Arkitekt Dergisi'nin 1943 senesi 1 ve 2 nolu sayılarında, yarışma ve sonuçları hakkında detaylı bilgi verilmiş, dereceye giren projeler görücüye çıkmıştı.
Anıtkabir yapılmadan önce rasat (gözlem) istasyonu bulunması dolayısıyla Anıttepe'nin ismi Rasattepe'ydi. Atatürk’ün yıllar önce bir gezi sırasında Rasattepe’yi gezerken ağzından dökülen “Bu tepe ne güzel bir anıt yeri” sözleri de bir bakıma yerin belirlenmesi açısından önemli bir yere sahipti.
Anıtkabir için 1941’de açılan yarışmaya, İkinci Dünya Savaşı’nın en çetin günleri yaşanmasına rağmen Türkiye, Almanya, İtalya, Avusturya, İsviçre, Fransa ve Çekoslovakya’dan toplam 49 proje katıldı. Ancak en çok beğenilen üç proje arasında Prof. Emin Onat ile Doç. Orhan Arda’nın “25” numaralı projesi kabul edildi.
9 Ekim 1944 tarihinde yapıma başlandı ve Anıtkabir'in inşası 9 yıllık bir sürede 4 aşamalı olarak 1953 yılında tamamlandı. Genel mimarisi Türk mimarlığında 1940-1950 yılları arasındaki 'II. Ulusal Mimarlık Dönemi' olarak adlandırılan dönemin özelliklerini yansıtır.
Depreme karşı dayanıklı kılmak için tıpkı bir geminin su altındaki kısmı gibi toprağın içine yerleştirilen Anıtkabir’de mozolenin iç duvar ve zemini en nadide mermerlerle kaplanırken, tavanları renkli ve altın varaklı İtalyan mozaikleriyle süslenmiş. Milli değerleri temsil eden isimler verilen ve Selçuklu çadır mimarisinin özelliklerini yansıtan bir mimariyle yapılan 10 kule Anıtkabir’in siluetine ayrı bir değer katıyor.
Ölümünden 15 yıl sonra Etnografya Müzesi’ndeki geçici istirahatgahı ndan Anıtkabir’e nakledilen Ata’nın naaş’ı, tahnit işlemi çözülerek, Suriye’deki Caber Kalesi, Kore’deki Türk şehitliği, Selanik’teki doğduğu evin bahçesi, KKTC ve illerden getirilen toprakların harmanlandığı “vatan toprağına” İslami usullere göre kefenlenerek ve yüzü kıbleye bakacak şekilde defnedildi.
Kabre ulaşan 262 metrelik yolun sağ ve sol taraflarında bulunan 24 aslan '24 Oğuz boyunu' temsil ediyor.Aslan figürlerinin çift olması 'birlik ve beraberlik' kavramına vurgu yaparken yatıyor pozisyonda olmaları ise 'barışseverlik' anlamına gelmektedir.
Yolun çim zemininin üzerine 5 cm aralıklarla döşenmiş olan zemin taşları asimetrik olmasında dolayı ilgilinizi sürekli buraya vermenize neden olur.Bu durum da Ata'ya giden yolda başınızın öne düşmesinden dolayı saygı değeri kazanmaktadır.
Anıtkabir'in bahçesinde kullanılan ağaçların kısa boylu,bodur olmasının sebebi tepenin de yüksekliğinden yararlanılarak Ankara'nın belli başlı yerlerinden görülebilirliğinin sürekli kalmasını sağlamaktır.
Sadece Genelkurmay Başkanı’nın izniyle girilebilen mezar odası Selçuklu-Osmanlı kümbet mimarisine göre yapılmış ve sekizgen şeklindedir.Götüntüleri ise ilk kez 2013 yılında paylaşılmıştır.
33.53 metre yüksekliğindeki bu direk Avrupa'daki tek parça çelik bayrak direklerinin en yükseğidir. Bayrak direğinin üzerinde yer alan kabartmada meşale Türk medeniyetini, kılıç taarruz gücünü, miğfer savunma gücünü, meşe dalı zaferi, zeytin dalı ise barışı simgelemektedir.
Etiyopya Kralı Haile Selasiye'nin 1967 yılında Anıtkabir ziyaretinde mozoleye bıraktığı iki büyük gül dalıyla sembolize edilen gümüş çelenk Anıtkabir'in farklı detayları arasında yer almaktadır.
Arkitekt Dergisi'nin 1943 senesi 1 ve 2 nolu sayılarında, yarışma ve sonuçları hakkında detaylı bilgi verilmiş, dereceye giren projeler görücüye çıkmıştı.