Antik Çağlardan Kalma Kan Donduran Bir Ameliyat Prosedürü: Trepanasyon

Trepanasyon, ulaşılan ilk örnekleri M.Ö. 6500 yılına dayanan ve hastanın kafatasında delik açılarak yürütülen bir ameliyat prosedürüdür. Geçmişte insanları sağlığına kavuşturduğuna inanılan bu akıl almaz prosedür hakkında elde edilen diğer bilgiler ise şu şekilde:

Trepanasyon, yazının bulunmasından daha eski zamanlara dayanıyor.

Bu teknik, hastanın başındaki derinin istenen bölümü kaldırıldıktan sonra beyin ve beyin zarına zarar verilmeden kafatasının bir bölümünün çıkarılmasını kapsıyor ve dünyanın ilk ameliyat tekniklerinden biri olduğu düşünülüyor. Bugün doktorlar tarafından tasvip edilmeyen ve batıl inanç olarak görülen bu teknik, aradan geçen onca yıla rağmen bazı kesimlerce desteklenmeye devam ediyor.

Ulaşılan en eski kanıtlar Fransa topraklarında yer alıyor ve yapılan testlere göre 6,500 yıl öncesine dayanıyor.

Anadolu ve Orta Asya'da da gerçekleştirildiği bilinen bu ameliyat tekniğine dair bölgede ulaşılan en eski kanıtları ise Azerbaycan'da bulunan ve M.Ö. 4000 yılına dayanan kemikler oluşturuyor. İlk olarak Avrupa'da gerçekleştirildiği ve buradan tüm dünyaya yayıldığı düşünülen trepanasyona dair Amerika kıtasında bulunan kanıtlar ise kıtanın orta ve güney kesimlerinde yoğunlaşıyor ve M.Ö. 2000 yılına dayanıyor.

Kafatasında açılan bu deliklerin kişiyi kötü ruhlardan kurtardığına inanılıyordu.

Neolitik çağdan itibaren trepanasyona dair çizilen mağara resimleri incelendiği zaman, bu tekniğin aynı zamanda epilepsi nöbetlerini, migreni ve akıl hastalıklarını iyileştirdiği düşüncesinin yaygın olduğu görülüyor. Aynı zamanda pratiğin tarih öncesi örneklerine baktığımızda, hastanın kafatasından alınan kemik parçasının eski insanlar tarafından saklandığı ve bu parçaların kötü ruhları uzaklaştırdığına inanıldığı görülüyor.

Tekniğin bir başka uygulama alanı ise kafa travmalarıydı.

Yunan doktor Hipokrat (M.Ö. 460-370), trepanasyonun kafaya alınan ve kafatasında bir çukura ya da ezikliğe sebep olan ağır darbelerin iyileştirilmesi için kullanıldığını yazıyor. Teknik, ilerleyen dönemlerde Avrupa'da kafa travmalarını iyileştirmek için kullanılmaya devam ediyor.

Trepanasyon, Orta Çağ'a dek kafa travmalarını ve epilepsi nöbetlerini tedavi etmek için kullanılıyor.

Kafatası çatlak ve kırıklarında ilkyardım olarak uygulanan ve kırık kemik parçalarının alınması ve kişinin kafasında hissetiği basıncın azaltılması amacını güden teknik, dönemin savaş araçları düşünüldüğünde pek çok kişiye uygulanan, yaygın bir pratikti. Trepanasyonun bu kadar uzun zaman boyunca uygulanmasının sebebi ise, ameliyat olan hastalarda gözlemlenen iyiye gidiş ve trepanasyonun sebep olduğu ölüm sayısının azlığıydı.

Teknik Avrupa'da, Rönesans Dönemi'nde berberler tarafından uygulanmaya başlandı.

Berberlerin hem saç kestiği, hem de ameliyat gerçekleştirebildiği bu dönemde trepanasyon için artık iki dişliden oluşan mekanik bir alet geliştirilmişti. Teknik, bugün dünyanın bazı yerlerinde doktorlar tarafından beyin zedelenmelerini tedavi etmek için hâlâ uygulanıyor. Aynı zamanda trepanasyonun faydalı olduğunu ve migren ve kronik yorgunluk gibi hastalıkları tedavi edebileceğini, hatta kişiye farklı boyutları algılama gücü kazandırabileceğini düşünen küçük bir kesim de bulunmaktadır.

Trepanasyonun modern dünyadaki örnekleri ise epey korkutucu...

Bart Hughes, 1960'larda meskalin kullandığı bir gün yeni bir teori üretmişti: Ona göre kafatasının tamamen kapalı olması omurilik sıvısı ve beyne giden kan miktarı arasında bir dengesizliğe sebep oluyordu. Bu da insan beyninin yeterli miktarda oksijen alamamasına sebep oluyordu. Bu duruma çare bulmak isteyen Hughes, elektrikli matkap kullanarak kendi kendine trepanasyon uyguladı.

Aydınlanma umuduyla kendi kendine trepanasyon uygulayan bir başka isimse Amanda Feilding'di.

Hughes'u izleyerek 1970'lerde kendisine trepanasyon uygulayan ve üstelik bu ânı kameraya alarak belgesel hâline getiren Feilding, 'Heartbeat in the Brain' adlı filmde saçlarını kazıyor, gözlerini korumak için güneş gözlüğü takıyor, kafasına lokal anestezi uyguluyor, derisini bir neşterle kesiyor ve elektrikli matkapla kafatasında bir santimetre genişliğinde delik açıyor. Yazımıza son vermeden önce trepanasyonun bugün zararlı olduğunun ve hayati risk taşıdığının bilindiğini ve ancak gerekli durumlarda doktorlar tarafından lobotomi öncesinde uygulandığını belirtelim...

Popüler İçerikler

Görüşme Esnasında Erkeğe Maddi Sorular Sorulmasını Destekleyen Kadın Tepkilerin Odağında
Bakanlığın Gıda İfşaları Devam Ederken En Fazla At ve Eşek Etinin Satıldığı Şehirler Belli Oldu
Wanda Nara ile Yasak Aşk Yaşadığı Öne Sürülen Keita Balde Sivasspor'dan Gönderildi