Arapları Osmanlı'ya Karşı Kışkırtan 'Çöl Şeytanı' Lawrence'in Casuslukla Şekillenen Sıra Dışı Hayatı

İngiliz istihbaratının en sıra dışı figürlerinden biri Arabistanlı Lawrence olarak bilinen Thomas Edward Lawrence hayatı boyunca tartışmalı bir figür olmayı başardı. Gertrude Bell’in desteğiyle İngiliz istihbaratına katılan Lawrence Osmanlı topraklarında başlattığı ayaklanmalarla dünya tarihine damgasını vurdu. Fakat Arap isyanlarını kışkırtan bu figürün savaşın sonunda gizemli bir şekilde kaybolan hayatı ve öne çıkan karanlık yönleri hep konuşulacak. Lawrence’ın yolu istihbarat dünyasından çölün ortasına, oradan da geriye dönüşe kadar uzandı. Haydi bu dünyanın tanıdığını casusu biraz daha yakından tanıyalım.

Kaynak

1888’de dünyaya gelen Lawrence’ın çocukluğu karmaşık aile ilişkilerinin yarattığı travmalarla şekillendi. Babası Baron Edward Robert Chapman karmaşık bir aile geçmişine sahipti; önceki eşinden boşanmış sonra annesi Sare ile evlenmişti.

Bu düzensiz aile yapısı Lawrence’ın hayatını başından itibaren derinden etkileyecekti. Lawrence gayrimeşru bir çocuk olarak psikolojik olarak zorlu bir çocukluk geçirdi. Babasıyla olan ilişkisinin bozukluğu yıllarca içsel bir huzursuzluğa yol açtı.

İlginç bir şekilde Lawrence’ın çocukluk yıllarındaki en büyük ilham kaynağı annesi Sare’nin anlattığı tarihi öykülerdi. Bu öyküler Lawrence’ın zihin dünyasında Haçlı Seferleri ve Ortadoğu’ya karşı büyük bir hayranlık oluşturdu. Zihninde şekillenen bu tarihsel tutku onu Oxford Üniversitesi’ne yönlendirdi, ancak asıl büyük değişim üniversite yıllarında meydana geldi.

Oxford’da arkeoloji okurken Lawrence’ın hayatına bir isim girecekti: David George Hogarth. Hogarth sadece bir arkeolog değil, aynı zamanda İngiliz İstihbaratı için Ortadoğu’da gizli görevlerde bulunan bir isimdi. Lawrence Hogarth’ın rehberliğinde Osmanlı topraklarında arkeolojik kazılar yapmaya başladı

İşte bu noktada Lawrence’ın casusluk kariyeri de başlamış oldu. Hogarth’ın yanındaki bir başka önemli figür ise Gertrude Bell’di. Bell sadece bir arkeolog değil, aynı zamanda Ortadoğu’nun derinliklerine dair bilgiye sahip, oldukça etkili bir casustu. Bell’in Lawrence’a kazandırdığı bilgiler onu sadece bir gözlemci değil, sahada aktif bir oyuncu yapmaya yetti.

Arapçayı öğrenmesi ve Arap halkıyla kaynaşması onun yalnızca bir casus değil, bir stratejist olmasını sağladı. Bell’in ona verdiği öğretiler Lawrence’ı sadece savaş alanında değil, insan ilişkilerinde de benzersiz bir figür haline getirdi.

I. Dünya Savaşı’na katıldığında Lawrence Kahire Ofisi'ne atanarak Arap İsyanı’nın merkezine doğru yol alacaktı. Osmanlı'nın çöküşünü hızlandırmak için İngiliz hükümeti Arap kabilelerini Osmanlı'ya karşı kışkırtmayı hedefliyordu. Ve Lawrence bu planın en önemli oyuncusu olacaktı.

Gertrude Bell’in aracılığıyla tanıştığı Haşimi ailesi Lawrence için kritik bir bağ kurdu. Şerif Hüseyin’in oğlu Abdullah ile yakın ilişkiler geliştiren Lawrence bu bağları Arap İsyanı’nı desteklemek için kullandı. Osmanlı’ya karşı mücadeleye giren bu yeni müttefikler Lawrence’ın stratejileriyle hareket etmeye başladılar.

Lawrence Haşimi ailesiyle oluşturduğu ittifak sayesinde Arap milislerini Osmanlı’ya karşı ayaklandıracak ve Hicaz Demir Yolu’nu hedef alarak büyük bir darbe indirecekti. 1917 yılında Akabe’ye yapılacak saldırı Lawrence’ın askeri kariyerindeki en önemli anlardan biriydi. Osmanlı’nın stratejik noktalarından biri olan Akabe Lawrence’ın komutasındaki Arap isyancıları tarafından alındı.

Bu zafer sadece askeri değil aynı zamanda psikolojik bir zaferdi. Lawrence Arapları birleştirip onlara bağımsızlık mücadelesinin heyecanını ve gücünü aşılamıştı. Ancak Lawrence’ın görevi burada bitmiyordu; asıl büyük hedefi Osmanlı’yı bu topraklardan tamamen silmekti.

Lawrence Arap İsyanı’nda sadece bir stratejist değil aynı zamanda bir eylem adamıydı. Şam kuşatması sırasında teslim olan binlerce Osmanlı askerini "esir alınamaz" diyerek katlettirdiği, tarihi kayıtlara geçen en kanlı anlardan biriydi.

Lawrence savaştan sonra kimliğini değiştirerek İngiliz Hava Kuvvetlerine katıldı. Yeni bir hayat kurma çabaları onu esrarengiz bir şekilde sona götürecekti. 1935 yılında bir motosiklet kazasında hayatını kaybetti. Trafik kazasındaki şüpheli ölümü tıpkı hayatı gibi gizemliydi.

Kimileri Lawrence’ın ölümünü bir suikast olarak yorumladı. İngiliz Gizli Servisi’nin onun fazla bilgi sahibi olmasından korktuğu ve bu yüzden ortadan kaldırıldığı iddia edildi. Ancak ölümünden sonra yıllarca onun bir başka görev için öldürülmüş olabileceği söylentileri de yayıldı.

İlginizi Çekebilir:

Arabistanlı Lawrence Tarafından Pusuya Düşürülen ve 105 Yıldır Arap Çöllerinde Yatan Osmanlı Treninin Hikayesi
Osmanlı Tarihinde Bir Efsane: Canlı Canlı Gömülen Padişah I. Mahmud'un Hikayesi
Osmanlı Döneminde Yaşanan ve Takvim-i Vekayi’ye de Konu Olan Tüyler Ürpertici ''Vampir'' Hadisesi

Popüler İçerikler

HTŞ Lideri Colani Kadına Başını Örtme Talimatı Verdiği Videoyla İlgili İlk Kez Konuştu
İstanbul Boğazı'nın En Pahalı Yalısında Fiyat Güncellemesi: Değeri Tam 120 Milyon Euro
Serdal Adalı, Ricardo Quaresma'ya Jübile Yaptıracağı Tarihi Açıkladı
YORUMLAR
25.11.2024

ayrıca suudi ler Ecyad kalesi ve diğer Türk eserlerini yıkarken bu elemanın evini restore edip ziyarete açmışlardır

25.11.2024

Peygamberin uyardığı sürekli tekrar ettiği konu fitne... Kaldıki bu bir insan DECCAL geldiğinde göreceğiz fitnenin büyüğünü... bu adamın ektiği nifak tohumu o kadar etkili ki israil yıllardır onun ekmeğini yiyor...

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