9 Maddede Ankara'da İstanbullu Olmak

Hepimiz eminizdir ki, Ankara'ya çoğumuz ya iş için ya da eğitim için adım atarız. İlk girişinde ciddiyetini algıladığımız şehir, daha sonra kendini 'Lan başkentte bu kadarı da olmaz yahu!' dedirtecek komiklikler, şakalar içeriyor. Haliyle sistematik yönden her şeye sahip İstanbulluların şehrini özlemesine yol açıyor. Eğer sizde benim gibi eğitim peşinde koşup da Ankara'ya adım atan bir İstanbulluysanız aşağıdaki durumları benimseyip 'Aynen yieea!' diyeceksiniz. :)

1. Denizden bozkıra...

Tahmin edildiğinden de zor olan durum. Denize alışmışsınızdır oysaki. Sizin için çay ve simit yiyebileceğiniz yer sahildir, vapurdur... Tabi vapura son atlayan olmakta cabası. Martıların başınızda uçmasından rahatsız olduğunuz kadar hoşnutsunuzdur da... Ankara'da arayacağınız ilk şey bunlar olur. :D

2. Hey gidi trafik, hey!

Zira Ankara'da trafiği tıkalı bulamazsınız. İlk zamanlarda hoşunuza gider.. Bir süre sonra o geç kaldığınız buluşmalara uydurduğunuz bahaneniz de kalmaz ortada.. Özlersiniz o anda trafiğini bile. Egzozu, dumanı... Trafikte ortaya bir anda çıkan nerden geldiğini anlamadığımız simitçileri, kağıt helvacıları, portatif vantilatör satan abileri özlersiniz. :(

3. Ulaşım, ulaşma diye yapılmıştır.

İstanbul'da alışılmış olan aceleci tavırlar, Ankara'da yoktur. Karşıdan karşıya geçiş aslında çapraz geçiştir. Kimse karşısına geçmez.. Çaprazına geçer. Siz metrodan inersiniz hızlıca okulunuza, işinize varmak istersiniz ama yok... O kadar kolay değil o çıkış. Metro merdivenlerinin iki yanı da tıkanır. Hele ki bir de dayı, amca tıkadıysa vay haline! İstanbul'da edebileceğin 'Yav kardeşim solu ne tıkıyon,aç yolu!' ibaresi burda içinde kalır, dışarı çıkacak cesareti olmaz. :D

4. İniş ile çıkış zıttır.

Ana cadde üzerinde inişler soldan çıkışlar sağdandır. Bu yüzden yukarı çıkanlarla çarpışıp ilk görüşte aşk yaşamak mümkün. Onu geçtim obeziteyle mücadele için yapılmış olması gerekecek ki, yürüyen merdivenler çıkışlarda çalışır ama inişler de olmayanları kadar çalışmayanları da mevcuttur. Mesela AŞTİ'ye valizinizi indirebileceğiniz ne bir asansör ne de yürüyen merdiven vardır. Önerimiz hurraaa merdivenden aşağı sallayın valizi, sonra rahatça inin. Hızlı ve etkili çözüm. :D

5. NO PATSO!

Ciddi anlamda (şaka yapmıyorum) Ankara'da patso yok. Evet, yok. Öğrencinin bir numaralı en fazla 2.5 - 3 TL'ye satılan ucuz ve kaliteli (!) yemeği Ankara'da bilinmiyor. Rıhtım Döner var. Maxiroll var. Sadece döner üstüne kurulu her yer. İlk zamanlarım da bir büfeye sorduğumda 'Abi bi patso en mayonezlisinden..' dediğimde, ' No patso.' cevabını alınca hayat çok acımasız gelmişti.

6. Yoh size çay, yoh işte.

Sıradan çay bahçeleri tadında isimlere sahip pek meşhur kafelerin bile saatler erken sayılabilecekken, 'Servisi kapattık maalesef ama oturabilirsiniz isterseniz.' dediklerinde, teklif ettikleri manzarası 250 metrekare çimen olan bir şehirdir. Kurumsal kimliği 00:00'a kadar açık kalmayı mecbur tutmasa Starbucks'ın bile mümkünse saat 22:00 gibi kapatmayı tercih edeceğinden eminiz. :D Nerde o sahil çay bahçeleri geceye kadar açık kalan, nerde o Moda'nın mis kokusu, sakin ama sohbetli kalabalık havası, peh..

7. No sarı dolmuş, yes mavi dolmuş.

Bilindiği üzere İstanbul'un başka detaylarından biri sarı dolmuştur. Hızlı, rahat, ne çok ucuz ne çok pahalı vazgeçilmezimiz olan dolmuşlar Ankara'da yok. Var ama o anlamda yok. Burda minibüse dolmuş denir. Minibüse dolmuş demezseniz size gülerler, hatta çoğu İstanbullu onun bir dolmuş olmadığına inandırmak için uzunca tartışmalara girer. (bkz. bendeniz) :D Ankaralıların dolmuşu -yani minibüs- Melih Gökçek sağolsun 1 km'lik 15 dk. da gideceğiniz mesafeye öğrenci 2 TL, tam 2.25 TL alıyor. Yani burda 1 TL uzatırsanız bir öğrenci diyip dolmuşçudan dayak ve küfür yeme olasılığınız yüksek. He otobüslerinde öğrenci fiyatının 1.50 TL olduğunu hatırlatalım. İstanbul pahalı şehir diyenlere duyurulur...

8. Her yol Kızılay...

Burda her yol Kızılay'a çıkar. Gidip gezebileceğiniz yerler ya Kızılay'dadır, ya da Tunalı'da. Barlar sokağı ya Konur'dur, ya Sakarya, ya da Bestekar... Bir İstanbullu olarak eğer Caddebostan'ı ararsanız Tunalı'daki Seğmenler Parkı'na gidin. En azından hafta sonu orada örtüsünü almış çimenlere sermiş üniversiteli gençleri, kitap okuyanları, köpeğini gezdirenleri görüp bir nebze de olsa Caddebostan havasını yaşarsınız adeta. Paylaşılan sigaralar, cipsler, biralardan söz etmiyorum bile. :)

9. Kısacası...

İstanbul candır, gezene tabii.. Galata'da şarap içmek, boğazda kahve içmek, ara sıra adalara uğramak, tarihle iç içe yaşamak, Caddebostan'da nefes almak, Nevizade'de doyasıya içip eğlenmek, maça gitmek, işte bunlar Ankara'ya gelen İstanbulluların özlediği şeylerden. Ankara güzel, yaşaması kolay gelir bir İstanbullu olarak ama özlediklerinizin kokusu burnunda tütünce iş değişir. ;)

Popüler İçerikler

Tolunay Kafkas, "El Sıkmama" Olayına Müdahil Oldu: Hedefinde Volkan Demirel Var
Almanya’da Noel Pazarına Saldırı: Saldırgan Suudi Arabistan Vatandaşı Bir Doktor Çıktı!
HTŞ Lideri Colani Kadına Başını Örtme Talimatı Verdiği Videoyla İlgili İlk Kez Konuştu
YORUMLAR
Pasif Kullanıcı
14.04.2015

ne güzel yaa gitmek için içimde daha çok istek oluşturdun-tabiki ankaraya-

02.06.2015

Ağmaa Aankara da deniz yoogh ağnneeee

Pasif Kullanıcı
19.06.2015

ağnee değil o anaaaa

11.02.2016

bu istanbullulara yaşadığı her eziyet her sıkıntıı müstehak ben bunu anladım :)

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