Lozan'daki görüşmelerde İsmet (İnönü) Paşa başkanlığındaki Türk heyeti, Musul ve Süleymaniye'nin de Türkiye sınırlarına dahil edilmesi gerektiğini savundular. İngiltere ise bunun tam tersine, Hakkari'nin dahi Irak topraklarına katılması gerektiğini söylüyordu. Lozan'da çözülemeyen bu mesele daha sonra görüşülmek üzere ertelendi.
19 Mayıs-5 Haziran 1924'de İstanbul'da toplanan Haliç Konferansından da bir sonuç çıkmayınca mesele Milletler Cemiyetine havale edildi. 1925 yılı başlarında patlak veren Şeyh Sait isyanı ve devamındaki karışıklıklar Türkiye'nin elini zayıflattı. Sonuç olarak 5 Haziran 1926'daki Ankara Antlaşmasıyla günümüzdeki Irak sınırı çizildi.
Birinci maddede günümüzdeki Irak sınırı detaylıca tarif edilir (bu tasvir yaklaşık bir buçuk sayfa tutuyor). Yapılacak olan referandumdan evet sonucunun çıkmasıyla kurulacak olan bağımsız yönetimin, ihlal edeceğini söylenen madde ise antlaşmanın 5. maddesidir.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan Milli Güvenlik Kurulu görüşmesinden sonra 'Tüm ikazlarımıza rağmen Irak'ın kuzeyinde referandum yapılırsa Türkiye, uluslararası anlaşmalardan doğan haklarını korur' açıklaması yapıldı.
Ankara Antlaşması'nda ise Türkiye'ye bu durumda askeri müdahale hakkı tanıyan bir madde bulunmuyor. Yukarıda bahsettiğimiz 5. maddeden sonraki devam eden maddeler, sınırlarda yaşanacak asayişsizlik ve silahlı saldırılarda taraf devletlerin birbirlerine yardım etmesini öngören karşılıklı sorumlulukları içeriyor.
100 yıl önce ermenileri anadolundan sildiğimiz gibi bugün arap ve farslarla beraber kürtleri de d.anadolu, kuzey ırak-suriye'den silmeliyiz bunun başka çözümü yok !!! tek yaptığı kaçakcılık,terör ve vandalizim olan bu yarı insan yarı vahşi hayvanlar kuzey ırakda bağımsız olursa bizim topraklarımıza göz dikecekleri çok belli
Ya arkadaşlar ne Ankara antlaşmasından bahsediyorsunuz. Orada açık açık teröristler devlet kurmaya kalkışıyor. Bu Türkiye Cumhuriyeti'ne alenen ve açık açık tehdittir. Oraya artık antlaşma koşullarına bakılmadan girilip, oraların temizlenmesi gerekir.
Rahmetli Eşref Bitlis Paşa tek telefonla hırt talabani ile dingil barzaniyi ayağına çağırıp fırça çekiyordu bunlar kırmızı halılar serip göndere bayrak çekerek karşıladılar herif palazlansin diye götlerini yırttılar şimdi de vay efenim diplomasi bürokrasi askeri hak lan siz önce burnumuzun dibindeki yunanların işgal ettiği adaları kurtarın 15 senedir sadece bu ülke değil bu coğrafyanın ağzına sıçtınız bop eşbaşkanıyım diyen adam şuan devleti her kademesini kendine bağladı daha ne olsun. Ha unutmadan bu referandum yapılırda evet çıkarsa şu bizdeki herrolar ile Türkmenler arasında mübadele olsun bari .