Ankara’nın Şiir Gibi Bir Şehir Olduğunu Gösteren 13 Durum

Bazı şehirler vardır, ne zaman gitseniz size hep aynı şeyleri hissettirir. Ankara tam olarak böyle… Yağmur yağar, eski bir şarkı açarsınız, şehrin sokaklarına karışır, kocaman bir huzur bulursunuz. Her köşesi size bir şiirin içinde kaybolmuşsunuz gibi gelir. 

İşte bu listede, Ankara'nın kalbine dokunan o anları paylaşmak istedik. Bakalım siz de aynı duyguları yakalayacak mısınız?

1. Tunalı Hilmi’ye adımını attığın an başka bir diyara geçmiş gibi hissediyorsun.

Bu caddede yürürken, vitrinlerin ışıkları, kafelerden yükselen kahve kokusu ve insanların telaşsız halleri arasında kendinizi anın akışına kaptırırsınız. Ankara’da yaşayan herkesin hayatında mutlaka birkaç Tunalı anısı vardır, belki de bir aşk, belki de bir dost sohbeti… Herkesin Ankara’yla olan bağında Tunalı’nın yeri başka.

2. Anıtkabir’de hissettiğiniz o derin saygı ve sessizlik...

Belki şiir gibi değil ama yürekten gelen bir ağıt gibi hissettiren bu an, Ankara’nın en özel yanlarından biri. Atatürk’ün huzurunda, o sessizlikte insan şehrin ruhunu en çok burada hisseder. Bir Ankara günü Anıtkabir’de sonlanırsa, o günün size bıraktığı iz uzun süre aklınızdan çıkmaz.

3. Ah, Atatürk Bulvarı!

Ankara’nın köklü geçmişine tanıklık eden o koca ağaçlar, Cumhuriyet’in ilk günlerinden bugüne kadar biriktirdiği o sessiz anılar... Burada yürüdüğünde o yıllar öncesinin havasını solursun; rüzgar yüzüne vurur ama öyle bildik rüzgarlardan değil, sanki geçmişin fısıltılarıyla dolu. Hafif hüzünle karışan bu esinti, Ankara’nın o kendine has romantizmini hissettirir, seni geçmişe doğru minik bir yolculuğa çıkarır.

4. Çocukken hep lunaparkıyla hatırladığımız, ama büyüdükçe bize başka güzelliklerini gösteren Gençlik Parkı...

Şehrin telaşından uzakta, çevrendeki suyun tatlı sesi ve ışıkların o suya düşen dans eden yansımaları… Burası başka bir yer. Her şey öyle dingin, öyle olması gerektiği gibi ki! İçindeki şairi uyandıracak kadar huzurlu bir yer burası. Gecenin sessizliğinde yürürken sanki bütün dünya yavaşça duruyor, sen de o büyülü anın tadını çıkarıyorsun.

5. Ankara’yı yaşamak istiyorsan bir akşam vakti Yedinci Cadde’ye uğramalısın!

O cadde, kafelerin sıcacık ışıkları ve etrafı saran tatlı atmosferiyle adeta insanı kucaklıyor. Romantik akşam yürüyüşlerinin adresi burası. Sanki bir dizeden diğerine adım atıyormuşsun gibi, her köşede başka bir duygu, başka bir anı.

6. Hangi Ankara sakini Kocatepe Camii’ni görünce durup bir an büyülenmemiştir ki?

Burası sıradan bir camiden fazlası; koca şehre yukarıdan bakan, ona adeta şefkatle kucak açan bir yer. Hele ki gece ışıkları yandığında tüm ihtişamıyla gökyüzüne yükselirken, kendinizi bir sanat eserine bakar gibi hissedersiniz. Ankara’nın manzarasını başka bir gözle görmenizi sağlar.

