Işıltılı piramitleri, muhteşem sanat eserleriyle Antik Mısır'ın hala tarih severlerin ilgisini çekmeye devam etmesi şaşırtıcı değil. Bu büyük ve güçlü imparatorluğun başındaki figürlerin çoğu erkek iken, bu rolü üstlenen birkaç kadın da vardı.
Kralın eşi olarak başlayıp zamanla yavaş yavaş güçlenen bir karakter. Hatşepsut Mısır tarihinde olağanüstü bir hüküm sürdü. Bu gücü nasıl elde etmiş ve neler yapmış birlikte bakalım.👇
Hatşepsut MÖ 1507 civarında, firavun Thutmose ve karısı Ahmose'un en büyük kızı ve hayatta kalan ilk çocuğu olarak doğdu ancak taht için seçilen ilk kişi değildi. Kralın ikinci karısının bir oğlu vardı. Üvey kardeşi Thutmose II.
Eski Mısır'da kardeş evliliği yaygındı. Kendisi de üvey erkek kardeşiyle evlendi ve kralın karısı unvanıyla kraliçe eşi oldu.
Hatshepsut ve Thutmose'nin yaşayan tek bir çocuğu vardı, Neferure adında da bir kızı. Böylece, Thutmose II kısa bir saltanatın ardından beklenmedik bir şekilde ölünce, ikinci karısının oğlu varis ilan edildi. Ancak çocuk yönetemeyecek kadar küçük olduğu için Hatşepsut üvey oğlunun naibi oldu ve bu rolde yedi yıl hüküm sürdü.
7 yıllık hükümdarlığının ardından Hatşepsut kral olarak taç giydi ve firavun oldu. Bu nedenle portrelerinde kilt kıyafeti, taç, takma sakal gibi bir krallar için olan kraliyet giyim tarzını benimsedi. Tasvirleri bile bir erkek bedeniyle görülüyor.
İktidara geldiğinde, Mısır'ın zaten refah durumu yüksekti. Böylece Hatşepsut, önde gelen askeriye yerine ticaret yolları (Punt Yolu gibi) kurmaya ve inşaat projeleri başlatmaya odaklandı. Hem yukarı hem de aşağı Mısır'da, çoğu kendine adanmış yüzlerce inşaat projesine öncülük etti.
Hatşepsut bazıları bugün hala ayakta olan birkaç dikili taş diktirdi.
Bir istilada zarar gören Karnak Tapınağını yenilemesi sırasında tapınağın girişine iki uzun dikili taş ekledi. Bunlardan biri hala sağlam ve yaklaşık 29 metre uzunluğuyla Mısır'da hala ayakta duran en uzun dikili taştır.
Terk edilmiş olan ünlü “Tamamlanmamış Dikili taş“ Hatşepsut tarafından sipariş edildi. Tamamlanmamış anıt 41 metre uzunluğunda ve bin 200 ton ağırlığında. Bu onu dünyanın bilinen en büyük antik dikili taşı yapıyor.
21 Yıllık hükümdarlığında, kendisine ve vefat eden kocası Thutmose II'ye adanmış Hatşepsut Tapınağı'nın yapımını da unutmadı. Bugün hala ayakta olan görkemli yapı, Deir el-Bahari kayalıklarına inşa edilmiştir. Luksor'un mimari ve mühendisliğinin en güzel örneklerinden biri kabul edilir.
Kendisi hırsı ve azimiyle bilinirdi. Küçükken bile babasından yönetici olabilmek için ona dersler vermesini isterdi.
Ticarette kullanmak için büyük gemileri inşa ettirdi. Deniz seferlerinin çoğunu Atlantik Okyanusu'na gönderdi. Oradan altın, babunlar, reçine ve vahşi hayvanlar ile geri döndü. Suriye ve Nubia'ya birçok sefer düzenledi. Üvey oğlunu bu seferlerin çoğuna lider yaptı.
Hatşepsut MÖ 1458'de ölümünden sonra Krallar Vadisi'ne gömüldü. Burası Thebes yakınlarındaki bir kraliyet mezarlığı. (günümüzdeki Luksor). Firavun kral olmasından dolayı asil bir kraliyet hanımefendisi olarak gömülemedi. Bu yüzden zarar gelmesin diye babasının mezarını da değiştirdi. Kentte inşa edilen ilk mezar olarak kabul edilir.
Hatşepsut'un ölümünden sonraki firavun III. Thutmose ve oğlu, onun varlığının tüm izlerini tarihi kayıtlardan silmeye çalıştı. Bu, adını yazıtlardan sildirmeye ve portrelerinin şeklini değiştirmeye kadar gitti. Neyse ki Hatşepsut'un tarihteki yerini sağlamlaştıracak kadar kanıt hayatta kaldı.
Bununla birlikte, kadın hükümdarları yokmuş gibi gösterme uygulaması eski Mısır'da nadir görülen bir şey değildi. Birçok tarihçi Hatşepsut ve Sobekneferu'dan önce kayıttan silinmiş başka kadın firavunların da olabileceğine inanıyor.