Antisosyal Kişilik Bozukluğu (Sosyopati) Nedir? Bu Kişiliğe Sahip Bireyleri Diğerlerinden Nasıl Ayırt Ederiz?

Bu kişilerin anneniz, babanız, kardeşiniz, iş arkadaşınız veya yakın çevrenizden herhangi birileri olabileceği fikrini hiç düşündünüz mü? Onları diğerlerinden ayırt edebilmek çok da kolay değil. Ancak biraz gözlem ve aşağıda sıraladığımız ipuçları ile onları kolaylıkla tanıyabilirsiniz.

Bu içerik hazırlanırken, Prof. Dr. Ertuğrul Köroğlu tarafından çevrilen, Amerikan Psikiyatri Birliği’ne ait DSM-5 Tanı Ölçütleri Başvuru Elkitabı’ndan yararlanılmıştır. Diğer kaynaklar için: 1 , 2

1- Antisosyal kişilik bozukluğuna sahip bireyler gelecekleriyle ilgili endişelenmezler.

Belki de sosyopatları psikopatlardan ayıran en can alıcı nokta bu. Psikopat bireyler, planlı ve garantici yaşarken sosyopatlar anlık dürtüler ve arzulara göre hareket ederler. Bir adım sonrasını ve eylemlerinin ne gibi sonuçlar doğuracağıyla ilgilenmezler. Dolayısıyla gelecek kaygısı hissetmezler. Yapmak istediklerini o an yaparlar ve ilerisini düşünmezler.

2- Empati kuramazlar.

Sosyopatiye sahip bireyler, karşılarındaki insanların duygularını anlamazlar ve buna ilişkin empati geliştiremezler. Muhatap oldukları insanların kendilerine duydukları aşkla bile ilgilenmezler. Ne derece yakınlıkları olursa olsun, hayatlarındaki insanların mutlulukları ve mutsuzlukları kendilerini ilgilendirmez ve herhangi bir duygu uyandırmaz.

3- Kural tanımazlar.

Sosyopat bireyler istek ve arzularına ulaşmak konusunda hiçbir engel tanımazlar. Ne demiş Nietzsche? “Yasaklanmış olana erişmektir amacımız...” İşte antisosyal kişilik bozukluğuna sahip bireylerin mottosu da tam olarak budur. Toplumsal kurallar, gelenekler, görenekler vs. kendilerini asla bağlamaz. Mühim olan yalnızca kendi zevklerinin ve arzularının tatminidir.

4- Manipülasyon konusunda ellerine su dökülmez.

Sosyopati tanısı almış kişilerin gerçek bir manipülasyon ustası olduğunu söyleyebiliriz. Etraflarındaki insanları rahatlıkla kandırabilirler. Yetişkin bir sosyopat, etkili bir manipülasyon için elbette yalana başvurur. Adeta bir Ziya gibi, efendim Hallederiz Kadir gibi… Öyle pişkin, öyle oyuncu ve öyle gülünç.. Sizin bizzat şahitlik ettiğiniz bazı eylem veya söylemleri konusunda hiç çekinmeden çarpıtmalarda bulunabilir ve enteresan bir şekilde sizi ikna edebilir. Yeter ki işin ucunda menfaatlerine erişmek olsun. Bir sosyopat, onun açığını yakaladığınız herhangi bir durumda, var gücüyle sizi, yanlış anladığınıza ve haksız olduğunuza ikna etmeye çalışır. Bunu öyle ustaca yapar ki, bir anda kendinizi “ne kadar yanlış bir insanım böyle, Allah belamı mı verse acaba” derken bulursunuz.

5- Kendilerini asla haksız görmezler.

