Arabeskin Titrek Kralı Azer Bülbül'ün Bilinmeyen Hayatına Dair İlk Kez Öğreneceğiniz Detaylar

Bazı insanlar fenomen olarak dünyaya gelir, Azer Bülbül de bunlardan bir tanesi. Fakat onun yaşadığı hayatla ilgili çoğu kişinin bilmediği çok şey var. Arabeskin fenomeni Azer Baba'yı gelin yakından tanıyalım...

Kaynak: Ayça Örer - Radikal

Türkiye'nin ve hatta belki de dünyanın görüp görebileceği en ilginç müzik insanlarından birinden bahsedeceğiz şimdi. Onu tanımadığınız, gerçek adıyla Subutay Kesgin'in hayatına hoş geldiniz!

Karslı, gurbetçi bir ailenin çocuğu Subutay. Çocukluğundan beri türkü söyleme merakı onu hiç bırakmamış. O yüzden küçük yaşlardan beri halk ozanlarından ders almaya başlamış.

Ailesi Almanya'ya gidince o da gurbetin yolunu tutmuş. Ergen haliyle Almanya'daki düğün salonlarında şarkı söylemeye başlayınca hayatının kırılma noktalarından birini de yaşamış.

Bir gün arkadaşlarıyla Yıldız Tezcan'ın dinlemek için giden Subutay, solistin kendine mikrofonu uzatmasıyla hayatının değişeceğinden hiç haberdar olmamış. Yıldız Tezcan hemen Uzelli firmasının yetkilerini arayıp bu yıldızı parlayacak adama kaset yapılmasını gerektiğini anlatmış.

1984 yılında çıkan Garip Yolcu kaseti işte bu keşfedilmenin ilk ürünü. Bu arada tabii Yıldız Tezcan "Senin adın Azer Bülbül" olsun diyerek adını da değiştirmiş. Bir kere bile sormamış "neden?" diye, kabul etmiş hemen yeni kimliğini.

80'lerin en büyük kuralı olan "kaset varsa film de vardır" düsturuna uyarak bir de Mavi Mavi Masmavi filminde oynamışlığı var Azer Bülbül'ün

Bundan sonrasını 90'ları görenler çok net hatırlayacaktır. "Ben Babayım" albümünde bulunan "Dokunmayın çok fenayım" ve "Yaralandın mı Can" şarkıları artık onun ülke çapında bir fenomen olmasını sağladı.

Özellikle şarkı söylerken yaptığı titremeler, birçok kişinin dikkatini çekti. Kimisi "ilgi çekmek için yapıyor" dedi, kimisi "bir rahatsızlığı var herhalde" diye düşündü. Ancak kendisi bunu "Tamamen duygu yoğunluğu. Ben de ne yaptığımı bilmiyorum" şeklinde açıklayacaktı.

Uzun zamandır fenomen bir isim çıkartmayan arabesk piyasası, aradığı kanı neredeyse bulmuş gibiydi. MÜYAP verilerine göre albümü 1.4 milyon satmıştı. Bu rakam İbrahim Tatlıses gibi yerini sağlama almış şarkıcıların karşısında bir rekordu.

Gittikçe büyüyen bir dinleyici kitlesi oluşturmayı başarmıştı. Artık onun adı "Titrek Kral"dı, halk öyle uygun görmüştü.

Sadece Müslüm Gürses konserlerinde görülen jiletçi tayfa, artık Azer Bülbül'ün de abonesi olmuştu. "Baba" diyerek kendini kesenleri gördükçe fenalık geçiriyordu sahnede. Onlar bilmese de Azer Bülbül'ü kan tutuyordu, her defasınsa sahnede bayılacak gibi oluyordu.

Müslüm Gürses'in arabesk zincirini kırarak batılı müziğe dönmesini hem başarılı buluyor hem de eleştiriyordu. Çünkü ona göre garibanlarla olan bağı kesilmişti artık Müslüm Gürses'in. O yüzden "Müslüm zenginlerin dedesi, bana artık baba derler" diyecek kadar da özgüvenliydi.

Kariyerinin tırmanışa geçtiği dönem olan 2001'de kokain kullandığı tespit edildi. Hayatındaki boşluklar, gel gitler ve şöhretin getirdiği sarhoşluk onu uyuşturucu belasına itmişti. 10 aylık hapis cezası para cezasına çevrildi ve 3 yıl uyuşturucu tedavisi gördü.

Uyuşturucu kullandığı günleri şöyle anlatmıştı bir röportajında:

'Allaha şükür o işler bitti. Bir yerlere geldiğiniz zaman etrafınızda olumsuz kişiler oluşuyor. Avrupa’ya gidiyorsunuz, orada bir takım arkadaşlar falan. Bir ara uyuşturucu kullanma durumumuz olmuştu. Zaten yakalanmıştım, biliyorsunuz. Sonra tedaviye gittim, üç sene tedavi gördüm yurtdışında. Bu da bu işin bir parçası olması gerekiyor zannediyorum. Ama arkadaşlarıma, gençlerime tavsiye etmem. Allah düşmanımı düşürmesin. Tükenmişlik, bunalım, hayatın bölümlerinden birisi işte. O kadar insanın içinden geliyorsun odanda tek başınasın, bu bir yalnızlık değil mi sizce?'

Tabii bir de karmakarışık bir özel hayatı da var bir yandan. 19 yaşında ailesinin zoruyla evlendiği eşiyle 12 yılda zor boşandı. Evliliği boyunca eşiyle sadece 3 gün görüştüğünü de söylüyordu. Sebebinin de evden canı istediği zaman çıktığında hesap sorulması olduğunu anlatıyordu.

