Yürümek, binlerce yıldır sağlıklı bir yaşamla ilişkilendiriliyor. Antik çağlardan bu yana doktorlar yürüyüşü öneriyor. Şimdi ise bilim bu tavsiyeyi somut verilerle destekliyor. Ama sadece adım sayısı değil, temponuz da önemli. Yavaş değil, hızlı yürümek fark yaratıyor. Gelin araştırma sonuçlarına bakalım.
Yeni Araştırmaya Göre Yürüyüş Temponuz Sağlığınızı Tahmin Edebiliyor
0
Günlük kısa yürüyüşleri tempolu hale getirmek, sağlığa ciddi katkı sağlayabiliyor.
Yıllardır her gün 10.000 adım atmak sağlıklı yaşamın altın kuralı gibi sunulsa da bu hedefin bilimsel bir dayanağı yok. Aslında bu sayı, 1960’larda Japonya’da bir pedometre reklam kampanyasında ortaya çıktı. Yeni araştırmalar ise sağlıklı kalmak için 8.000 adımın yeterli olabileceğini gösteriyor. Dahası, bu eşiğin üzerinde atılan adımların sağlığa etkisi belirgin şekilde artmıyor. Yani her adım aynı etkiye sahip değil, önemli olan nasıl yürüdüğünüz.
Örneğin, 14 dakikalık bir yürüyüşü 7 dakikalık tempolu yürüyüşe çevirmek kalp hastalığı riskini %14 azaltabiliyor. İngiltere’de 450.000 kişiyle yapılan bir analizde; hayat boyu hızlı yürüyen bireylerin biyolojik yaşının, yavaş yürüyenlere kıyasla 16 yıl daha genç olduğu belirlendi.
Üstelik yaş önemli değil; 60 yaşındaki hareketsiz bir kişi bile günde 10 dakikalık tempolu yürüyüşle ömrüne fazladan 1 yıl ekleyebiliyor. Tüm bunlar, yürüyüş temposunun genel sağlıktan öte yaşam süresi üzerinde de etkili olduğunu ortaya koyuyor.
Araştırmalara göre tempolu yürüyüş, kalp hastalığından ölüm riskini tahmin etmede kan basıncı veya kolesterolden bile daha etkili.
Hatta diyet, obezite ya da genel fiziksel aktiviteden bile daha güçlü bir gösterge. Yani bir kişinin ne kadar sağlıklı olduğunu anlamak için “Yemek düzeniniz nasıl?” sorusundan önce “Yavaş mı, hızlı mı yürürsünüz?” demek daha isabetli olabilir.
Her ne kadar kanser riskine karşı tempolu yürüyüşün ekstra bir etkisi kanıtlanmamış olsa da hafif tempoda bile dolaşmak metabolizma üzerinde olumlu etkiler yaratıyor. Ayrıca yürüyüş yalnızca fiziksel değil, zihinsel faydalar da sağlıyor.
Yürümek, beyin aktivitelerini de olumlu yönde etkiliyor.
Hafızayı, hayal gücünü ve yaratıcı düşünceyi destekleyen beyin bölgeleri, yürüyüş sırasında daha aktif hale geliyor. Bu da neden yürüyüş yaparken sorunlara çözüm bulduğumuzu veya daha yaratıcı hissettiğimizi açıklıyor. Üstelik doğada yürüyüş yapmanın ruh sağlığı üzerinde daha güçlü etkileri olduğu düşünülüyor.
Fiziksel hareketsizlik, günümüzün kronik hastalıklarının en büyük nedenlerinden biri. Kalp hastalıkları, diyabet gibi uzun süreli sağlık sorunları, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde hızla artıyor. Oysa uzmanlara göre, fiziksel aktivitenin teşvik edilmesiyle yılda yaklaşık 3.9 milyon erken ölüm önlenebilir.
İlginizi çekebilir:
Down Sendromlu Bireyler Neden Birbirine Benzer?
Bir Dönemin Gözdesi Murat 124’e "Hacı Murat" Lakabı Nerden Geldi?
Böcekler Öldüklerinde Neden Ters Dönmüş Halde Bulunurlar?
