İnsanlık, tarih boyunca birçok işkence türüne tanıklık etmiştir. İçeriğimizde sizler için antik döneme ait birbirinden ürkütücü 10 işkence türünü derledik. Buyurun inceleyelim 👇🏻
İnsanlık, tarih boyunca birçok işkence türüne tanıklık etmiştir. İçeriğimizde sizler için antik döneme ait birbirinden ürkütücü 10 işkence türünü derledik. Buyurun inceleyelim 👇🏻
Antik zamanlara ait bu işkence türünde suçlular uzun, sivri ve genellikle yağlanmış kazıklara oturtulmaktaydı. Bu işkence türü genellikle devlete karşı işlenen suçlarda uygulanmaktaydı. Ayrıca isyan bastırmakta ya da orduya karşı itaatsizliği önlemek amacıyla da kullanılmaktaydı.
Tekerlek de oldukça eski bir işkence türüydü. Bu işkence bağlamında suçlular kocaman tahta bir tekerleğe bağlanır ve çubuklarla vurulurdu. Tekerlek adı verilen bu işkence türündeki prosedür, suçlunun fiziksel bir acı hissetmesine neden olarak itirafta bulunmasını sağlamaktı.
Antik Roma’da “Vestal Virgins” ailesiyle ilişkilendirilen bu işkence türünde suçlular namus sözlerini tutmadıklarında cezalandırılırdı. O dönemde ve o çağda namus sözünün tutulmaması vatan hainliğiyle eşdeğer görüldüğü için suçlular duvarların içine ya da kapalı kutulara hapsedilerek aç ve susuz bırakılıp ölüme terkedilirdi.
Deri yüzme işkencesi suçluların genellikle yüzü ve gövdesinden derilerinin yüzülmesiyle gerçekleşmekteydi. Tarih boyunca birçok kültür ve devlet tarafından kullanılan bu işkence türünde kişi canlıyken derisinin yüzülmesi sebebiyle oldukça şiddetli bir acı hissetmekteydi ve böylelikle kişilerden gerekli bilgiler alınmaktaydı.
Bu işkence türü 3 aşamadan oluşmaktaydı. İlk aşamada suçlular halka açık bir alanda asılmakta ancak ölmelerine izin verilmeden alınmaktaydı.
İkinci aşama olan sürükleme aşamasına gelindiğinde ise suçlunun karın boşluğu kesilerek organları çıkarılmaktaydı.
Son aşama olan parçalama aşamasında ise suçlu yatırılıp kolları ve bacaklarından ayrı ayrı bağlanıp çekilerek 4 parçaya ayrılmaktaydı.
Tüm bu süreçler ibret olması için halkın önünde gerçekleştirilmekteydi.
Antik Roma döneminde oldukça fazla kullanılan bu işkence türü suçluları ve devlet düşmanlarını cezalandırmakta sıkça kullanılmaktaydı. Saatlerce hatta günlerce çarmıhta gerilmiş bir biçimde bırakılan suçluların vücutları zaman geçtikte öne doğru eğilmekte ve bu da nefes alıp vermeyi güçleştirdiği gibi kişide dayanılmaz bir acı ve yorgunluğa sebep olmaktaydı.
Bu işkence hatta idam türünde suçlular kül dolu bir odaya hapsedilmekte ve fanlar açılmaktaydı. Uçuşan külleri kademeli bir biçimde soluyan suçlu yavaş ve acı dolu bir şekilde ölüme terk edilmekteydi.
Antik Yunan’da keşfedilen bu işkence türünde suçlu pirinçten yapılmış kocaman bir boğanın içine yerleştirilmekte ve ateşin üstüne konulmaktaydı. Ateşle beraber boğanın içinde dayanılmaz bir acıyla yavaş yavaş yanan suçlunun çığlıkları pirinç boğanın tasarımından dolayı halk tarafından yüksek sesle duyulmaktaydı.
Bu işkence türünde masaya yatırılan suçlunun karnının üstüne altı olmayan metal bir kafes ve kafesin içine sıçanlar konulmaktaydı. Kısa bir süre sonra metal kafesin üstüne sıcak kömür bırakılmakta ve kafes ısındıkça içerisindeki sıçan da etrafa kaçışmaya başlamaktaydı. Kaçmak için kafesi ısırmaya çalışan ancak başarılı olamayan sıçan, suçlunun karnını kemirmeye başlayarak kendine bir delik oluşturmaya başlamaktaydı. Oldukça ürkütücü bu işkence sırasında masaya yatırılan suçlu oldukça ciddi acı hissetmekteydi.
Antik Roma’da oldukça popüler olan 'Bestiarii' işkencesi sırasında suçlular vahşi hayvanlarla beraber ringe hapsedilmekteydi. Aynı zamanda bir idam türü olarak kullanılan 'Bestiarii'de vahşi hayvanların karşısına silahsız bir biçimde çıkarılan suçlular ölüme terk edilmekteydi.