Ailesiyle karşı karşıya gelmesini sağlayan bu evlenme boşanma durumu, Azer'in hayatındaki en büyük sıkıntılardan biri oldu. Çok sonraları türkücü Güler Işık'la nişanlandı ama kısa sürede nişanı attı. Sebebi kim bilir neydi...

Bir de Yıldız Tilbe'ye evlilik teklifi olayı var ki evlere şenlik. Bu anıyı Yıldız Tilbe yıllar önce bir dergi için şu cümlelerle anlatmıştı:

'1998 yılında babamı kaybettim. Psikolojim bozuk olduğu bir dönemdi. Müzik dinleyemez olmuştum ve evdeki yüzlerce albümün hepsini teker teker kırmıştım. Azer'in bir şarkısına takıldım: 'İlle de Sen'. O şarkı için; 'Kör Kurşun' albümünü aldım ve bütün albümü dinlemeye başladım... Yıllar sonra bir gün Azer beni aradı:- Yıldız abla, Yıldız abla,

- Efendim Azer?- Abla ben evlenmek istiyorum.

- Ne yapayım Azer? Evlen o zaman.

Doğru düzgün bir kız bulamadığından yakındı.

''Annene babana söyle, onlar bulsun sana eli yüzü düzgün bir kız'' dedim. 'Bana sen bir kız bul Yıldız abla' dedi

- Nerden bulacağım Azer?

- Nerden bulursan bul, bana sen bir kız bul. Öyle bir tanıdığım olmadığını söyledim. ''Olsa ayıp ediyorsun'' dedim.

Teyzelerimin, amcalarımın kızlarını sordu. ''Yok Azer'' dedim. Hakikaten de yoktu.

- Yok Azer. Vallahi de billahi de yok.

- O zaman sen benle evlen abla.

- Çüşş ordan, delirdin mi. Ne diyorsun yahu?

- Sen evlen benle abla

- Defol. Saçma sapan konuşup ağzımı bozma!

İyiydi Azer, saftı, temizdi. Zaten saf ve temiz insanlar, kendilerine bir türlü sahip çıkamıyorlar. Hayat da bir türlü izin vermiyor onların kendilerine sahip çıkmaların

Çoğu kişinin ortamlarda onu dinlediğini kabul etmediği, bir kısmının ise gizli gizli dinlediği Azer Bülbül her ne kadar bir magazin figürü olsa da çok fazla göz önünde olmayı sevmiyordu. Belki de bu yüzden lüks gazinolar, oteller yerine daha küçük yerlerde çıkmayı tercih ediyordu.

2012 yılında Duygularım albümünün tanıtımı için küçük bir barla anlaştı. Sahneden sonra gittiği üç yıldızlı otel odasından ise hiç çıkmadı. Menajeri her ne kadar onun uyuduğunu düşünse de içine bir kurt düşmüştü.

Kapıyı açtığında Azer'i yorgana sarılmış bir halde, hareketsiz yatarken buldu. Herkesin aklına ilk olarak uyuşturucu geldi, sonuçta geçmişte böyle bir sicili vardı.

Azer Bülbül'ün rahatsızlandığı sırada kameraların çektiği son görüntü.

O gece birlikte olduğu S.A. isimli kadın ise Azer'in bir hap kullandıktan sonra fenalaştığını ve korktuğu için odayı terk ettiğini ifade etti. Nitekim yapılan otopside Azer Bülbül'ün cinsel içerikli hap ve antidepresan aldığı ancak ölüm sebebinin bu ilaçlar değil kalp krizi olduğu anlaşıldı; iki damarı tıkalı çıkmıştı.

Türk arabesk tarihinin tabiri caizse en "underground" isimlerinden biri olarak geldi ve 45 yaşında gitti Titrek Kral. "8 sene Subutay’dım, 20 senedir Azer’im. Azer daha çok yaşadı Subutay’dan" cümlesi ise sevenlerinin yüreğine şarkıları gibi acıtarak işlendi..

Bu arada bilmeyenler için son dönemde yapılan ve çok sevilen George Michael ve Azer Bülbül mashup çalışmasını da şuraya bırakalım.

Bu içerikler de ilginizi çekebilir 👇

Ferdi Tayfur'un Müge Anlı'yı Bile Şaşırtacak İlişkilerini Öğrenince Değişik Bir Aydınlanma Yaşayacaksınız
Müslüm Gürses'e 'Kıro Arabeskçi' Diyen Entelektüel Kitlenin Müslüm Baba'yı Adım Adım İlahlaştırma Süreci
Güzeller Güzeli Bergen'in Yaşadığı İnanılmaz Hayat ve Onu Katleden Halis Serbes'in Korkunç Sözleri

Popüler İçerikler

"Aşk Solcudur..." Kızılcık Şerbeti'nde Deniz Gezmiş Anıldı
Sosyal Medyada Süren Öğretmenlik Tartışması: Az Çalışıp Çok mu Maaş Alıyorlar?
Kızılcık Şerbeti'nin Görkem'i Özge Özacar'dan Pembe'nin Osmanlı Tokadına Yanıt
YORUMLAR
21.04.2022

Ayrıca Dızzo saç modelinin öncüsüdür... :)

21.04.2022

Allah rahmet eylesin. Her yaşantıda oluyor işte iniş çıkışlar. Maalesef ki kiminin hayatına maloluyor.

21.04.2022

Gerçek adı dışında bir tane olumlu tarafı olmayan biri. Allah rahmet eylesin.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