Annenin elini tutup çarşı pazar gezdiğimiz o sımsıcacık günler... Herkes o dönemlerini az çok hatırlıyordur, eminim ki. İşte o günlere dair iç ısıtan 12 anıyı listeliyoruz.
**Siz de kendi anılarınızı yorumlarda bizimle paylaşabilirsiniz!**
Annenin elini tutup çarşı pazar gezdiğimiz o sımsıcacık günler... Herkes o dönemlerini az çok hatırlıyordur, eminim ki. İşte o günlere dair iç ısıtan 12 anıyı listeliyoruz.
**Siz de kendi anılarınızı yorumlarda bizimle paylaşabilirsiniz!**
Geriye dönüp o günlerini düşündüğümüzde kaçımızın yüzünde gülümsemeler oluşmuyordur ki!
Dolaşmadık tezgah, girmedik dükkan kalmaz; almak istediği ürünün en iyisini bulana kadar karışlardık her yeri annelerimizle.
Dolayısıyla en iyisini ararken onun en ucuzunu da bulurdu. Çünkü ev ekonomisi ondan sorulur. 💪
Ee her yeri karış karış gezip dururken nasıl yorulmasın o küçücük bedenler!
Mevsimine göre belki bir dondurma, belki kestane... Annelerimiz yolun yarısında mutlaka gönlümüzü alırdı sevdiğimiz bir atıştırmalıkla.
Hem bizim keyifli ve eğlenceli vakit geçirmemizi sağlar hem de kendi ihtiyacı olan ve yapması gereken işlerini halledebilirdi. Tıpkı süper kahramanlar gibi!
Çocuktuk işte, her gördüğümüzü istemek gibi bir huyumuz vardı...
Anne yüreği tabii kıyamaz, bize minicik poşetler taşıttırırdı.
Böyle yerlerde anneyi kaybetmek korkunç bir deneyimdi; ancak ne mutlu ki çoğu zaman sadece kaybettiğimizi sanıp onu yine yanı başımızda bulurduk.
Esnafla muhabbet eder, yolda komşu görür onunla muhabbet eder, kendi gibi müşteri bulur onunla muhabbet eder... Alışveriş gezmelerinin o kadar uzun sürmesi kısmen de bundandır.
Üç beş kuruş da olsa o fiyatı indirtir, ondan sonra satın alırdı.
Ve bu genelde ulu orta olur... O kazağı bulduğu gibi kafanızdan geçiriverir.
En güzel meyveleri de o çarşılarda dolaşırken yemedik mi zaten?
Günün tüm yorgunluğunu birlikte o kanepe uzanıp atmaya çalışmak, bütün günün en iç ısıtan anı olabilir işte o! 🙏❤️
Küçücük poşetmi bütün poşetleri ben taşıyorum