi yönetim hizmetlerinin grift bir yapıya dönüşmesi, vatandaşın içinde bulunduğu zorluklarda seçimi dönüştürüyor.
Belediyelerin deprem, yapılaşma, şehirleşme gibi alanlardaki hizmetlerine, 'sosyal yardım' vaatleri eklenirken, ekonomideki durum, bunun tartışmalarda da anketlerde de öne çıktığını gösteriyor.
Öyle bir durumdayız ki, belediye başkanlarının vaadleri hep sosyal yardımlar üzerinden. Neredeyse hiçbir başkan adayı, yol, ulaşım rahatlığı , temiz su, temiz deniz falan vaad etmiyor! Herkes “yardım” vaad ediyor. Bu da ekonominin ne kadar iyi olduğunu gösteriyor sanırım!
Kendi sebep olup, kendi çözmüş gibi görünmek oluyor bu. Vatandaşı yoksulluğa mahkûm edip kendine mecbur bırakmak.. Sorgulayan var mı? Yok. sosyal yardımları kendi ceplerinden verdiklerini zannedenler de var tabi. Neyse. Sebep sonuç ilişkisinden bihaberken soktukça sokarlar. Ayrıca bu nasıl başlıktır allasen şaşı oldum okuyana kadar.
E tabiki sosyal yardım vaad edecekler. Çünkü onlarda biliyor ki halk aç ve açıkta. El mecbur böyle vaadler veriyorlar. Hiç kimsede demiyor ki ulan bu kadar gariban nasıl olabiliriz diye. Sonuç olarak alan memnun satan memnun. Ama halk ayaklansa ve oy vermeye gitmezse çok iyi olur. En azından topluca bir tepki verilir ki buda ufakta olsa bir kıvılcım ateşler diyecem ama, son anda aklıma geldi ki KOYUN SÜRÜSÜ İSYAN ÇIKARAMAZ.... nede olsa koyun, nereye istersen oraya KOYUN...
Minareden at beni in aşağıdan tut beni