Ardışık Acılar ve Sinir Sistemimiz

TUSAŞ’a yapılan hain terör saldırısını lanetliyoruz. TUSAŞ, savunma sanayiinin önde gelen kurumlarından ve Türkiye’de hava platformlarının tasarımı, geliştirilmesi ve sürecin diğer aşamalarını sürdürüyor. Savunma sanayiine güç veren ve milletine adanmış bu önemli kurumun eskisinden daha güçlü yoluna devam edeceğine inancımız tam.

Son zamanlarda ardışık ve zorlayıcı olaylarla oldukça kaygılı ve yorgunuz. Her gün bir yenisi eklenen kritik olaylar karşısında güvende hissedememek veya yoğun kaygı duymak anormal duruma verdiğimiz normal tepkilerden. Acı veren olayların biri bitmeden biri gündemi zorlarken sinir sistemlerimiz de bundan nasibini alıyor. Çoğumuz sabırsız, gergin ve endişeli görünüyor olabiliriz.

İşte, okulda, aile içinde saldırgan, kaba ve öç almaya kurulmuş sinir sistemlerimizin dengelenmesi için önce kendimizle bağlantıya geçmeyi öğrenmeliyiz.

Evet, yaşanan olaylar çoğu zaman tetikleyici veya zorlayıcı olabilir ve öfke bir dile dönüşebilir ve aynı zamanda bu yoldan barışa ve içsel huzura bir çıkış olmadığının da farkında olabilmeyi diliyorum. Tekil iyileşmenin bir ailenin iyileşmesi olabileceği yadsınamaz bir gerçekken kendi elimizden tutmak bir erdem. Bu nedenle duyduklarımız ve gördüklerimize katlanamadığımızda bu denli acıya panzehir olarak şefkati canlandırmaktan başlayabiliriz. Şefkat, acıyı dindirmek için aktif bir var oluş eylemidir. Diri ve gerçektir.

Evet veya hayır. Sinir sistemlerimiz bir tehdit algıladığında tehdide karşı savaşır veya kaçar. Baş edebileceğimizden büyük tehditler içinse genellikle boyun eğeriz. Bazen de dona kalma dediğimiz ve genellikle sosyal ve psikolojik çözülmeyle dengelenen bir hal olur. Haberlere bakmamak, çok fazla izlemek veya sürekli konuyla ilgili reels kaydırmak, acı veren konudan bir an bile uzaklaşamamak disregule olduğumuzu yeterince açıklıyor. Çocukların ve hatta çoğu yetişkinin uykuya geçişi oldukça bozulmuş olabilir. Çaresiz hissetmek ve buna karşı sınırlı bir güce sahip olduğumuzu reddetmek birbirini maskeliyor, biri varsa biri yok adeta. Oysa tehdit varken ikisi de tam orada.

Sinir sistemleri nasıl rahatlatılabilir?

Kulağınıza batabilir ancak beynimiz normallerle iyileşir. Rutinlerle yarasını sarar. Sosyallikle eski haline düşman olmamayı öğrenir. Özetle, ardı ardına çaresiz ve korku üreten haberlere maruz kalanlar olarak dağılmamayı ve sosyal bağlarımıza sarılmayı öğreneceğiz. Dostlarınızı arayın, duygularınızı paylaşın. Normale yakın rutinlerinizden utanmayın. Elbette hem çok ağlayıp hem de sevdiğimiz bir filmi izlememizde bir sorun yok. Sıkışmış sinir sistemi yükselen kaygıyı öfkeyle açık edebilir. Böyle zamanlarda bedeni desteklemek, mesela koşmak, zıplamak, sesli şarkı söylemek ve 35 dakikadan fazla yürümek çok iyi gelebilir. Kilit sorumuz şu olsun, şimdi ve burada neye ihtiyacım var? Uyarılmış sinir sistemi çabuk yorgun düşecektir. Mutlaka kısa uyku araları vermek, daha uzun uyumak hormonel bir destek kiti yaratacaktır.

Biraz duyarsızlaşma beynin sigortasıdır, buna da öfkelenmeyin artık. Öfke zarara yol açmayınca zararda değilizdir. Bilakis, kontrol edemeyeceğimiz olaylar çok acı verse de, beynin nöroplastitesiyle nasıl hayata esnek bir yolla bağlandığını minnetle izlemelisiniz. Bu tam bir mucize.

X

Instagram

Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio

Popüler İçerikler

Okullardaki Yılbaşı Kutlamalarına Gelen Yasağa Mustafa Sandal'dan "Onlara İnat 'Duble' Kutlayacağız!" Tepkisi
Cübbeli Ahmet Çakarlı Araçla Geldiği Etkinlikte Şeriatı Savundu: Skandal Sözlere Tepki Yağdı!
"Aşk Solcudur..." Kızılcık Şerbeti'nde Deniz Gezmiş Anıldı