'Anneliğin de Modernliği mi Olurmuş?' Demeyin! Günümüz Annelerinin Tüm Soru İşaretlerine Cevap Olacak 19 Tüyo

'Çocuğuma her şeyin en iyisini nasıl verebilirim?' ya da 'Eyvah! Nasıl bir anne olacağım?' gibi sorular çoğaldı değil mi?

Modern ebeveynlik kavramı çıktı çıkalı doğal olarak çoğu anne ve anne adayının aklındaki soru işaretleri de arttı. Ancak sakin olun. Çünkü bir adım geri atıp hayatınıza bir ebeveyn olarak bakarsanız, çocuğunuzun sizden düşündüğünüz kadar çok şey beklemediğini göreceksiniz. Evet, şaka değil. Şimdi rahat bir nefes alın bakalım!

Peki çocuklar ne ister?

Sadece aileleriyle vakit geçirmek ister. Ve onların sevgisini görmeye ihtiyaç duyar. Burada önemli olan çocuğunuzla aranızda güzel bir iletişim kurabilmeniz ve ona hayatı boyunca taşıyacağı şeyler bırakabilmeniz.

Gördünüz mü? Ortada sizi bu kadar çok kaygılandıracak hiçbir şey yok! 

Soru işareti olanlar için 19 maddeyle her şeyi açıklıyoruz! 👇

1. Telefonunuzdan bir nebze de olsa uzaklaşmak ikinize de iyi gelecek.

Herkes çocukların günde kaç saat ekrana bakabileceğini tartışırken ebeveynler unutuluyor. Ama çocuklar her şeyin farkında! Ve ailelerinin onlardan çok telefonlarıyla ilgilendiğini görüyorlar.

Peki ne yapmalı?

Telefonunuzdan biraz daha uzaklaşmayı deneyin. Ekrana bakarak harcadığınız zamandan kısarak çocuğunuzla daha çok vakit geçirebilirsiniz. 

Gerçek bir paylaşım yapabilmek için her gün ideal bir zaman dilimi yaratın.

2. Kendinize zaman ayırın.

Yorgun musunuz? Haklısınız! Peki sizce bu nereye kadar devam etmeli?

Evet, kendinize zaman ayırdığınızda suçlu hissedebilirsiniz. Ancak çocuğunuzu okula göndermek, kurstan kursa taşımak, yemek hazırlamak, evi derleyip toplamak ve bunların yarattığı zihinsel yük altında kalmak kişisel bakımı bir zorunluluk haline getiriyor.

Peki ne yapmalı?

Kendinize her gün, ya da en azından haftada 1 zaman ayırın. Böylece sadece siz değil, çocuğunuz da daha mutlu olacak.

Kuaföre gidin, akşam yemeğinden sonra yürüyüşe çıkın veya çocuğunuz uyuduktan sonra sıcak bir duş alın. Hiçbiri sizlik değilse pillerinizi şarj etmek için ne yapmanız gerektiğini bulun ve onu yapın! 

Böylece her yeni güne normalden çok daha bomba bir şekilde hazır olursunuz.

3. Çocuğunuzu milyonlarca hafta sonu kursuna yazdırmayın.

Evet, çocuğunuzu hafta sonu etkinlikleriyle donatmak çok cazip. Çünkü bu aktiviteler onun hayatını zenginleştirir, ona yeni beceriler kazandırır ve okulda öğrendiklerini tamamlar. Veya sizin kendi işlerinizi halletmeniz o kurstayken daha kolay olabilir. Ama unutmayın: 

Koşuşturma ile dolu hayatta beraber mola verebilmeniz de önemlidir.

Peki ne yapmalı?

En azından hafta sonunuzun sadece 1 günü birkaç saatini 'aile zamanı' olarak planlayın. Çünkü cumartesi futbol antrenmanında çocuğunuzu izlerken ve sonrasında piyano kursuna bırakıp orada beklerken onunla yeterince vakit geçiremezsiniz.

Hâlbuki o, sizinle vakit geçirmeye ihtiyaç duyar. Çocuğunuz için kardeşleriyle oynamak ve ebeveynleriyle güzel zamanlar paylaşmak şarj edicidir.

Deneyince göreceksiniz herkes bu şekilde daha az stresli hissedecek.

4. Çocuğunuzu düşünmeye teşvik edecek sorular sorun.

Sadece 'Okul nasıl?' sorusunu sormak onların vizyonlarını geliştirmez. Küçük yaştan beyinlerini nasıl kullanacaklarını öğrenmeliler.

Peki ne yapmalı?

Çocuğunuzu düşünmeye itin. Anlamlı cevap vermesini sağlayacak sorular sorun ya da zeka oyunları oynayın. Böylece çocuğunuzun kişisel gelişimi daha hızlı ve doğru yolda ilerleyecektir.

