Onedio Logo

Araştırmalara Göre Havaalanlarının İnsan Davranışı Üzerinde Tuhaf Bir Etkisi Var

Kapak Görseli

Havaalanlarında insanlar bazen gerçekten tuhaf davranabiliyor. Kimileri yerde uyuyor, kimileri ekranın önünde yoga yapıyor, bazılarıysa sabahın erken saatinde kavga çıkarıyor. Her şey o kapılardan geçtikten sonra bir anda değişiyor gibi değil mi? Sanki hepimiz “başka bir yere” geçiyoruz ama o yerin neresi olduğunu tam da kestiremiyoruz. Peki, ne oluyor bize bu yerlerde? Gelin araştırma sonuçlarına bakalım.

Kaynak

Bazı insanlar için tatil, havaalanına adım attıkları anda başlıyor.

Bazı insanlar için tatil, havaalanına adım attıkları anda başlıyor. Görseli

Henüz uçak kalkmadan kafalarda “rahatlamış tatil modu” açılıyor. Bu da beraberinde gevşeklik, sınırların silinmesi ve bazen aşırıya kaçan davranışları getiriyor. Sabah saatlerinde içilen içkiler ya da normalde yapılmayacak hareketler, “tatil ya” bahanesiyle kendini göstermeye başlıyor.

Ancak bazıları için havaalanları tam tersi bir etki yaratıyor. Uçuş kaygısı, kalabalık, yüksek sesler ve zaman baskısı birleşince sinirler iyice geriliyor. Ortamın verdiği yoğun uyarılma hali, kişileri kolayca stresli, gergin ve tahammülsüz hale getiriyor. Psikoloji alanında çevresel stresörlerin insan davranışını etkilediği uzun zamandır bilinen bir gerçek.

Psikocoğrafya denen alanda, mekanların insan ruh hali üzerindeki etkisi inceleniyor.

Psikocoğrafya denen alanda, mekanların insan ruh hali üzerindeki etkisi inceleniyor. Görseli

Havaalanları da bu açıdan tam bir eşik alanı. Ne tamamen bir yere aitsiniz, ne de artık önceki yerdesiniz. Ulusal sınırlar bu noktada önemini yitiriyor çünkü güvenlik kapısından geçtiğinizde artık resmen hiçbir yerde oluyorsunuz.

Benzer bir şey zaman için de geçerli. Saat kaç olduğunun, hangi günün içinde olduğunuzun ya da nerede uyandığınızın pek bir anlamı kalmıyor. Bazı uçuşlar, saat farkı yüzünden kalktığınızdan daha erken bir saatte iniş yapabiliyor. Zamanın ve mekanın buharlaştığı bu bölgede, kendinizi ister istemez biraz kaybolmuş hissediyorsunuz.

Günlük hayatta kim olduğumuzu tanımlarız: işimiz, evimiz, rutinlerimiz, alışkanlıklarımız…

Ancak havaalanlarında bu tanımların çoğu geçici olarak devre dışı kalıyor. Artık ne iş yerinizdesiniz, ne evde. Yeni biri olma ihtimali zihinde belirmeye başlıyor. Belki de o yüzden, bazı insanlar burada hiç tanımadıkları yabancılarla samimi sohbetlere giriyor, kimi zaman aşırıya kaçıyor, kimi zaman içten davranıyor.

Bu alanlarda sosyal sınırlar gevşediği gibi kişisel sınırlar da bulanıklaşıyor. Bu yüzden hem anti-sosyal hem de aşırı sosyal davranışlar aynı anda ortaya çıkabiliyor. Bir yanda sarhoş olup ortalığı birbirine katanlar, diğer yanda yan koltuktakiyle içten bir tatil sohbeti yapanlar...

Psikanalist Sigmund Freud’a göre insan davranışları üç ana yapı tarafından şekillenir: id, ego ve süperego.

Normal hayatlarımızda, “ego” dediğimiz mantıklı tarafımız ipleri elinde tutar. Ancak bastırılmış duygular, dürtüler ve istekler “id” içinde gizlidir ve uygun fırsatı bekler.

İşte havaalanları, bu bastırılmış “id” için ideal bir zemin olabilir. Sınırların kalktığı, kuralların bulanıklaştığı, zamanın anlamsızlaştığı bu ortamlarda, insanın içindeki dürtüsel taraf yüzeye çıkabilir. Üstüne bir de alkol veya yorgunluk eklendiğinde, id kontrolü tamamen ele geçirebilir.

Havaalanlarında hiçbir şey sizin elinizde değilmiş gibi hissedersiniz. Kapıların açılıp kapanması, anonslar, gecikmeler, iptaller…

Bunlar kontrolün sizde olmadığını hatırlatır. Oysa zaman üzerinde kontrol sahibi olmak insan psikolojisi için önemlidir. Kontrol kaybı, kaygıyı tetikler ve bu da birçok davranışın değişmesine yol açar.

Ancak bu “boşluk hissi” herkeste kötü sonuçlar doğurmaz. Kimileri için bu geçici kayıtsızlık, rahatlatıcı bir özgürlük duygusuna da dönüşebilir. Zamanın dışına çıkmak, kendi rollerinden sıyrılmak, yeni bir kimliğe bürünmek... Havaalanları, kimileri için adeta bir rol değiştirme sahnesi olabilir.

Zaman ve mekan algısının kaybolduğu, kuralların esnediği ve kimliklerin silikleştiği bu alanlarda, biz de biraz değişiyoruz. İster uçuş kaygısı, ister özgürlük hissi olsun... Havaalanı kapısından geçtiğimiz anda, artık “biz” dediğimiz şey geçici olarak dönüşmeye başlıyor. Belki de bu yüzden orada yaşananlar bazen absürt, bazen komik ama çoğunlukla unutulmaz oluyor.

İlginizi çekebilir:

Biz Politik Krizlerle Uğraşırken Dünyada Ne Gibi Gelişmeler Yaşandı?
Dünyada Bir İlk: Avustralyalı Adam, Vücudunda Gerçek Kalp Olmadan Hastaneden Taburcu Edildi
Çoğumuzda Artık Çıkmıyor Bile: Yirmilik Dişimiz Neden Var?

Popüler İçerikler

Volkan Konak'ın Yıllar Önce Söylediği Sözler ve Barış Çağrısı Yeniden Hatırlandı
Volkan Konak'ın Yıllar Önce Söylediği Sözler ve Barış Çağrısı Yeniden Hatırlandı
Mustafa Sandal'dan Seda Bakan'ın "Devlet Büyüklerine" Yaptığı Çağrıya Ders Niteliğinde Cevap!
Mustafa Sandal'dan Seda Bakan'ın "Devlet Büyüklerine" Yaptığı Çağrıya Ders Niteliğinde Cevap!
Henüz Yılın Başındayız Ama Çok Acı Haberler Aldık: 2025'in İlk Çeyreğinde Kaybettiğimiz Ünlü İsimler
Henüz Yılın Başındayız Ama Çok Acı Haberler Aldık: 2025'in İlk Çeyreğinde Kaybettiğimiz Ünlü İsimler