Antik Mısır'ın en genç firavunlarından biri olan Tutankhamun'un mezarı keşfedildiği andan itibaren gizemini koruyor... Mezar içerisinde bulunan birçok hazine, Antik Mısır'ın sırlarla dolu dünyasında adeta bir kapı açıyor... Peki ya bu mezar içerisinden ne gibi hazineler ortaya çıktı? Gelin birlikte öğrenelim...
Yıllar boyu Mısır'ın kraliyet mezarları, hazine avcıları tarafından yağmalandı. Ancak Tut'un mezarı ölümünden kısa bir süre sonra inşa edilen bir kamp alanının altında saklı kaldı ve böylece mezarlık ve mezarın içinde barındırdığı hazineler, arkeolog Howard Carter'ın Tut'un mezarına giden bir merdiven bulduğu 1922 yılına kadar gizli kaldı.
Carter'ın mezarın içindeki her şeyi çıkarıp sınıflandırması sekiz yılını aldı. Ve günümüzde ise bu hazineler Kahire'deki Mısır Müzesi'nde bulunuyor. Gelin birlikte bu hazinelerin bazılarına göz atalım...
Profesyonellikle oyulmuş bu maske, duyusal çizgileri ve erkek kralın ideal bir versiyonunu temsil ediyor. 2015'in başlarında, Tut'un sakalının yanlışlıkla koptuğu ve yüzeye zarar veren epoksi ile aceleyle yapıştırıldığı bildirildi. Daha sonra balmumu ile yeniden yapıştırıldı.
Çakal başlı tanrı Anubis, burada bir köpek şeklinde tasvir edilmiştir. Anubis, ruhları öbür dünyaya götürdü. Ayrıca Anubis, tarih boyunca mumyalama ile ilişkilendirildi ve mezarları koruduğu düşünülüyordu.
Bu fildişi kafalıklar, ölüler için temel bir aksesuar olarak Mısır mezarlarında sıkça bulunur.
Tut'un mezarı, mumyalamadan önce çıkarılan organlarını içeren kanopik kavanozları içeriyordu. Mısırlılar, Tut'un öbür dünyada bu iç organlara ihtiyacı olduğuna inanıyorlardı.
Tut'un kendisine özel tasarlanmış yelpazesi de mezarından çıkarılan hazineler arasında yer alıyor.
Senet oyunu, Tut'la birlikte gömüldüğünde, Mısır'da yaklaşık 1800 yıldır oynanıyordu ve toplumun her sınıfında popülerdi.
Leopar, Mısır kraliyet ailesi tarafından çok beğeniliyordu ve birçok kraliyet hazinesinde leopar figürleri kullanılıyordu. Antik Mısır sanatında leopar kafası, sahip olunan gücü temsil ediyordu.
Tut'un mezarında bulunan çubuklar, öbür dünyada kuş avlamak için mezara konulmuştu.
'Güzel yüz', 'gerçeğin efendisi', adaletin efendisi' ve 'sonsuzluğun efendisi' olarak bilinen mavi şapkalı Ptah, yaratıcı bir tanrı, zanaatkarların ve mimarların koruyucusuydu.
Kutsal böcekler tüm Mısırlılar arasında oldukça popülerdi ve sanatta da binlerce örnek bıraktılar. Tut'un mezarında bulunan bu kutsal böcek, güneş tanrısı Ra ve gök tanrısı Horus'un kanatlarıyla ilişkilendirilir.
Tut'un arabası mezara yerleştirilmeden önce sökülmüştü, ancak mezar keşfedildikten sonra sergilenmek üzere araba yeniden inşa edildi.
Antik Mısır'da zamanla Kraliyet sanatı daha natüralist bir yaklaşım geliştirdi ve bu süreçte ailenin sahip olduğu genetik anormallikler belgelendi. Tut'un annesi ve babasının kardeş olma olasılığı vardır. Bu yüzden Tut'un çocukluğunu tasvir eden bu heykelin alışılmadık bir kafa yapısı vardır.
Mezardaki bir resimde Tut, savaş arabasının üzerinde tatar yayını düşman askerlerine doğrultur ve atının altında hayatını kaybetmiş bir asker bulunur. Bir başka korkunç tasvir, Tut'un düşmanlarının kopmuş ellerini tuttuğunu gösterir.
Mezarı keşfeden arkeolog Carter'a göre Tut'un mezarında bulunan, pahalı parfümlü merhemlerle dolu kaymaktaşı kapların iç duvarlarında hazine avcılarının parmak izleri vardı.
Bu şişeler, Nil Nehri Tanrısı Hapi'yi tasvir ediyor.
Son yıllarda, Tut'un ve birçok akrabasının mumya analizi, hayatlarına dair birçok detayın gün yüzüne çıkmasını sağladı. Tut, çarpık ayaklara sahipti. Üvey kız kardeşiyle iki çocuğa sahip oldu ancak ikisi de ölü doğmuştu.
1800 yıl oynanan oyun, peh. Antik Mısırın ne kadar eski olduğu ne kadar uzun süre kimliğini kaybetmeden var olduğu akıl alır gibi değil. Hep kullanılan örnektir Kleopatra ile piramitlerin inşası arasında geçen süre günümüz ile Kleopatra arasında geçenden daha fazla. Mısır için yüzyılların gerçekden anlamı yok.
En çok dikkatimi çeken şey yanlış inanışları.. dünya malı dünyada kalır…