Antik Zamandan Kalan İskeletler İçin Ortaya Atılan Efsanelerle İlgili Gerçekleri Duyunca Çok Şaşıracaksınız!

İnternette gezinirken karşımıza pek çok tıklama tuzağı haber çıkıyor. Bunlara inanmak istemiyoruz ama emin olamıyoruz. Çünkü haberlerle genellikle Facebook gibi platformlarda karşılaşıyoruz. Ayrıca haber fotoğrafları genelde grenli ve kafa karıştırıcı görünüyor.  'Acaba o iskeletler gerçekten ne zamandan kalma?' ya da  'İskeletler ile hikaye arasında ki bağlantı gerçek olabilir mi?' gibi pek çok sorunun kafanızda şekillendiğini biliyoruz. Sizin için dünyada yaygın olan saçma iskelet varsayımlarını Forbes'dan derledik. Arkanıza yaslanın ve şaşırmaya hazır olun.

Zarar görmüş uzaylı kafatasları...

Bu şekilde bulunan deforme olmuş ve silindirik kafatasları için sürekli olarak uydurulan hikayeler bunların 'uzaylı kafatası' olduğu ve sürekli bir yerlerden karşımıza çıkan yaygın haberler olma özelliğini taşımaları. O zaman öyle bir an vardı ki Dünya'ya gelen bütün uzaylılar Peru'da yaşadı diyor araştırmacılar. 😂 Ve eminiz ki Indiana Jones'un son filmi Kristal Kafataslar'ı da gerçek değil. Oysa ki insanlar bu şekilde bulunan her kafatasına uzaylı damgasını vurmak yerine daha basit bir açıklaması olduğunu kabul etmek istemiyorlar. Biz size bunu söyleyerek rahatlatalım.

Kafatasları, Toulouse Müzesi'nde sergilenmektedir.

Antik zamanda pek çok Güney Amerika kültürü kraniyal tonoz modifikasyonu (CVM) denilen bir yöntem uyguladı. Bebeklerin başları bezle sarılarak bir tahta parçasına bağlanıyor ve büyüdükçe uzun ve dar ,neredeyse bir koni gibi şekil alması sağlanıyordu. Bunun yanında deformasyonun nörolojik bir problem yaratıp yaratmadığı üzerine tartışmalar ise hala sürüyor.

Antik Mısır'da Diş Köprüsü

Görüntüdeki diş köprüsü kalıntısının M.Ö. 2000'e dayanan bir mumyaya ait olduğuna dair haberler ile karşılaşabilirsiniz. Antik Mısır diğer pek çok konuda kendini geliştirdiği gibi dişçilik alanında da gelişmeler kaydetmiştir. Ama Mısır bile bu kadar gelişmemişti. Bulunan örneklerde bir diş düşmemesi için bir veya diğer iki dişe bağlanmış oluyor.  Ama resimde ki gibi bir köprünün o zamandan kalmasının mümkün olmadığını söylüyorlar. Peki o zaman nereye ait bu? Cevap: Baltimore'daki Ulusal Diş Hekimliği Müzesi... 20. Yüzyılın başında  Diş Hekimliği Tarihi kitabını yazan Dr. Vincenzo Guerini tarafından yapıldı. Ve kendisi her ne kadar örneğini gördüğünü iddia etsede araştırmacılar bunu mümkün olmadığını söylüyor. Bu örnek sadece 115 yaşında, kesinlikle 2000 yaşında değil.

Dünya dışı canlıların iskelet parçaları mı?

Tamam belki uzaylı kemikleri olmayabilir o zaman kesin Marslı kemikleri diyoruz. Mars Rover 2011 yılında Mars'a indiğinden beri pek çok kişi uzayla şöyle ya da böyle biraz daha fazla ilgilenmeye başladı. Aynı zamanda fotoğraflar gelmeye başladığından beri ise kemik kalıntıları gibi görünen kaya yapılarının bulunduğu bu tarz fotoğraflara uzaylı kemik kalıntıları denilmeye başlandı. Ve bu tarz kayaların bulunduğu çok fazla rapor olduğu söyleniyor. Uzmanlar eğitimsiz gözlere öyle göründüğünü söyleyerek olaya açıklama getirdiler.

