Taş Devri dietine göre hepimiz büyük büyük büyük büyük dedelerimiz neleri bulup yiyebiliyorsa biz de onları tüketmeliyiz. Yani daha fazla et tüketmeliyiz, karbonhidrat tüketimini azaltmalıyız, buğday, arpa gibi ürünleri boğazımızdan aşağı sokmamalıyız. Makarna, pizza ve hamburgerlerden de ecinni gibi kaçmalıyız, çünkü taş devrinde henüz tarım devrimi yaşanmamıştı, hiçbir tarımsal ürün tüketme şansları yoktu.
Yalnız şöyle bir sorun var, Taş Devri'ndeki dedelerimiz böyle beslenmiyordu. Birincisi un tüketiliyordu. Neolitik çağdan yani tarım devriminin bulunduğu çağdan 20 bin yıl önce de un vardı ve un tüketilmekteydi. Dahası dedelerimiz habire et de yiyemiyordu çünkü ete ulaşım çok sınırlıydı. Hayvanları avlamak gerçekten meşakkatli bir işti. Dedelerimiz çoğu zaman bitki kökleri yiyerek karınlarını tok tutmaya çalışıyordu. Üstelik bugün üretilen bitkiler de o günkü bitkilerle aynı değidi. Tarım devrimi sayesinde binlerce yıldır bitkileri evcilleştiriyor, yapay seçilimle farklı bir hale getiriyoruz. Yani büyük dedelerimiz bugünkü muzları görse gözleri faltaşı gibi açılır, elmalar, armutlar ve türlü çeşit bitki karşısında şaşkınlıktan küçük dilini yutardı.