Gerçekten de izledikçe içimizi garip bir mutluluk kaplıyor. Elimizde, ligimizde büyüyen Arda, La Liga'da iyice gelişti ve sonunda en büyük hayalini gerçekleştirdi.
O dönem Barcelona başkan adayı olan Joan Laporta'nın Ronaldinho ile birlikte seçim vaadi, dünya kupasındaki başarılı performansı sonrası büyük takımların dikkatini çeken bizim Rüştü'ydü. Ve Laporta bu vaadi gerçekleştirdi.
Yediği talihsiz goller sonrası, sonradan Galatasaray'ın da teknik direktörlüğünü yapacak hocası Rijkaard'ın gözünden düştü. Zaten Rijkaard dünden hazırmış kaleye Valdes'i geçirmeye, olan bizim Rüştü'ye oldu. Kaleyi kaptırınca da ülkeye geri döndü.
Fakat Rüştü de Barcelona'ya ayak basan ilk Türk değildi...
Anadolu'da başlayan, forvet pozisyonunda düşük profilli bir anadolu topçusu kariyeri. Bugünün Erciyesspor'u, o dönemin Kayserispor’u olan takımda profesyonel futbolculuğa başlayan 1975 doğumlu Seyit Cem Ünsal, ligdeki ilk süresini 30 Nisan 1994’te Galatasaray karşısında 87. dakikada oyuna girerek aldı. 1994/95 sezonu için Kayserispor'un daha çok yedek kulübesinin koltuklarını ısıtan bir topçusuyken sonraki sezon Gençlerbirliği’ne transfer oldu.
Ertesi yıl ikinci lig (yani şimdinin PTT 1. Ligi) takımlarından Erzurumspor’a kiralandı. Bu noktadan sonra herhangi bir topçudan beklenen bu ligin takımları arasında mekik dokumasıdır, fakat Seyit'in auta çıkmaya yakın kariyeri korner direğine çarpıp oyunda kalır: Güney Kore'den LG Cheetahs takımına transfer olur.
1998/99 sezonu öncesi yaz dönemi. Barcelona'da van Gaal'li yıllar. Hollandalı teknik adam büyük transferler dışında genç yetenekler de keşfetmek istemektedir. Bu yüzden kasetlerini izleyip beğendiği 3 genç oyuncuyu Hollanda'daki takım kampına davet eder. Senegalli Cheikh Gadiaga, Kosta Rikalı Froylán Ledezma ve Seyit Cem.
'Menajerim Louis van Gaal’le temas kurmuş ve benim oynadığım maçlardan derlenen video kasetlerimi yollamış. Hoca da kasetleri izledikten sonra beni İspanya’ya davet etti ve birkaç gün denemek istediğini söyledi. Ben de buraya gelmeye karar verdim.'
İlk maç 21 Temmuz 1998'de AGOVV Apeldoorn adlı takım karşısında. İlk 11'de 4 as futbolcu, 6 Barcelona B futbolcusu ve bizim Seyit var. Maçı 2-1 kazanıyorlar ama 45 dakika oyunda kalan Seyit'in golü yok, bir topu direkten dönüyor. Tıpkı bu maceradan sonra oluşacak kariyeri gibi.
Oynadığı 3. hazırlık maçında ise, şimdiki Barcelona teknik direktörü olan Luis Enrique'nin 7. dakikada sakatlanmasıyla oyuna giriyor, 70 küsürlerde oyundan çıkıyor. Bu Seyit'in Barcelona ile son maçı oluyor.
Bu noktadan sonra 'yav Barcelona denediyse vardır bu adamın bi numarası' diyerek 4 büyükler Seyit'in peşine düşüyorlar.
'Burada dikiş tutturur, henüz 23 yaşında, alır yürür' diye düşünülse de talihsizliker serisi başlıyor.
Kafatası, omzu ve kaburgasında kırıklar oluşan Seyit Cem, hayati tehlikesi bulunmamasına rağmen sezonu kapatıyor. Diğer sezon tam trafik kazasının izi silinip lige başlayacakken askerlik durumu ortaya çıkıyor, daha doğrusu önceden atlattığı yoklamayı bu sefer atlatamıyor. O zaman sporcular için özel düzenleme yapılan kanun yok tabii, birliğine teslim oluyor.
Trabzon'a yar olamadığı gibi 10 Ekim 1999'da ordu milli futbol takımı kadrosunda yer alıp Gölcük Depremi depremzedelerine yardım amaçlı düzenlenen maçta kendi takımı Trabzonspor'a karşı forma giyiyor. 2-1 ordu milli takımının kazandığı maçta ikinci yarı girip 2 golü atan isim kim tahmin edin 😁
18 Ocak 2000 sahalara tam anlamıyla döndüğü tarih oluyor. Vanspor'la toplam 11 maça çıkıp 4 gol buluyor. Bu gollerden ikisi yine Trabzonspor'a 😁 2000-2001 sezonunda Kocaelispor'da, 2001-02 sezonunda Batman Petrolspor'da kiralık oynayıp Trabzonspor'daki sözleşmesini bitirdi.
Bitirdi bitirmesine fakat bu süreçte parasını alamadığından haciz yedi. Bunun üzerine Trabzonspor'a alacakları yüzünden icra memurlarını yollayıp kulübün telefonlarını kestirmişliği de vardır.
Fakat Seyit burada da tutunamıyor ve sezon arasında sözleşmesi feshediliyor. Boşa çıkınca Altay'a geçiyor, Altay'da da yapamıyor. Bir yarım sezon da burada bulunduktan sonra yine sözleşmesi feshediliyor.
31 yaşında futbola veda eden, bir zamanların genç yeteneği Seyit Cem Ünsal bir şekilde Barcelona'nın tarihine geçiyor: Yakında Arda Turan'ın da ekleneceği, kulübün müzesindeki 'kulüpte oynayan Türk futbolcular' listesinde adı yazıyor 'Seyit Cen'in, bir türlü doğrultamadığı kariyerinin özeti gibiymişcesine hatalı şekilde. Bunun dışında 90'larda çocuk olanların hafızalarında telefon hediyesi veren çıkartma albümünde bir türlü çıkmayan Trabzonsporlu futbolcu olarak kalıyor.