Bazı insanlar fotoğrafın en üst kısmındaki kayaların bir insan femuruna benzediği konusunda ısrarcılar.

Uzmanlar, ' İddia edildiği gibi bu bir kalça kemiği kalıntısına benzemiyor. Aynı zamanda iki ayaklılara geçişimizin göstergesi olan kubbe şeklindeki leğen kemiğine de benzemiyor.'  diyerek iddialara cevap veriyorlar. Mars'ta memelilerin yaşamı hakkında herhangi bir kanıt yok diyen bilim insanları, insan beyninin tanıdık olan şeyleri başka şeylere benzetmek gibi bir sanrı sistemine sahip olduğunu söylüyor. Artık uzmanlar bu konuda ne kadar doğru söylüyor onu zamanla göreceğiz. 🤔

Tennessee'de bir pigme...

1800'lü yılların başında Tennessee'deki gazetelerin manşetleri, küçük boylu olmakla ve soya çeken cücelik haberleri ile doluydu. Bulunan mezarlar 1 metre genişliğinde ve 1,5 metre boyunda olup içinden insan iskeleti parçaları çıkıyordu. Zamanın Avrupa-Amerikalıları kemiklerin yetişkin bir insana ait olduğunu anlayabilirlerdi fakat onun yerine yerli halka ait küçük mezarlar olduklarını kabul ettiler. Aslında  kemikler yerlilere aitti fakat farklı bir gömü ritüeline sahip oldukları için bazı kişiler pigmelerin Dünya'yı çok uzun zaman önce dolaştığını iddia etti. Gömü ritüeline göre vücut, dizler çene hizasına kadar çekilip büküldükten sonra gömülüyor.

Kötü İkizler!

Korku, kötü ikizler olmadan şüphesiz daha az korkutucu olurdu, acaba gerçekte temeli var mı? 'Teratoma' tıbbi terimi 'canavarca tümör' anlamına gelir ve genellikle kemik, diş gibi şeylere dönüşebilen hücreler içerir. Teratomalar genellikle doğum sırasında bulunur aksi halde bulunamazsa büyüyüp ağrılı hale gelene kadar fark edilemezler. Bu nadir tümörler tüm dünyada hatta köpek ve atlarda da görülebilir. Sömürge döneminin Peru'sundan daha yeni çıkarılan bu teratom kesinlikle bir dişe benziyor. Teratomlar iskelet veya organ benzeri şeyler oluşturma özellikleri ile 'kötü ikizler' olarak da adlandırılmışlardır.

Fotoğrafta, Peru, Kolonyal döneminden gelen ovarian teratomun diş benzeri kalıntıları bulunuyor.

Uzaylı bir bebek

Doğumdan beri var olan kötülük ikizlerinden bahsettiğimize göre, pek çok insanın uzaylı bir bebeğin mumyası olduğunu düşündüğü bu iskelete geldi sıra. Atakama ya da kısaca Ata iskeleti, 2003 yılında Şili'de bulundu ve 6 inç boyu ile pek çok kez yer değiştirdi. Bir ara 'Sirius' adlı yarı belgesel filminin konusu bile oldu.  Ama Ata tuhaf görünüyor olsa bile yapılan DNA testleri sonucu kesinlikle bir insan. Şimdi sorulabilecek soru gayet açık.

Ata bir insan ise neden böyle görünüyor?

Bazı uzmanlar Ata'nın erken doğduğunu ve kısa bir süre sonra da mumyalandığını düşünüyor. Diğerleri ise Ata'nın oksiefali, ciddi cücelik ya da diğer anatomik anomaliler gibi yaşamla bağdaşmayan bu duruma sebep olan rahatsızlıkları bulunabileceğini düşünüyor.  Ata'nın kesin olarak neyi olduğunu bilmemiz için DNA analizinin iyileşmesi ve genlerin daha iyi izole edilmesi gerekiyor.

Romantik bir gömü mü yoksa toplu mezar mı?

