Bizim amacımız halk sağlığında rol oynamaktır. Biz şu anda birinci basamak sağlık kuruluşu olarak geçiyoruz. İlaçların üzerinde karekod dediğimiz bir sistem var. Bu, ilaç takip sisteminin bir belirtisidir. İlaç takip sistemi, ilacın üretim aşamasından en son tüketilecek olan aşamanın tamamıyla takibi için kullanılır. Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu, bu İTS takibinden ilaç eczanelerin elinde mi, depoların elinde mi, firmaların elinde mi gayet rahat görebiliyor. Biz hiçbir şekilde elimizdeki ilacı stoklamayız. Biz, olan ilacın hepsini; zam gelecekmiş, fiyat düşüşü yaşanacakmış… Hiçbir şekilde stoklamadan halk sağlığı için bütün hastalarımızın kullanımına sunuyoruz. Ama ne yazık ki ilaç firmaları, özellikle bu son zamanda, örnek veriyorum satışlar aylık 10 bin kutuysa bunu 3 bin kutu, 2 bin kutu, bin kutu şeklinde giderek azaltarak yeni yıla elinde bir stokla girmek istiyor. Geçen yıl şubat ayının üçüncü haftasında yüzde 20 gibi bir zam oranı geçişi oldu. Yüzde 20 zam oranı geçişi tabii ki çok büyük bir rakam. 2020 yılında tüketilen ilaç miktarı 58 milyar TL. Bunu firmalara böldüğünüz zaman çok büyük bir rakam yapıyor. Ne yazık ki bunun tek sorumlusu ilaç firmaları.
Şu anda acil yapılması gereken, ilaç firmalarıyla Sağlık Bakanlığı’nın görüşerek ilaçların tedarikini hızlandırmalı. Yurt dışından ithalatını ya da Türkiye’de üretim varsa üretim bantlarını açarak hızlı bir şekilde bunun üretimini artırmalarıdır. Yerli ve milli ilaç projesinde aşamalar kaydetmemiz için de bir an evvel çalışmalara hız verilmeli.
Şu anda giderek bizim alanımız daralıyor. Türk toplumu bir ahi toplumudur. Biz hastalarımız, bizde olmayan ilaçlarda olan eczanelerimize yönlendiriyoruz. Birbirimizle iletişim kurarak hastanın ilaçtan mahrum olmaması için elimizden geleni yapıyoruz. Ama tabii ki top, Sağlık Bakanlığı ve ilaç üreticilerinde.'
Umarım en kısa zamanda sıkıntını düzelir yoksa vahim Türkiye'nin yarısından çoğu şeker ve tansiyon hastası