Ancak özellikle Davutoğlu cephesi, bu açıklamayı yeterli bulmadı. Başbakan’ın çevresinde Gül’ün bizzat telefonla ya da mesaj göndererek Davutoğlu’nu kutlaması gerektiği ifade edildi. Bu beklentide Gül’ün 10 Ekim’deki Ankara katliamı üzerine HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı arayarak başsağlığı dilemesi üzerine yaşanan gerilim etkili oldu.
Başbakan Davutoğlu, Gül’ün HDP’ye başsağlığı mesajını, “Sadece HDP’ye taziye dilemek, orada hayatını kaybeden bütün vatandaşları HDP ile özdeşleştirmek anlamına gelir. Büyük bir acı yaşadık. Türkiye’nin en büyük taziye evi Başbakanlık ofisidir” sözleriyle eleştirdi. Gül de Davutoğlu’na, “Bugün öyle ki ölülerimize başsağlığı dilediğimizde bunu bile garipseyen bir ortam ortaya çıkıyor. Bu ortam içerisinde nasıl beraber yaşayacaksınız, nasıl uzun süre herkes birbiriyle beraber olacak” sözleriyle karşılık verdi.
Ve beklenen telefon
Yüzde 49 oy oranı, Davutoğlu’nun beklediği kutlama telefonunun gelmesini sağladı. Gül, önce Erdoğan’ı telefonla aradı. Ardından da Davutoğlu’nu arayarak seçim başarısı için kutladı. Gül de, Başbakanlık da, Cumhurbaşkanlığı da bu telefonu özel olarak kamuoyuna duyurmadı. Ancak telefon, parti içinde kulaktan kulağa yayıldı. Gül’ün telefonu Davutoğlu cephesinde farklı, parti içindeki muhalif isimlerde farklı sonuçlar yarattı. Başbakan cephesi, Gül’ün artık siyasi bir aktör olarak harekete geçemeyeceği sonucuyla rahatladı. Siyasi gelecekleri için Gül’e umut bağlayan AKP’liler ise bu umutlarını başka bahara ertelemek zorunda kaldı. Gül’e umutlarını bağlayan isimlerin yakın dönemde sessizce gelişmeleri izlemek için beklemeye geçecekleri, ardından Erdoğan’a değil, Davutoğlu’na yaklaşacakları da kulislerde dile getiriliyor.