Hakkında çok az şey bildiğimiz ve bu nedenle birbirinden ilginç komplo teorilerine de ev sahipliği eden bu kıta hakkında daha öğrenmemiz gereken çok şey var. Bırakalım bilim insanları işlerini yaparken; biz de evimiz dediğimiz Dünya'nın bu bilinmeyen köşesine bir yolculuğa çıkalım..
Keşfedilen son kıta olan Antarktika hakkında daha önce duymamış olabileceğiniz birbirinden ilginç bilgileri sizler için derledik. Bakalım siz bu konuda ne düşüneceksiniz... 👇
-89°C ile Dünya'nın en soğuk yeri olan Antarktika kıtasının sıcaklığı, bundan 40 ila 50 milyon yıl kadar önce çok daha yüksekti. İnanması epey güç biliyoruz ama bilim insanlarından oluşan bir araştırma ekibinin yaptığı çalışma ile kıtadaki ortalama sıcaklığın bir zamanlar 17°C bulabildiği ortaya konuldu.
Ayrıca incelenen fosiller ile bir zamanlar, kıtada ormanların var olduğuna dair kanıtlar da bulundu. Bu ise Antarktika'daki ortalama sıcaklık değerlerinin bir zamanlar çok daha yüksek olduğunu ortaya koyuyor.
Kıtanın çoğu kısmında 6 ay gündüz ve 6 ay gece yaşanır. Bu nedenle saat dilimi konusu biraz kafa karıştırıcı olabilir çünkü gece mi yoksa gündüz mü olduğuna dair bir işaret bulamazsınız.
Ancak Antarktika; Dünya'nın her yerinden gelen bilim insanlarına ev sahipliği ettiği için söz konusu toplanan veri ve kaynakların paylaşımı olduğunda bazı karışıklıklar ortaya çıkabiliyor. Yine de bu kıtada belirli bir zaman diliminin olmaması oldukça enteresan, sizce de öyle değil mi?
Kıta, birden fazla yanardağa ev sahipliği eder ve bunlardan iki tanesi hala aktiftir. Antarktika'da bulunan en yüksek ikinci dağ olan Eberus'un; gezegenin güneyindeki en aktif yanardağ olduğu söylenir ve günümüzde bile gaz ve kaya püskürtmeye devam eder.
'Bu sayıyı bulmayı inanın biz de beklemiyorduk. Bu araştırma ile Batı Antarktika'da var olduğu bilinen volkan sayısını neredeyse üç katına çıkardık. Ayrıca Ross buz sahanlığının altında kalan deniz yatağında daha da fazlasının olduğundan şüpheleniyoruz...'
Antarktika birbirinden enteresan birçok doğa olayına ev sahipliği eder. Elmas tozu da bunlardan bir tanesidir. Buzlu bir sisi andıran bu doğa olayı, havada asılı kalan buz kristallerinin güneş ışınları ile birleşmesi sonucu elmas parıltılarına benzeyen bir etki yaratır. Görmeyi gerçekten çok isterdik!
Bu ilginç doğa olayı, 1911 yılında Doğu Antarktika bölgesinde gözlemlendi. Taylor Buzulu'nun normalde bembeyaz olan suları kırmızıya dönmeye başlamıştı.
Bilim insanlarına göre kan rengi bu su, buzulun içinde yer alan bir buzulaltı gölünden geliyordu. İçerisinde yüksek miktarda tuz ve oksitlenmiş demir bulunan bu buzulaltı gölünün suları, oksijen ile temas ettiğinde renk değiştirerek kan rengini alıyordu. 1,8 km boyunca alçalan ve 78 kilometre uzunluğa sahip olan bu göle ise 'Kan Şelalesi' adı verildi.
1820 yılında keşfedilen ve üzerinde hiçbir ülkenin bulunmadığı anlaşılan kıta, güçlü devletlerin ilgisini çekerek bu topraklar üzerinde söz hakkı sahibi olmak istemelerine neden olmuştur.
1959 yılında bir araya gelen 12 ülkenin bir arada imzaladığı Antarktika Antlaşma ile kıtanın toprakları ve doğal yaşamı güvence altına alınmıştır. Hâlihazırda 53 ülkenin taraf olduğu bu antlaşmanın altında Türkiye'nin de imzası vardır. Barış ve bilimin teşvik edilmesinde büyük rol oynayan bu antlaşmanın altında ülkemizin de imzasının olması gerçekten takdire şayan!
Antarktika Dünya'nın geri kalanı ile kıyaslandığında çok daha hızlı bir şekilde ısınır. Geçtiğimiz 50 yıl içerisinde kıtanın sıcaklığı tamı tamına 3°C kadar artmıştır. Bu, Dünya'nın herhangi bir yerindeki sıcaklık artış ortalamasının 5 katına eşittir...
Sadece bolca kumun olduğu ve suyun az bulunduğu yerlerin çöl olduğu düşünülür ancak bu yanlıştır. Çölü çöl yapan şey bölgedeki yağış miktarıdır.
Son 30 yılda Güney Kutbu'nda metrekareye düşen yıllık yağış miktarı 10 milimetreyi geçmez. Bu nedenle bilimsel açıdan değerlendirildiğinde Antarktika, buzlarla kaplı bir çöldür.
Kıtanın buzullarla kaplı tabakası dünya üzerindeki tatlı suların yüzde 60 ile 70 kadarını barındırır. 1.5 milyon kilometre kareyi kaplayan ve sıradağları, platoları, vadileri ve ovaları içinde bulunduran bu buzdan tabaka dünyanın en büyük tatlı su kaynağıdır. Ancak unutmadan belirtelim; kıtanın sadece yüzde 1'i buzdan arınmış durumdadır.
Buradaki her yön Kuzeyi gösterir. Bunun nedeni ise pusula yönlerinin İngiltere'deki Greenwich'ten geçen meridyen çizgisi tarafından belirlenmesidir. Bu nedenle bir gün yolunuz Antarktika'ya düşerse yönünüzü bulmak için pusulanıza çok da güvenmeyin. 🙂
Siz bu eşsiz güzellik hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarınızı bizlerle paylaşmayı unutmayın... 👇
mezozoyik zamanda dunya bugunkunden cok daha iliman ve cok daha fazla yasam dolu bir yerdi. antartikanin genis ormanlari sadece kendine has canli turleri vardir. tum o zenginligin zamanla yok olmasi cok aci.
Antartika esasen bir kıta değildir. Dünyanın çevresini kuşatan ve geçilebilirse ötesinde farklı kıtaları barındıran bir buzul sınırlıdır.
Bilim insanı olacak kadar zeki olup, buraya gitmek isterdim.