Çoğumuz sağlıklı ilişkiler kurmanın söylemlerimizi değiştirmekle mümkün olacağına inanırız. Ancak yapılan araştırmalar, sözlediklerimiz kadar dinlediklerimizin de önemli olduğunu gösteriyor:
Çoğumuz sağlıklı ilişkiler kurmanın söylemlerimizi değiştirmekle mümkün olacağına inanırız. Ancak yapılan araştırmalar, sözlediklerimiz kadar dinlediklerimizin de önemli olduğunu gösteriyor:
Nörobilim uzmanı Dr. Joseph Dispenza, aklımıza her saniye 400 milyar farklı düşünce geldiğini, ancak bunun 2,000'ini işlediğimizi söylüyor. Kısacası bize dışarıdan gelen bilgilerin, anlatıların da yalnızca çok küçük bir kısmını algılayıp değerlendirebiliyoruz.
Karşımızdaki insanla iletişim kurarken de bedenimizin ve zihnimizin de tamamen orada olmasını sağlamak son derece önemlidir. Modern hayatın bir getirisi olarak çoğumuz birini dinler gibi gözükürken bir yandan o gün yapılması gerekenleri, hafta sonu planlarımızı, akşam ne yiyeceğimizi düşünür ya da hiç değilse konuşma sıramız geldiğinde nasıl cevap vereceğimizi tasarlarız.
Örneğin günlük yaşamda bizim kaderimiz üzerinde etkisi olabilecek insanları daha dikkatle dinleme eğilimi gösteririz. İşteki patronumuzun ya da okuldaki hocamızın söylediklerini yolda adres soran dayıdan daha dikkatle dinlememiz de tam olarak bu yüzdendir.
Bu filtreyi de geçmişten gelen inançlarımıza göre neyi dinlemenin değerli olduğunu düşünüyorsak ona göre yapıladırırız. Bu sebeple iyi bir dinleyici olmak da zamanla şekillendirebileceğimiz bir alışkanlıktır ve dikkat edilmesi gereken birkaç nokta içerir: Öncelikle karşımızdakinin tam olarak ne dediğini anlamaya çalışmalıyız. Daha sonra ise o insana, söylediklerini dinlediğimizi ve bizimle paylaştığı şey üzerine düşündüğümüzü belli etmeliyiz.
Örneğin en önemlilerinden biri karşımızdakiyle göz kontağı kurmak ve bunu korumak. Bunun yanında baş sallamak, gülümsemek ve düşüncelerini daha fazla açmaları için yüreklendirmek de iyi bir iletişim kurmak için kilit noktalardır. Karşıdaki insanla iyi bir iletişim kurmak, aranızda kurulan ilişkiye duygusal olarak bağlanmak demektir.
Karşımızdaki insanın ne söylediğini, ne gözlemlediğini, ne hissettiğini, neye ihtiyaç duyduğunu ve neyi talep ettiğini anlamanın ve o insanı kendimizle bir tutmanın yolu dinlemekten geçmektedir. Rosenberg, kafamızı boşaltmamız ve yalnızca kulaklarımızla değil tüm bedenimizle dinlememiz gerektiğini vurgulamaktadır.
Dinlemenin çok kolay bir iş olduğunu düşünüyorsanız, gerçekleştireceğiniz bir sonraki diyalogda kendinizi test edin. Bakalım o insanı ne kadar süre konudan hiç kopmadan dinleyebileceksiniz. Eğer bunu yaparsanız dinlemenin aslında gerçekleştirilmesi çok zor bir aktivite olduğunu anlamanız muhtemeldir. Bulunduğumuz yerde ve bulunduğumuz ânın içinde kalmanın yolu ise alarmda olmak, etrafımızı gözlemlemek ve gereksiz yere derin düşüncelere daldığımız anda silkelenip o ânın gerçekliğine geri dönmektir.
Size iyi davranan insanları sevin köpek gibi davrananları değil, itilip kakılmak yerine değer gördüğünüz insanlarla olun, değer gördünüz iki insan sizden hoşlandı diye götünüzü satürne kadar çıkarmayın hint kumaşı bile bulunuyor, kimsenin kulu kölesi olmayın sonra emir veren sahibiniz çok olur, zengin yakışıklı güzel kaslı koca götlü memeli gibi algılardan artık uzaklaşın gerçek sevgi dış görünüşü kalıplara sokmaz o sadece hayvanlarda olan cinsel dürtüdür, insanlara şans verin laps diye önünüze gelen herkesi çevirmeyin, şans verin dediysek motor olmayın az seçici olun, hep karşı taraftan beklemeyin bazı şeyleri kızlar götünüzü kaldırıp yapabilirsiniz, her hareketi kur sanmayın erkekler sonra göt gibi kalırsınız, teklif etmenin cinsiyeti yoktur fakat adabı vardır şunu insan gibi yapın, karşınızda size bakan ve hoşlandığınız birisini mi gördünüz merak etmeyin o da sizden hoşlanıyor tek beklediği bir gülüş o kadar. Bir şeylere ön ayak olun hayatınızın aşkı evinize kargo ile gelmeyecek
tüm ilişkilerin tek sırrı para