Antik Mısır Hakkında Bilinmeyenleri Duymaya Hazır Olun!

Antik Mısır denince akla hiyeroglifler, piramitler, mumyalar ve bunlar gibi ilgi çekici daha birçok şey gelir. Yapılan araştırmalar sonucu elde edilen bilgiler, aslında Antik Mısır'ın piramitler ve mumyalardan ibaret olmadığını gösteriyor. Elde edilen bulgular; Antik Mısırlıların tıp, kozmetik ve birçok farklı alanda o zamanın şartlarına göre ne kadar ileride oldukları kanıtlıyor. Gelin, Antik Mısır hakkında bugüne kadar duymadığınız gerçeklere birlikte bakalım!

Arpa ve buğdayın bilinmeyen özelliği

Antik Mısır'da kadınlar, hamile olup olmadıklarını arpa ve buğday ile test ederlerdi. Hamilelik şüphesi olan kadın, arpa veya buğday dolu olan iki ayrı torbaya; hamilelik şüphesi olmayan kadın da arpa ve buğday olan başka iki torbaya idrarını yapardı. Arpa ve buğdayın yeşillenme zamanına göre hamile olup olmadıklarını anlarlardı. Ayrıca ayrı ayrı kaplarda bu durumu gözlemleyerek önce arpa yeşillenirse kız çocuğu, buğday yeşillenirse erkek çocuğu olacağı tahmin edilirdi.

Eski Mısır'da kişisel bakımın önemi

Kötü kokmak o dönemde hoş karşılanmadığı için bu konuda çeşitli yöntemler bulmuşlardı. Saç yüzünden kötü koku oluştuğunu düşünüp saçlarını kazıtırlardı. Tarçın, limon ve çeşitli çiçekleri karıştırarak elde ettikleri karışımları koltuk altlarına sürerek bir nevi deodorant olarak kullanırlardı. Kireç taşı ve hayvansal yağları karıştırarak elde ettikleri yumuşak sabunlar ile yıkanırlardı. Hatta işçilere parfüm ve çeşitli yağlar, haftalık ücret olarak verilirdi.

İlk antibiyotiği bulanların Antik Mısırlılar olduğunu biliyor muydunuz?

Her ne kadar bilinmese de ilk antibiyotiği bulan ve kullanan Eski Mısırlılardı. Küflü gıdalar veya toprak kullanarak hastalar tedavi edilir, hatta yaraların üstüne küflü ekmek konulurdu.

Sarımsak ve soğanın farklı kullanım alanı

Eski Mısırlı kadınlar, soğan ve sarımsağı yemek dışında kısır olup olmadıklarını anlamak için kullanırlardı. Gece yatarken rahim ağzına konulan soğan veya sarımsak kokusunu sabah uyandıklarında genizde hissediyorlarsa gebe kalmalarında sorun olmadığı anlamına geliyordu. Ayrıca altın ve gümüş yüzük, hatta timsah dışkısı bile doğum kontrol yöntemi olarak kullanılırdı. Bu yöntemden hareketle kervanlardaki dişi develerin hamile kalmasını önlemek adına rahimlerinin içine çakıl taşı doldurulurdu.

Makyajın tarihi

Antik Mısırlı kadınlar kadar erkekler de bakımlarına dikkat ederlerdi. Makyaj yapmanın asıl sebebi hem güzel görünmek hem cildi güneşten korumaktı. Kırmız böceklerini ezip kaynatarak elde ettikleri ruj ile dudaklarını boyadıkları bilinen Antik Mısırlıların bakır ile yeşil, kurşun ile siyah göz boyası elde ettikleri biliniyor.

Proktolog hiç bu kadar önemli olmamıştı.

Antik Mısır'da her meslek elbette değerliydi ama proktologlar ayrı bir öneme sahipti. Zengin ve statü sahibi insanların en büyük zevki lüks ve istedikleri kadar yemek yemekti. Bu kadar yemek yemenin birçok sorunu beraberinde getirmesi ise kaçınılmazdı. Bu sebeple anüs ve çevresinde oluşan rahatsızlıkları tedavi eden proktologlar büyük öneme sahipti. İlk lavman da bu dönemde kullanılmıştı.

Genetik sorunlara karşı duyulan saygı

Cücelik, o dönemde çok yaygın ve saygı duyulan bir haldi. Hatta genetik bozuklukları olan insanlara karşı ayrı bir sempati ve saygı söz konusuydu. Firavun Amenemope, hasta ve genetik bozukluğu olanlar ile ilgilenilmesinin manevi bir görev olduğunu belirtmişti. Ayrıca cüceler devlet işlerinde yüksek mertebelerde görev alır, hatta devlet hazinesi cücelere teslim edilirdi.

Cinsiyet eşitliği

Eski Mısır'da kadınlar, bilinenin aksine birçok hakka sahipti. İstedikleri kişiyle evlenebilir, istediği an boşanabilir, belirli sınırlar içinde sevdiği işleri yapabilir, mülk alıp satabilir ve rahatça seyahat edebilirlerdi.

Lanetli mumyalar

Eski Mısır ile ilgili filmlerde ne zaman bir lahit bulunsa hep aynı cümle duyulur, 'Bu lahiti kim açarsa içindeki mumyanın laneti peşini bırakmayacak.' Yapılan araştırmalar gösterdi ki bu yazılar lanetten çok mezar hırsızlarını korkutmak için yapılan bir tehditti.

Mumyalamada kol duruşunun önemi

Mumyalama işleminde ölen kişinin kollarının duruşu, mumyanın hangi döneme ait olduğunun bir göstergesiydi. Kraliyet ailesine mensup kişilerin kolları göğüslerinde birleştirildi. Hanedanlık döneminde kollar dirsekten bükülür ve yüz eller ile kapatılırdı. Ellerin leğen kemiği üzerinde birleştirilmesi, ölen kişinin Eski ve Orta Krallık döneminde yaşadığının kanıtıydı. Kolların katlanarak omuzda birleştirilmesi ise Mısır tarihinin daha sonraki dönemlerine aitti.

Kadim Mezopotamya'nın İzini Sürmek İsteyenlere: Mezopotamya ve Akdeniz'i Birleştiren Masal Şehri Harran
Dünyanın En Lüks Tatil Rotalarından Biriyken Kaderine Terk Edilen Kıbrıs'ın Hayalet Şehri: Maraş
Gezmek İçin Can Atacaksınız: Mimari Açıdan Başyapıt Olan Adalar
Pekin’e Gittiğinizde Mutlaka Görmeniz Gereken Muhteşem Yer: Yasak Şehir
Tropikal Ada Sevenlerin Mutlaka Görmesi Gereken Dünyanın En Güzel Tatil Yerlerinden Biri: Aruba

Popüler İçerikler

Survivor Aleyna Kalaycıoğlu Elenir Elenmez O İsmi Takipten Çıktı!
A Milli Kadın Voleybol Takımımız Milletler Ligi'nde Hollanda'yı Mağlup Etmeyi Başardı!
Otoyol ve Köprü Geçiş Ücretlerine Zam!
YORUMLAR

ulan hala antik mısır ile bilinmeyenler mi var. 20 yıldır internette her site forum gazete tv bunları paylaşıyor

e ben kısır çıktım ya inanmıyorum

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