5. Ve vereceği cevapları 'gerçekten' dinleyin.

Bazen çocuklar hayatlarında olup bitenleri paylaşmak konusunda çok sessiz olabiliyorlar. Ama bazen de ailelerine anlatmak istedikleriyle dolup taşıyorlar. İşte tam da bu noktada dinleyici ebeveynlerin rolü çok ama çok önemli!

Çocuğunuzun söylemek istediklerini dinlemek onu ve ihtiyaçlarını daha net anlamanıza yardımcı olabilir. Hatta onunla ilgili bilmediğiniz şeyleri bile öğrenmenizi sağlar.

Ayrıca, kulağınızın her zaman onda olduğunu bilmesi, hayat boyu çocuğunuzun iyi ya da kötü her şeyi sizinle paylaşmasını sağlar. 

Böylece yaşlandığında bile onun hayatının bir parçası olabilirsiniz.

6. Tek odak noktanız %100 mükemmellik olmasın.

Blog yazarlarını okuyarak ya da çocuğunuzun sınıfındaki 'mükemmel' annelere bakarak kendinizi bir sınıfa koymayın. Çünkü bu kendinizi her şeyi yanlış yapıyor gibi hissetmenize sebep olur. Ama bu işin formülle belirlenmiş doğru ve yanlışları yoktur.

Peki ne yapmalı?

'Kusursuz'luk kavramından kurtulun. Daha önemli ve gerçek olan şeyleri görmeye çalışın. Mükemmeliyetçilikten kurtulup bunlara odaklanırsanız çocuğunuz için daha az baskıcı bir ebeveyn olabilirsiniz. Hem de onun gözünde stresli bir anne imajı yaratmazsınız. Böylece hem mutluluğunuz hem de paylaşımlarınız artar.

7. Çocuğunuza onu mutlu edecek olumlu geri bildirimler verin.

'Hayır' demek 'evet' demekten çok daha kolay. Ama dikkat edin; bu durum çocuğunuza olumsuzluğun daha güzel olduğunu düşündürmesin!

Peki ne yapmalı?

Cesaret verici kelimeler yıllar sonra bile çocuğunuzun üzerinde kalıcı bir etkiye sahip olabilir. Bu nedenle ona kendi içinde ve dışında iyi hissetmesini sağlayacak cümleler kurmalısınız.

8. Hayatı çocuğunuza gümüş tablayla vermeyin.

Herkes çocuğu için en iyisini ve en fazlasını yapmak ister. Ama her şeyin hayatı boyunca aşırı şahane olması ona uzun vadede yardımcı olmaz. 

Peki ne yapmalı?

İzin verin biraz sıkılsın. Ve kendini nasıl eğlendireceğine kendi karar versin. Yardıma ihtiyaç duymadığı sürece ev ödevlerine bile yardım etmemeye çalışın. Hatta onunla küçük de olsa iş paylaşımı yapın (Belki küçük sorumluluklar bile verebilirsiniz😉). 

Her şeyi çocuğunuz için hazır hale getirmek, ikinize de kötülük yapmak demektir.

9. Anı yaşayın.

Çocuğunuzla birlikte olduğunuzda gerçekten onunla olun. Yapılacaklar listenizde bulunan şeyleri bir kenara bırakıp bekletin. Çocuğunuz sonsuza dek çocuk kalmayacak! Bu nedenle yemekler ve çamaşırlar bekleyebilir. Ne dersiniz?

Peki ne yapmalı?

Sohbet etmek, oyun oynamak, gülmek, yemek pişirmek, spor yapmak veya kitap okumak gibi olabildiğince onunla etkileşimde bulunabileceğiniz aktiviteler yapın.

10. Çocuğunuzla her hafta baş başa vakit geçireceğiniz planlar yapın.

İster mahallede bisiklete binin, ister piknik yapın... Her hafta yeterki en az 1 etkinliğiniz beraber geçsin.

Eğer 1'den fazla çocuğunuz varsa hepsiyle tek tek vakit geçirebilmeniz önemli. Çünkü bu şekilde kendilerini değerli hissediyorlar. Hepsine ayrı ayrı ilginizi ve dikkatinizi vermelisiniz.

11. Gerektiğinde yardım almaktan çekinmeyin.

Bazen bunu bir zayıflık gibi görebilirsiniz. Ama:

İhtiyacınız olduğu zaman yardım istemek aslında bir güçtür! 

Eşinizden, bir anne arkadaşınızdan veya çocuğunuzun doktorundan yardım istemek utanılacak bir şey değil. Hatta ve hatta yardıma gereksinim duyduğunuzu fark edecek kadar kendinizi tanıyabilmeniz MUHTEŞEM bir şey!

12. Çocuğunuzla her konuyu konuşun.

Ona genç yaşlardan itibaren şeffaf olun. Ve onunla tabu konular olsa bile her şeyi konuşun. Hmm, mesela ne gibi?

