Şans kapıyı her zaman erken çalmayabiliyor. Bizden geçtiğini sandığımız şeyler için aslında yanılıyor olabiliriz. Dünyanın sayılı oyuncularından bazıları da bu açıdan iyi birer örnek. Kimisi ününe çocuk yaşta ulaşsa da kimileri onca yıllık kariyerinin zirvesini ikinci baharında görebiliyor. İşte karşınızda aradığı üne geç kavuşan dünyaca ünlü oyuncular.
2012'de kaybettiğimiz Kathryn Joosten, oyunculuk hayaliyle Los Angeles'a taşındığında 56 yaşındaydı. Onu sektöre bağlayacak hiçbir şeyi olmadığı için sıfırdan zirveye yükselmeye çalışan Joosten, bu mücadelesinin beraberinde iki Emmy ödülü birden kazandı.
Çoğumuz onu The Practice veya Lost'taki Benjamin Linus ile tanıyoruz. Ya da Person of Interest'teki Harold Finch. Başarılı oyuncu Michael Emerson'ın sektöre atılımı 32 yaşını buldu. Kariyerinin ilk on yılında öğretmenlik yaparken bir yandan ufak yapımlarda yer alan Emerson'un ilk büyük işi ise ancak 1997'de yani 43 yaşında geldi. Sonrasında hızlı yükselen kariyeri ise hepimizin malumu.
Kadın komedisi dendiğinde akla ilk gelen isimlerden biri olan Melisa McCarthy'in ufak çaplı rollerden sonra potansiyelini göstermesi 30 yaşında Gilmore Girls'de oldu. Ancak başrol olarak kendisini ise ancak 41 yaşında Bridesmaids'te fark ettirebildi. O zamandan bu yana hızlı yükselişini sürdüren McCarthy, 2016 yılında Time dergisi tarafından dünyanın en etkili 100 kişisi listesine seçildi.
İskoçyalı usta aktör Sir Sean Connery, gençlik yıllarında tiyatro ve ufak çaplı televizyon dizilerinde yer alsa da ününe kavuştuğu James Bond rolünde yer alması 32 yaşını buldu. Bu rolün sonrası önü fazlasıyla açılan usta oyuncu peşi sıra Oscar ve BAFTA kazanırken Yaşayan En Büyük İskoç unvanının sahibi oldu.
Lisedeyen tiyatro eğitimi alıp sahnelere çıkan Danny Burstein, oyunculuğa otuzlu yaşlarda başlarken şöhrete kavuşması 2006 yılında 42 yaşındayken The Drawsy Chaperone ile oldu. Kazandığı şöhreti sonrasında dünya çapında ün kazanan müzikallere imza atan Burstein, sayısız ödüllerinin yanı sıra üç Grammy adaylığına sahip.
Yıllardır sayısız övgü alan ve gövde gösterisi yaptığı müthiş performanslara imza atan Kathy Bates, sanat müzesinde kasiyerlikle başladığı yaşamının ilk uzun metrajlı rolünü 23 yaşında oynadı. Yirmi yıla yakın süreyle irili ufaklı rollerde yer alan Bates asıl patlamasını ise Misery'de imza attığı inanılmaz Kathy performansıyla 42 yaşında yaşadı. O rolden bu yana ise Oscar'dan Altın Küre'ye sayısız ödüle ulaştı.
Tarihin en meşhur aktris ve komedyenlerinden Estelle Getty, yıllarca New York'ta tiyatrolarda yer aldıktan sonra ancak 62 yaşında The Golden Girls dizisiyle şöhrete kavuştu. Bu ödülün ardından Altın Küre'ye de uzanan Getty kariyerinin zirvesini geç yaşlarda yaşayan isimlerin başında geliyor.
Herkes onu sayısız rakiple savaşan ve kalpleri kazanan Rocky ile tanısa da Sylvester Stallone arkasında mücadele dolu bir geçmiş barındırıyor. Kaldığı harabe evin kirasını bile karşılayamadığı, kir içinde dolaştığı günlerde Rocky'nin senaryosunu üç günde yazdığı bir taslakla hayata geçiren Stallone şöhreti 30 yaşında yakaladı ve bir daha da bırakmadı. Hatta öyle bir bırakmayış ki Stallone, ABD sinema tarihinde peş peşe altı yıl en çok izlenen film yapan tek aktör olarak tarihe geçti.
Otuz yaşında en iyi oyunculuk okullarından Kraliyet Dramatik Sanatlar Akademisi'nde eğitim gören Rickman mezun olduktan sonra grafik tasarım stüdyosu açsa da bundan üç yıl içinde sıkılıp oyunculuğa geçiş yapmak istedi. Uzun yıllar ufak çaplı rollerde yer alan Rickman şöhreti ise ancak 46 yaşında Zor Ölüm'deki rolüyle kazandı.
The Office'te kavuştuğu şöhreti uzun yıllar sürdürüp Time'ın en etkili 100 insanı listesine giren Ricky Gervais, oyunculuğa otuzlu yaşlarında başladı. Şöhrete kavuşması ise The Office vesilesiyle ancak 40 yaşında oldu. O günden bu yana da şöhretini korumayı sürdürüyor.
Tarihin en çok filmde oynayan oyuncularından Morgan Freeman'ın da şöhrete kavuşması epey bir zaman aldı. Hava Kuvvetlerinde geçen gençlik yıllarının ardından radar tamircisi olarak görev yapan Freeman, Electric Company gibi çocuk projelerinde yer aldıktan sonra patlamasını Driving Miss Daisy'de yaşadı. Evet, tahmininiz doğru, o zaman tam 52 yaşındaydı!
Komedinin duayen ismi Jane Lynch, Chicago'da oyunculuk yaparak geçirdiği 15 yılın ardından tiyatrodan ilerlemeyi tercih etti. Oyunculuğa adım attığı otuz yaşının ardından çeşitli projelerde ufak rollerde yer alan Lynch, 2000 yılında Best in Show'daki rolüyle 43 yaşında şöhrete kavuştu. O şöhretin üstüne ise bir Altın Küre, iki Emmy ödülü eklemeyi başardı.
Erken yaştan itibaren oyunculuğa ilgi duyan ve bu hayallerinin peşinden koşan Jessica Chastain, Robin Williams'ın sponsor olduğu bir bursun yardımıyla oyunculuğa başladı. Yirmili yaşlarında oyunculuğa başlayan aktris şöhreti ise 34 yaşında peş peşe rol aldığı The Help ve The Tree of Life sayesinde yakaladı.
Set tasarımcısı bir baba ve kostüm tasarımcısı bir annenin çocuğu olarak dünyaya gelen Christoph Waltz, 24 yaşından itibaren oyunculuğa başlasa da bunlar Alman yapımı ufak çaplı işlerdi. 2000'de yönetmenlik denemesi yapan Waltz'un şöhrete kavuşması ise Tarantino harikası Inglourious Basterds ile anca 51 yaşında oldu. O dönemden bu yana ise bünyesine iki Oscar ve sayısız ödül ekleyerek geç gelen şöhreti korumasını bildi.
Kendi kuşağının en popüler oyuncularından biri olarak kabul edilen ve tüm zamanların en yüksek hasılat elde eden oyuncusu olan Samuel L. Jackson, oyunculuğa yirmili yaşlarda başlasa da şöhrete kavuşması ancak Pulp Fiction'daki efsane performansıyla 45 yaşında oldu. Bu rolle birlikte kavuştuğu şöhreti uzun zaman korudu.
30 yaşa geç diyen editör 31 yaşında ki beni üzdü