Eminim bu kısmı okuyunca, etrafınızdaki birçok insanın sosyopat olabileceğine dair inançlarınız güçlenecektir. Birlikte yaşadığımız, burnundan kıl aldırmayan o kadar çok insan var ki… Ancak sosyopatlar bu konuda da aşırıdır. Eğer gerçek bir sosyopatla muhatapsanız, emin olun her türlü tartışmada, en haklı onlardır ve siz daima haksızsınızdır. Konu her ne olursa olsun hatalarından dolayı asla özür dilemezler ve aksine kafa karıştırıp, lafı çarpıtıp suçun kendilerinde olmadığını iddia ederler.

6- Agresif ve şiddete yatkınlardır.

Bu bozukluğa sahip bireylerde öfke patlamalarına, çevrelerindeki insanlara karşı zorba ve zalimce yaklaşımlarına rastlamanız oldukça olası. Sosyopat bireylerin suça bulaşma oranları oldukça yüksek.

7- Asla pişmanlık duymazlar.

Sosyopat bireyler başkalarını incitmek, kötü davranmak ya da başkalarından çalmak gibi konularda aldırmazlık gösterirler ve asla vicdan azabı çekmezler. Bir sosyopata herhangi bir konuda sizi ne kadar incitmiş olduğunu söylemenizin bir anlamı yoktur. Çünkü muhtemelen bunu hiç umursamayacak ve pişmanlık duymayacaktır.

8- Sorumluluk bilincine sahip değillerdir.

Antisosyal kişilik bozukluğuna sahip bireylerin, sorumsuzluklarından dolayı, genellikle sürekli bir işleri ve düzenli bir aile hayatları olmaz. Parasal yükümlülüklerini yerine getirmezler. Başkalarının sırtından geçinmeyi adeta görev bilirler.

9- Cezbedici bir tarafları vardır.

Bu kişiler, çevreleri tarafından ilginç bir şekilde karizmatik ve ilgi çekici bulunurlar. Bunu da diğerlerini yönetmek ve manipüle etmek konusunda güçlü bir koz olarak kullanırlar.

10- İnsanları tehditlerle yanlarında tutmaya çalışırlar.

Bu insanları fark edip hayatınızdan çıkarmayı düşündüğünüzde, muhtemelen sizi ya kendilerini öldürmekle ya da doğrudan size zarar vermekle tehdit edeceklerdir.

11- Sizi aşırı iltifatlara boğabilirler.

İnsanlarla sağlıklı iletişim kuramayan bu kişiler, sizinle çok iyi anlaşıyor gibi görünebilir ve size karşı aşırı hassas davranabilir. Kafanızı karıştırmak ve güveninizi kazanmak için sizi iltifatlara boğabilir. Bu, elbette ki sadece bir taktiktir ve aldatıcıdır. Çıkarlarına eriştikleri zaman, özlerine döneceklerini unutmayın. İşkillenmeye başladığınız böyle durumlarda, onların mutlaka diğer insanlarla olan ilişkilerini de gözlemleyin.

Antisosyal kişilik bozukluğu mu psikopati mi?

Yaygın bilinenin aksine antisosyal kişilik bozukluğu (sosyopati) ve psikopati aynı şey değildir. DSM, bu rahatsızlıkla ilgili daha gözlemlenebilir ve somut davranışlara, psikopatiyle ilgili daha soyut durumlara vurgular yapıyor. Çocukluktan itibaren süregelen bir durum olan sosyopatlık tanısı alabilmek için en az 18 yaşında olmak gerekiyor ve aynı zamanda kişinin tanı alabilmesi için 15 yaşından önce davranım bozukluğu tanısı almış olması gerekiyor.

Psikopat bireyler

Sosyopati ve psikopati arasındaki farklılıklar veya benzerlikler, iki bozukluğu birbirinden ayıran sınırlar tartışmalı bir konu. Birbirleriyle örtüşen taraflar olsa da çok küçük farklılıklar da mevcuttur. Psikopat bireyler planlı yaşar. Sosyopatlar kadar agresif görünmezler ve suç işleseler dahi, normal hayatlarını yaşamaya devam edebilirler ve düzenli aile ilişkileri olabilir.