İzin verin siyaseti, ölümü, seksi ve zorbalığı sizden öğrensin. Böylece büyüyüp dış dünyaya açıldığında zarar görme ihtimali ciddi miktarda düşer.

Çocuğunuza açık ve dürüst olursanız, hassas veya özel hissettirecek bir şey hakkında soruları veya endişeleri olduğunda ilk adres olarak size gelir.

13. Çocuğunuzda olmasını istediğiniz davranışlar için ona modellik yapın.

İlk günden itibaren çocuğunuzun en büyük rol modeli sizsiniz ve daima da siz olacaksınız. 

Küçük çocuklar anne-babalarının yaptığı her şeyi kopyalar. Çünkü sizin gibi olmak isterler. Onlardan görmek isteyeceğiniz davranış türlerini sergileyerek ve olumlu bir rol modellik yaparak onlar için iyi bir örnek oluşturabilirsiniz.

14. Küçük bir şey için bile olsa kutlama yapın.

Çocuğunuzu kutlamak için doğum gününü veya herhangi bir özel günü beklemek zorunda değilsiniz. 

Peki ne yapmalı?

Çocuğunuza küçük kilometre taşları koyun. Küçük zaferler ve başarılar gösterin, ne kadar küçük olursa olsun ona kutlamaya hak kazanma duygusunu tattırın. 

Hem düşünsenize, büyüyüp arkasına baktığında, Lego'dan güzel bir ev yaptıktan sonra dondurma ödülü aldığını hatırlayacak! Ve bu onun için çok eşsiz ve masum bir anı olarak kalacak.

15. Kendi geleneklerinizi yaratın.

Yeni gelenekleri bir aile olarak oluşturmak, ebeveynliğin en eğlenceli bölümlerinden biridir.

Peki ne yapmalı?

Mesela her salı akşamı beraber aynı yemeği yiyebilirsiniz ya da her tatilde aynı filmi seyredebilirsiniz.

Bu gelenekler geriye dönüp baktığınızda hem ikinizi de gülümsetir hem de size nostalji duygusu yaşatır.

16. Kendinize ve kararlarınıza güvenin.

Çocuğunuz 'Annem en iyisini biliyor'u boşuna söylemiyor. Kendinize güvenin. Çocuğunuz ve sizin için en iyi olan şeyi siz biliyorsunuz. Başkalarını boş verin, ipleri kendi elinizde tutun.

17. Çocuğunuzun her şeyi tatmasına fırsat verin.

Çocuğunuzun küçüklüğü hakkında en çok hatırlayacağı şeylerden biri, ona verdiğiniz oyuncak veya maddi şeyler değil; sahip olduğu deneyimlerdir!

Peki ne yapmalı?

  • İzin verin tek başına yaz kamplarına katılsın. Orada kendi kendine ayakta kalmayı öğrensin. 

  • Ya da basketbol takımına yazdırın ve ekip ruhunu öğrenmesini sağlayın.

  • Veya bisiklete binmeyi, paten sürmeyi ve ip atlamayı öğrensin. Düşe kalka bunu kendisi başarsın.

Bunlar ve benzer etkinlikler onun için hayatı boyunca yanında taşıyacağı eşsiz deneyimler olacaktır.

18. İzin verin; çocukluğunu doyasıya yaşasın.

Bırakın çocuğunuz küçüklüğünü tüm tadıyla yaşasın. Hatta o bu özgürlüğü yaşarken siz de onun yanında olun. Ve onunla beraber her şeyi siz de yaşayın.

Onun bitmek bilmeyen tüm saçma sorularına cevap verin.

Gökyüzü neden mavi? (AMA NEDEN?)

Unutmayın bir gün bu değerli anlarınız bitecek. Bu yüzden doyasıya yaşayın!

19. Son olarak tüm bunları yaparken eşinizi de ihmal etmeyin.

İlişki yönetmek zor; çocuk varsa iyice zor! Çocuğunuz olduktan sonra da birbirinizi ihmal etmediğinizden emin olun. 

Peki ne yapmalı?

  • Baş başa dışarı çıkmalısınız.

  • Çocuğunuzdan bağımsız olarak birbirinizle gün içinde konuşmalısınız.

  • Ve en önemlisi romantik dakikalar yaşamayı unutmamalısınız.

Bu listeyi ilişkiniz doğrultusunda uzatmak sizin elinizde. Siz bunu başarırsınız!😉

Popüler İçerikler

Almanya’da Noel Pazarına Saldırı: Saldırgan Suudi Arabistan Vatandaşı Bir Doktor Çıktı!
Sosyal Medyada Süren Öğretmenlik Tartışması: Az Çalışıp Çok mu Maaş Alıyorlar?
Kadınlarla Kafayı Bozan Sözde Hoca Bu Kez de "Karını Bize de Evde Oynat" Sözleriyle Tepki Çekti