Son yıllarda askerlik ve özel harekat polisliği hakkında birçok yapım yayınlanıyor. İnsanlar yalnızca filmlerde gördükleri kadarıyla bu mesleklere özeniyorlar. Ancak elbette bu mesleklerin çok zorlu yanları bulunuyor...
Kaynak: Maksat 1 1 4
Son yıllarda askerlik ve özel harekat polisliği hakkında birçok yapım yayınlanıyor. İnsanlar yalnızca filmlerde gördükleri kadarıyla bu mesleklere özeniyorlar. Ancak elbette bu mesleklerin çok zorlu yanları bulunuyor...
Kaynak: Maksat 1 1 4
Gençler bu yapımları izleyerek bu mesleklere özeniyorlar, yöneliyorlar. Peki gerçekten her şey filmlerde gördüğümüz gibi mi? 30 yıllık polis özel harekatın anlattıkları bu sorunun cevabı olacak nitelikte.
Akşam oldu. Ben de gelmelerini bekliyordum tanışmak için. Kendisi değil, timi geldi. Suratları asılmış, moraller bozuktu. Yatakta yatan arkadaşın Kobra’da patlayan arkadaş olduğunu söylediler. Şehit olduğunu söylediler. O gece arkadaşın valizini toparladık. Geceyi arkadaşın yatağına bakarak geçirdim.
Boş bir dükkanda kolonun arkasında saklanıyordum. Sürekli olarak oradan çıkıp geri saklanıyordum. O arada tahmin ettiğim yönden atış oldu. Mermi, tabancamın namlu kısmına geldi. Patlamayla beraber irili ufaklı 11-12 tane şarapnel parçası koluma girdi. Bazıları kolumdan çıktı, bazıları hala içeride duruyor. Arada ağrı sızı yapıyor.
Biz de orayı dağıttık, sonra da altına yazdık; ‘Biz buradayız, siz neredesiniz? Etekleri giyip kaçtınız mı yoksa?’. Sonrasında yolumuza devam ettik.
Timdeki arkadaşımın bağırışını duydum. Merdivene doğru koştum. O sırada arkadaşımın omzunu tutarak bana doğru geliyordu. Omzu delik deşik olmuştu. Arkasından diğer arkadaş geliyordu. Yüzü simsiyah olmuştu, nefes alamıyordu. Yukarıya çıktığımızda bir arkadaşının suratının parçalandığını gördük. Dişleri görünüyordu. Biz düşmanı karşı tarafta sanarken meğer içimizdeymiş. Bize ateş eden tanktan sorumlu binbaşıymış. O olayın üzerinden yıllar geçti ama hala kulağım çınlıyor.
Evin birine sızdık. Merdiven başından içeriye gözetlediğimizde beş sandalyenin ve insan olduğuna dair emarelerin olduğunu gördük. Orada kalkanı üç- dört metre önümüze koyarak gözetlemeye başladık. 1-1.5 saat gözlemeye başladık. En sonunda birini gözetledik. Meğer o grup lideriymiş ve onu oradan çıkarmaya çalışıyorlarmış. Bizim o adamı devre dışı bırakmamızla her iki sokakta da yoğun atış başladı. Benim önümdeki kalkan 7 mermi yedi, yere düştü. Oradan kimsenin burnu bile kanamadan çıktık.
Bir arkadaş ‘Sıra bende değil, yarın sıra sizde’ dedi. Bir sonraki gün o arkadaş çenesinden vuruldu. Dili parçalandı. Ama çok şükür şehit olmadı, iyileşti. Birçoğumuz o operasyonların zamanında vasiyet yazdık.
Nereden geldiğini anlayamadığımız bir atış oldu. Bizi sıyırdı geçti. O an kendimi nasıl yere attıysam iki kaburgam çatlamış. Yıllar sonra bir gün röntgen çektirdim orada ortaya çıktı. Kendiliğinden kaynamış, geçmiş.
Orada devletin hiçbir kurumu bir yere girip çıkamıyordu. Su yoktu, elektrik yoktu. Bulduğumuz suları ufak şişelere dolduruyorduk. Suyu tasarruflu kullanmak için şişeyi çiviyle delerdik. Onunla abdest alır birlikte yıkıntıların arasında namaz kılardık.
Afrin’de 78 gün kaldık ve 78 gün boyunca üzerimizden resmi elbisemizi çıkarmadık. Pantolon gömlekle yatıp, pantolon gömlekle kalktık. Eve geri dönüp de eşofman giydiğimde ara sıra üstüme bakıyordum üzerimde bir şey var mı diye.
Özel harekat polislerini Cizre hendek operasyonlarında yakından tanıma fırsatım oldu. Cizre Devlet hastanesinde konaklıyorlardı ve tedavilerini hastanede yaptırmak istemiyorlardı. Hastanede pkk sempatizanı olduğundan şüpheleniyorlardı ki zaten 112 kıyafetli bir pkklı hastane içinde yakalanmıştı. Sağlık Bakanlığı Umke ekiplerini göndermişti. gönüllü gittim, 15 gün görev yaptım Cizre'de. hem halka hem de özel harekat polislerine sağlık hizmeti verdik. operasyonlarda ölmek gibi bir dertleri yoktu çünkü şehitliği bir ödül gibi görüyorlardı. Ama hastanede bir ilaçla, bir zehirle ölmek istemiyorlar bundan haklı olarak korkuyorlardı. 15 gün tüm sağlık hizmetlerini verdik. Nöbetçi olmadığım akşamları beraber yemek yer geç saatlere kadar oturup sohbet ederdik. Bu filmlerde gördükleriniz anlattıklarının yanında anaookulu gibi kalır.
Ve çözüm süreci diye nu insanlara bunu yapan gerillaları affedip şehir içlerine saldık