7. Ankara’nın merkezinde bu kadar huzurlu bir yer bulmak kolay değil.

Kuğulu Park tam bir sığınak gibi... Özellikle hafta içi bir öğle vakti, şehrin tüm gürültüsünden uzaklaşıp oraya oturduğunuzda, birden etrafınızdaki kuğular, martılar size bir gösteri yapıyor gibi geliyor. Sanki doğanın içinde ufak bir dünya kurmuşsunuz ve şehir tamamen size ait.

8. Sonbahar Ankara’ya geldi mi, özellikle Kurtuluş Parkı’nda sararan yaprakların altında yürümek bambaşka bir keyif verir.

Yaprakların yere dökülüşünü izlerken sanki hüzünlü bir şiirin içine düşersin; içindeki tatlı bir keder, sonbaharın o sakin ama derin ruhunu yansıtır. Kurtuluş Parkı’nda her mevsim ayrı bir güzellik saklı, ama sonbahar burada başka bir zarafetle kendini gösteriyor.

9. Atatürk Orman Çiftliği, organik ürünleriyle meşhur.

Herkesin bildiği o leziz dondurması, balı, peyniri… Burada bir parça ekmek alıp, biraz peynirle ve zeytinle kahvaltı yapmak kadar keyifli bir şey yoktur. Bir parça dondurma aldığınızda, aslında sadece bir tat almıyorsunuz. Aynı zamanda tarih kokan bir lezzet de alıyorsunuz. Burada her şey doğal ve her şey saf, insan sadece yemek değil, şehrin ruhunu da hisseder.

10. Ankara’nın karla kaplandığı o günlerde şehri bir başka seversiniz.

Kocatepe'nin minaresi bembeyaz, Gençlik Parkı’ndaki gölet donmuş, her köşe karla kaplanmış olur. O beyaz örtü her şeyi başka bir hale getirir. Her yer sessiz, her yer dingin. Burası bir masal şehri gibi.

11. Ankara’nın her köşesi büyülü, ama Seymenler Parkı bambaşka bir yere sahip.

Gün batarken, o parkın tepe noktasından şehri izlemek, çok başka bir huzur verir. Beyazdan griye, griden mora, moradan pembeye geçerken, şehri bir renk cümbüşüyle sarar. Ankara’da gün batarken, sanki kalp biraz daha hızlanır. Seymenler’de geçirilen saatler, insanı her zaman rahatlatır.

12. Hamamönü, tarihiyle sarılı bir köşe.

Adeta geçmişe açılan bir kapır Burada yürürken, yıllar öncesine gittiğinizi hissedersiniz. El yapımı hediyelikler, sokak aralarındaki eski evler, derin bir tarihin izlerini taşır her köşe. Kahvenin en güzeli, buradaki nostaljik kahvelerde içilir. Bir de yokuşu var… O yokuşu tırmanırken insanın içi biraz daha genişler, biraz daha dinginleşir.

13. Ankara’nın kalbi tam da burada, Kızılay Meydanı’nda atıyor!

Günün her saati bir hareket, bir koşturmaca… Sanki herkes bir yerlere yetişmeye çalışıyor, ama o karmaşanın içinde bir düzen var gibi. Orada bir banka oturup etrafı izlemeye başladın mı, kendini kocaman bir hikayenin içinde buluyorsun. Öğrencisinden iş insanına, her çeşit insan bir arada ve her birinin başka bir amacı, başka bir telaşı var.

Peki, sizin için Ankara'nın en şiir gibi yeri neresi? Hadi, sizin de bu şehirde en çok sevdiğiniz anları duyalım!

Popüler İçerikler

Boks Tarihinin En Pahalı Maçı Öncesi Mike Tyson, Jake Paul'a Tokat Attı!
Rasim Ozan Kütahyalı’dan Atatürk Sözleri: “Şeytan Taşlamakla Anıtkabir'de Yapılanlar Benzer Eylemler”
Acun Ilıcalı Futbol Yatırımlarına Devam Ediyor: Yeni Takımı Slovenya'dan