Eskiden Onedio Yemek yoktu. Bu yüzden annelerimizin fasiküllerce oluşturulmuş yemek tarifi defterleri vardı. Bu yemeklerin çoğu uydurma ya da tarifi veren kişinin adıyla özdeşleşmişti. Vallahi eğer evinizde bu defterlerden varsa mutlaka saklayın, yakın zamanda çok değerli eserler olacaklar.
Bir sodanın börekte de kullanıldığını duyan hanımlar, bu bilimsel gelişmeyi kulaktan kulağa aktardı ve tüm tarif defterlerine adı altın harflerle yazıldı.
(Böreği durduk yere itham etmek!)
Annelerimiz makine değil, onlar da yemek yapmaya üşenir. Özellikle içli köfte diye tutturanlar için 'Ye de zıbar' mesajı içeren hayat kurtarıcı bir tarif.
Füzyon mutfağına girişin ilk örneği olan bu kek, süt yerine çay konularak yapıldığı için ev hanımlarında büyük heyecanlara sebep olmuştu zamanında.
Asla istenildiği gibi tutturulamayan un kurabiyesine farklı bir bakış açısı getiren Şengül'ün tecrübeleri bu tarifte hayat buluyor. En önemli husus 'kulak memesi kıvamı'.
Kim bilir hangi Şükran ya da hangi Hayriye gün sırasında yaptı koydu bunu tatlı diye. Yine de akıldan çıkmadığı için alınmış bir not, tarifler arası muzip bir mola tadında...
Şu bir gerçek ki, bir yiyecek hem beyaz hem de tatlıysa onun isminde prenses geçmelidir. Bu da kraliçe ev hanımlarının ürettiği bir yavrucak yemek.
Bu mantının söylenişi kimilerine göre ayıp olduğu için bazı tariflerde 'Sosyete mantısı' diye temize çekilir. Kolay yemeğe isim koyayım derken sinirlenip çığrından çıkmaya çok güzel bir örnektir.
Petibör yazmaya üşenen gıdısı yenilesi annelerimizin tarif defterindeki olmazsa olmazı. Hatta bunun bulunduğu sayfaya bakın, mutlaka muhallebi bulaşmış bir parmak izi göreceksiniz.
Bu Şükran'daki yemek numarası kimselerde yok. Siz hiç kabaran poğaçayla hava atıldığını gördünüz mü? Atılır çünkü!
Bildiğimiz makarna salatası aslında. Makarnanın ana yemekten çıkıp garnitür olarak kullanılmaya başlaması sonrası 'sosyete salatası' unvanını almasıyla başlayan bir süreç.
Doğrusu elbette kabak graten ama söylemesi çok yorucu. En güzeli öğreten deyip geçivermek ve hatırlayabileceğin gibi yazıvermek diye düşündükleri için deftere böyle geçilmiştir.
Dönemin Kunta Kinte isimli dizi karakterinden akılda kalan bir tarif. Islak kek, bizim kabul günü kültürümüze çok sonradan girdiği için Hayriye'nin görümcesinin bu konudaki süksesi epey yüksek olmuştur.
Revani, anneler için nedense bir matematik dersi, bir geometri. Biz yediğimizde 'E işte olmuş anne ne güzel?' diyoruz ama 'Yok yok onun şerbeti tam olmadı, keki de sünger gibi olmadı' gibi şeyler söylüyorlar. O yüzden değişik bakış açıları bu tarifte önemli.
Bir an annemin tarif defterini okuyorum sandım.
Yapışmayan uzun süre kullanabilceğim tava markası tavsiye edersiniz sevinirim