O anları cep telefonu ile kaydeden Üzeyir Çetinkaya ise, 'Arkadaşlarımla Esenkent'e doğru giderken, yavru köpek seslerini duyduk. Sesleri geliyordu ama kendileri görünmüyordu. Arkadaşlarla kazmaya başladık. Kazdık kazdık, birinin kuyruğu diğerinin de kafası çıktı. Çektik gelmedi. Biraz daha kazınca köpeğin bedeni ortaya çıktı. Çekiyoruz bir tane yavru geliyor. Biz ileri doğru baktığımız da anneleri o taraftan bağırıyordu. Biz de hepsini saldık, gönderdik. Köpeklerin yuvası yaklaşık 25-30 santimetre aşağı doğruydu. Üstü de boştu. Bunu annesi yapmadığına göre… Bunu annesi yapmadı, insan yapmış olmalı. Köpekler 25 - 30 santimetre aşağı doğrulardı, üzerleri de boştu' dedi.
Bir tarafta kedi döven çocuklar, bir tarafta tırnaklarıyla kazıp köpek yavrularını çıkaran çocuklar... Ebeveyn bilinci, mutlu-huzurlu aile de çocuk büyütmek o kadar önemli ki. Özel ders vermeye başlayınca daha iyi anladım bunu. Kimi emrediyor, 'yap, parasını veriyoruz' deyip kendi ödevlerini yaptırmaya çalışıyor; kimi sarılıp öpüp teşekkür ediyor, abla abla diye geliyor. Sevgiyle büyüyen çocuklarımız bol olsun da dünya güzelleşsin.
Çocuğun dediği bir laf var, "Bunu hayvan yapamaz insan yapmış olabilir." Bence bu söz her şeyi açıklıyor..