Seni düşünmek güzel şey, ümitli şey,Dünyanın en güzel sesindenEn güzel şarkıyı dinlemek gibi bir şeyFakat artık ümit yetmiyor bana,Ben artık şarkı dinlemek değil,Şarkı söylemek istiyorum.Denizin üstünde ala bulutyüzünde gümüş gemiiçinde sarı balıkdibinde mavi yosunkıyıda bir çıplak adamdurmuş düşünür.Bulut mu olsam,gemi mi yoksa?Balık mı olsam,yosun mu yoksa? ..Ne o, ne o, ne o.Deniz olunmalı, oğlum,bulutuyla, gemisiyle, balığıyla, yosunuyla.Şu Varna’da uyumanın yolu yok geceleri,uyumanın yolu yokyıldızların bolluğundan,yakınlığından parlaklığından,kumlukta hışırtısından dalgaların,sedefleriyle, çakıllarıyla,tuzlu yosunların hışırtısı;denizde bir yürek gibi atan motor sesinden,İstanbul’dan çıkıpBoğaz’ı geçip odamı dolduran anıların yüzündenkimisinin gözü yeşil, kimisinin bilekleri kelepçelikimisinin bir mendil var elinde,lavanta çiçeği kokuyor mendil.Şu Varna’da uyumanın yolu yok, gülümŞu Varna’da, Bor Oteli’nde.Hoş geldin kadınım benim hoş geldinyorulmuşsundur;nasıl etsemde yıkasam ayacıklarınıne gül suyum ne gümüş leğenim var,susamışsındır;buzlu şerbetim yok ki ikram edeyimacıkmışsındır;beyaz ketenli örtülü sofralar kuramammemleket gibi yoksuldur odam.Hoş geldin kadınım benim hoş geldinayağını basdın odamakırk yıllık beton, çayır çimen şimdigüldün,güller açıldı penceremin demirlerindeağladın,avuçlarıma döküldü incilergönlüm gibi zenginhürriyet gibi aydınlık oldu odam...Hoş geldin kadınım benim hoş geldin.Dört nala gelip uzak AsyadanAkdenize bir kısrak başı gibi uzananBu memleket bizimBilekler kan içindeDişler kenetliAyaklar çıplakVe ipek bir halıya benzeyen toprakBu cehennem, bu cennet bizimKapansın el kapılarıBir daha açılmasınYok edin insanın insana kulluğunuBu davet bizimYaşamak bir agaç gibi tek ve hürVe bir orman gibi kardescesineBu hasret bizimCamların üstünde gece ve kar.Bembeyaz karanlıkta parlıyan raylar -uzaklaşılıp kavuşulmamayı hatırlatıyor.İstasyonunüçüncü mevki bekleme salonundasiyah başörtülü,çıplak ayaklı bir çocuk yatıyor.Ben dolaşıyorum...Gece ve kar - pencerelerde.Bir şarkı söylüyorlar içerde.Bu, giden kardeşimin en sevdiği şarkıydı.En sevdiği şarkı...En sevdiği...En......Kardeşler, bakmayın gözlerimeağlamak geliyor içimden...Bembeyaz karanlıkta parlıyan raylar -uzaklaşılıp kavuşulmamayı hatırlatıyor.İstasyonunüçüncü mevki bekleme salonundasiyah başörtülü,çıplak ayaklı bir çocuk yatıyor..Gece ve kar pencerelerde.Bir şarkı söylüyorlar içerde!..Saat 21’i vurandaBurada kampanalar çalardıBurada…Burada hasret ve dertSen nerdeydin?Bugün…Bugün görüş günümüzHerkes geldi, sen nerdeydin?Aynı daldaydıkAynı daldaydıkAynı daldan düştük ayrıldıkAramızda yüzyıllık zamanYol yüzyıllık.Tam yüzyıl..Tam yüzyıl oldu yüzünü görmeyeliGözlerin içimde durmayalı.Dokunmayalı sıcaklığına karnınınTam yüzyıldır bekler beni bu şehirde bir kadınAynı daldaydıkAynı daldaydıkAynı daldan düştük ayrıldıkAramızda yüzyıllık zamanYol yüzyıllık.Kapıları çalan benim kapıları birer birer. Gözünüze görünemem göze görünmez ölüler.Hiroşima'da öleli oluyor bir on yıl kadar. Yedi yaşında bir kızım, büyümez ölü çocuklar.Saçlarım tutuştu önce, gözlerim yandı kavruldu. Bir avuç kül oluverdim, külüm havaya savruldu.Benim sizden kendim için hiçbir şey istediğim yok. Şeker bile yiyemez ki kâat gibi yanan çocuk.Çalıyorum kapınızı, teyze, amca, bir imza ver. Çocuklar öldürülmesin şeker de yiyebilsinlerGönlümle baş başa düşündüm demin;Artık bir sihirsiz nefes gibisin.Şimdi tâ içinde bomboş kalbiminAkisleri sönen bir ses gibisin.Mâziye karışıp sevda yeminim,Bir anda unuttum seni, eminimKalbimde kalbine yok bile kinimBence artık sen de herkes gibisin.
Karlı Kayın Ormanı ????????
çok yorgunum ve geberiyorum da burada olmalı pek tabi
Hani derIer ya ben sensiz yaşayamam diye işte ben onIardan değiIim ben sensiz de yaşarım; ama seninIe bir başka yaşarım.