Bazen arkeologlar bir mezarda iki kişi bulabiliyor. Bu durum geçmişte çok daha yaygındı. Salgın hastalıklar toplumları rahatsız ediyor ve modern tıptan önce çok hızlı yayılıyordu. Bu da toplu gömülere neden oluyordu. İç içe geçmiş bu tarz isket kalıntıları genellikle birbirini seven bir çiftin kanıtı olarak yorumlanmaya müsait. Bizde size bu durumu destekleyen alternatif açıklamaları anlatıcaz. Sevgili, kardeş, baba-kız, arkadaş ya da birbirini hiç tanımayan yabancılar bile olabilirler.

700 yıl boyunca el ele tutuşan çift, Leicestershire'daki St Morrell'in 'kayıp' şapelinde bulundu.

Bu mezar, İtalya'da bulundu ve çoğu kişi onları Romeo ve Juliet olarak kabul ediyor.

El ele tutuşma konusu biraz muallak olabilir. Mezara elleri bağlı olarak mı gömüldüler yoksa başka bir şey mi bilmesek bile her şeyi romantik şekilde yorumlamaya müsait zihinler için bunların da mümkün olduğunu söylemeliyiz. Belki de onları gömen kişinin sevgisinin yansıma biçimi de olabilir.

Vampirler, Zombiler ve Cadılar olmadan liste eksik kalır.

Saçma hikayelerden bahsederiz de, listede vampir, cadı ya da zombi hikayesi olmaz mı? Bu tarz gömülerden ortaya atılan bir kaç vampir, zombi ve cadı hikayesi var ama bunların gerçekliğine inanmadan önce düşünülmesi gereken bir kaç nokta var. Birincisi genellikle bu tarz mezarlar düzensizdir ya da kazıklarla gömülen toplu insan iskeletleri vardır. Bazılarının yüzlerine taş bastırılmış yada yüzükoyun gömülmüş şekilde bulunurlar.

14 Haziran 2012 tarihinde çekilen bir fotoğrafta, Sofya'daki Ulusal Tarih müzesinde sergilenen bu iskelet metal bir parça ile gömülmeden önce bütün dişleri sökülmüş.

Aslında bunun tek açıklaması ölünün mezarında kalmasını sağlamak.

Bunların genel nedeni ise özellikle Orta Çağ'da ve daha tıbbın gelişmediği yakın zamanlarda insanlar hastalıkları tanımak ve yorumlayabilmek konusunda bu kadar hevesli değildi. Bilimin yakın geçmişte tanı koyduğu pek çok ruhsal ya da fiziksel hastalık onlara karşıdaki kişinin cadı,vampir ya da zombi olduğunu düşündürtüyordu.

Fransa'da Musée du Châtillonnais'deki Vix Lady'sinin mezarının yeniden düzenlenmiş hali.

Kaideden farklı olarak gerçekleşen her gömünün farklı yorumlamalara açık olduğunu söylemiştik. Bu tarz gömülmelere getirilen modern varsayımlara birkaç örnek verebiliriz. Örneğin, M.Ö. 500 yılında Fransa'nın Vix kentinde bir kadının zengin bir şekilde gömülmesinin, bir araba ve alkol ile gömülmek, 'erkeksi' olarak yorumlanması gibi. Çoğu kişi ilk olarak kemiklerin bir kadına ait olup olmadığı sorguladı ve güçlü bir kadın olarak görmektense iskeletin travesti bir erkeğe ait olduğunu savundu.

Benzer şekilde, "dişil" mezar eşyaları ile bir erkek iskeleti kalıntıları bulunduğunda aynı cinsel spekülasyonlar üretiliyor.

Çek Cumhuriyeti'nde bulunan M.Ö. 2500'den kalma bir mezarda, çanak-çömlek malzemeleri ile gömülü bulunan bir erkek iskeleti kalıntıları ile karşılaşıldığı zaman feminen bir erkek yorumu yapıldı. Bir arkeolog, bunun 'transseksüel veya üçüncü cins'e ait bir mezar olduğunu düşündükleri anda haber kanallarında 'gay mağara adamı' şeklinde başlıkların patlak verdiğini söylüyor. Arkeolog 'Bir mezar bulduğumuzda ve o bulmayı umduğumuz şeyle uyuşmadığı zaman emin olun daha da çekici oluyor.' diye ekliyor.

"Kafkas" Çin Mumyalar ve Kayıp Roma Lejyonu

Çin'in kuzeybatısındaki Tarim Havzasında bulunan bir dizi mumya, Batılıların genellikle Doğu Çin halkının neye benzediği üzerine yaptığı tahminlerden farklı sonuçlar çıkardı. Mumyalar uzun boylu, çoğu dalgalı kırmızımsı veya koyu sarı saçlı ve Asyalı'dan ziyade daha Kafkasyalı gibi görünen göz yörüngeleri ve burun yapısına sahiptiler.

Mumyalar, M.Ö. 1. yüzyılda Çin'e giden kayıp bir Roma lejyonunun torunları olabilir mi?

İlk başta akıllara gelen soru genellikle bu oldu. Ama Romalılar ve Çinliler birbirlerini biliyordu, ve aralarında az da olsa tek tük temas vardı. Bunun yanı sıra mumyaların çoğu Romalıların da öncesinde tarihledirilmiş, en erken tarihli olanı bile M.Ö. 1800'e dayanıyor.  DNA testleri ile mumyaların atalarının Avrupa, Mezopotamya ve Hindistan'da olduğu ortaya çıktı. Bu mumyaların yaklaşık dört bin yıl önce, Kuzeybatı Çin halkının kaynaştığı zamanlardan geldiği düşünülüyor.

18 Şubat 2011'de, Batı Çin'de Tarim Havzasında bulunan bu mumya 'Xiaohe Güzelliği', Philadelphia Üniversitesi Arkeoloji ve Antropoloji Müzesi'nde 'İpek Yolu Sırları' sergisinde sunuldu.

Popüler İçerikler

ATM’lerde 200 TL Krizi: Fatih Altaylı’dan 5 Bin Liralık Banknot Önerisi
Göç İdaresi Başkanlığı Duyurdu: Türkiye'deki Suriyeli Sayısı Açıklandı
Türkiye Kaçıncı Sırada? Bir Ankete Göre En Güzel Kadınların Bulunduğu Ülkeler Açıklandı
YORUMLAR
23.05.2018

uzmanlarında bir dediği bir dediğini tutmuyor ki :D nasa çıkıp diyor ki marsta bir zamanlar okyanus vardı. yeşildi. eee bir yerde bitki varsa onu yiyen hayvanda vardır. otçul hayvan varsa etçil hayvanda vardır. mantık bunu söylüyor yani. sonra fotolarda kemiğe benzetince göz yanılması ya da insana benzemiyor diyorlar. iyi de marsta yaşayan bir canlı niye insana benzesin ki zaten :DD akılda böyle sorular bıraktıkları için bu tartışmaların sonu gelmiyor. mesela aynısı pil içinde geçerli. antik pil bulundu dediler. bugün çoğu arkeolog yalanlıyor ama gidipte araştırmışlıkları yok.olmaz deyip kestirip atıyorlar. adam pil yaptım al kenara koy lazım olur diyecek hali yok pil varsa elektrikte vardır yani...

23.05.2018

antik tarih konusunda ben bunu biraz şeye veriyorum. batı yanlı tarih isteniyor. yani aryan ırkı daha zekiydi her şeyi o icat etti havasında takılmak istiyorlar. mesela amerika kıtasında siyahi bir uygarlığı tüm arkeologlar kesin bir dille yalanlıyordu. sonra kalıntıları ortaya çıkardılar. hepsi aaa evet varmış ama küçük yayılamamışlar dedi :D yukarda da yazılmış beyaz piramitleri hemen romaya bağlamaya çalışmışlar. sonuç ters tepmiş. bugün tarihteki ilk robotları ve makineleri biz yaptık diyorum bunu yabancılar kabul ediyor ancak gel gelelim ki ortadoğu da kimseye inandıramazsın :D buharlı makineler bile bizden esinlenmiş ancak biz daha kendimiz kendi tarihimizi bilmiyoruz.

24.05.2018

' "Kafkas" Çin Mumyalar ve Kayıp Roma Lejyonu ' başlığı altındaki mumya kadın, mumya haliyle bile çok güzel değil mi?

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