Antik Mısır toplumunun günlük yaşamında, tanrılara olan inanç ve korku büyük bir yer tutardı. Bu efsanevi tanrılar, insanların kaderini belirleyen güçlü varlıklar olarak görülürdü. Şimdi sizleri, o dönemin insanlarını titreten korkulara sürükleyen Antik Mısır'ın en korkulan tanrılarıyla tanışmaya davet ediyoruz!
Bu etkileyici ve gizemli tanrıların kim olduğunu, neden bu kadar korkutucu olduklarını ve güçlerini merak ediyorsanız, doğru yerdesiniz! 👇
Firavun, devletin en üst düzey yöneticisiydi ve hükümet, bürokrasi, ordu ve din işlerini denetlerdi. Toplum, sosyal sınıflara ayrılmıştı ve soylular, rahipler, askerler, zanaatkarlar, çiftçiler ve köleler gibi farklı gruplardan oluşuyordu.
Bu yapılar, dini inançları ve firavunların gücünü göstermeyi amaçlayan büyük ölçekli ve etkileyici eserlerdir. Sanatta ise duvar resimleri, kabartmalar ve heykellerle ifade edilen dini ve günlük yaşam temaları hakimdir.
Edebi eserler, papirüs üzerine yazılır ve hierogliflerle ifade edilirdi. Antik Mısırlılar, matematik, astronomi, tıp ve mühendislik alanlarında önemli bilimsel gelişmelere imza atmışlardır.
Ra, Osiris, İsis, Horus ve Anubis gibi tanrı ve tanrıçalar önemli rol oynardı. Dini inançlar, ölümden sonraki yaşam, ruhun göçü ve ölülerin yargılanması gibi konuları kapsardı. Mumyalama ve mezar hazırlığı, ölülerin ölümden sonraki yaşama geçişini kolaylaştırmak amacıyla yapılırdı.
Menhit'in kökeni tam olarak bilinmemekle birlikte Eski Krallık dönemine veya daha öncesine kadar uzandığı düşünülmektedir. Adı 'kesici' veya 'yaralayıcı' anlamına gelir ve bu da onun savaşçı ve koruyucu niteliklerini yansıtır.
Antik Mısır'ın Nubt ve Esna bölgelerinde özellikle önemliydi. Bu bölgelerde ona adanmış tapınaklar ve kült merkezleri bulunmaktaydı. Menhit'e yapılan ibadetler, savaş başarılarını artırmak ve düşmanlarından korunmak amacıyla düzenlenirdi.
Genellikle bir babun olarak tasvir edilir. Babi'nin temel görevi ölüler diyarının korunmasıdır. Bu nedenle ölülerin yargılanması sürecinde gözetici ve koruyucu olarak kabul edilir. Aynı zamanda Babi'nin ölümden sonraki yaşamı temsil eden ve adil olarak yargılanan insanların ruhlarına yolculuklarında yardımcı olduğuna inanılır.
Aynı zamanda bir yıkım ve kan tanrısı olarak kabul edilir. Duat adı verilen öte dünyada, Shezmu'nun kötü ruhların ve suçluların başlarını keserek onların kanlarını içtiğine ve bu kanı bir çeşit 'ölüler şarabı' olarak kullandığına inanılır.
Shezmu'nun kültü, eski Mısır'ın çeşitli bölgelerinde görülür ancak özellikle Fayyum ve Memphis gibi şarap ve yağ üretimi ile ilgili alanlarda yoğunlaşır. Shezmu'ya yapılan ibadetler, genellikle tarım ürünlerinin bereketini arttırmak ve şarap, yağ ve parfümün kalitesini yükseltmek amacıyla düzenlenir.
Antik Mısır'ın Duat isimli ölülerin yargılandığı yerde, Tanrı Osiris ve diğer tanrılar tarafından düzenlenen mahkemede yer alır. Ölen kişinin kalbi, Maat adı verilen adalet ve düzen tanrıçasının bir tüyüyle dengede tutulan bir terazi üzerine konur. Eğer kişinin kalbi, Maat'ın tüyünden daha ağır gelirse bu kötülükleri ve günahları temsil eder ve Ammit kalbi yer. Böylece kişinin ruhu yok olur ve ölümsüz yaşama erişemez. Kalp, tüyle dengede ise ölü kişi ölümsüz yaşama devam edebilir.
Ammit, çeşitli hayvanların karmaşık bir karışımı olarak tasvir edilir. Genellikle başı timsah, gövdesi aslan ve arka kısmı suaygırı olan bir yaratık olarak betimlenir. Bu üç hayvan, antik Mısır'da yaşayan en tehlikeli ve korkulan yaratıklar olarak görülürdü.
İlk kez Eski Krallık döneminde beliren Mafdet, adalet, koruma ve yılanlarla ve diğer zehirli yaratıklarla savaşma gibi alanlarda tanrısal güç olarak kabul edilmiştir. Genellikle başında bir kedi başlığı bulunan bir kadın olarak tasvir edilir.
Ayrıca, yılanlar, akrepler ve diğer zehirli yaratıklara karşı koruma sağladığına inanılırdı. Bu nedenle antik Mısır'da özellikle kraliyet ailesi ve asiller arasında koruyucu bir muska görevi görürdü.