Bozukluğun nedensel faktörleri

Genler, orta düzeyde kalıtım, düşük aile geliri, küçük şehirlerde izole bir halde yaşama, ebeveynlerin yetersiz denetimi, tek ebeveynli bir ailede yetiştirilme, ebeveynler arasındaki çatışma, suça bulaşmış bir kardeşe sahip olma, ihmal, ebeveynler tarafından sağlanan katı disiplin, suçlu akranlarla muhatap olma, fiziksel veya cinsel istismara maruz kalma ve çeşitli akademik veya sosyal deneyimler, bu bozuklukları geliştirme konusunda risk faktörü olarak gösterilir. Aynı zamanda araştırmalara göre, düşük aktiviteli MAO-A genine sahip bireyler şiddete çok daha yatkındır.

Bu kişilerden korunmanın yolu

srv.onedio.com

Sosyopat ve psikopat bireyler için maalesef henüz geçerli ve güvenilir bir tedavi planı yok. Dolayısıyla onlardan korunmanın, en azından şu an için en etkili yolu, onlarla mesafeli ilişkiler kurmak ve duvar örmek. Bunun dışında psikologlar, insan ilişkileri geliştirirken “içgüdülere” ve “iç seslere” her zaman için güvenmenin önemli olduğundan bahsediyor.

Bonus

Son olarak; psikolojik bozukluklar üzerine korku temalı besteler düzen piyano sanatçısı Lucas King ve tanınmasına vesile olan bestesi “Sociopath”ı sizin için tam olarak şuraya bırakıyorum. Dinleyiniz, dinlettiriniz. Ancak içeriği gece okuyorsanız linke şimdilik dokunmanızı pek tavsiye etmem. Sağlıcakla kalın.

Benzer içeriklere ulaşmak için;

Bu Psikolojik Teste Göre Hangi Tip Kişilik Bozukluğuna Sahipsin?
Küçük Yaşlarda Sosyopat Olduğunun Farkına Varan Mert'in Şaşkınlıkla Okuyacağınız Hisleri ve Yaptıkları
Çevrenizdeki Sosyopatları Gözünden Tanımak İçin Mutlaka Bilmeniz Gereken 10 Şey

Popüler İçerikler

İki Torunlu Mücevher Kralı 30 Yıllık Eşinden Genç Sevgilisi İçin Tek Celsede Boşandı
Beklenen Gün Geldi: Birbirinden Ünlü İsimler Saygı1 Formatının İkinci Konuğu Sertab Erener İçin Sahneye Çıktı!
Bahis Reklam ve Teşvik! Acun Ilıcalı, TV8 ve Exxen Yetkilileri Hakkında Soruşturma Başlatıldı
YORUMLAR
03.04.2021

Sosyopatlığı bilmemde piskopatlık çok değişik bişey eskiden bana sinir hastalıği teşhisi konmuştu piskolok piskopatlık belirtilerin var bunu düzeltmeliyiz demişti sürekli anti depresanlarla tedavi oluyodum ama çok agresif ters bi insanımdır kavgacı değilim desemde kavgaya meyilliyimdir yinede sakin gözükürüm belli etmem eskiden şiddete meyilliydim ama yinede insanlara zarar vermemek için çok mücadele ediyodum bazen başarıyodum bazen film kopuyodu askere gidene kadar böyle sürdü askerden geldikten sonra çok değiştim sonra yine belirtiler çıkmaya başladı yine gittim doktora bana şizofreni başlangıcı teşhisi koydu ilaçlarlarla düzeldim şimdi çok şükür iyiyim yani demek istediğim sosyopatlıkla piskopatlık arasında gidip gelmiş olabilirim orasını bilmiyom ama kafanızı sağlam tutun iyi şeyler değil bunlar ve hâla kafamın içinde bişeyler var ve halen mücadele ediyom beni ele geçirmemesi için

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