Sydney Üniversitesi'nden bir astrofizikçi tarafından yönetilen uluslararası bir bilim ekibi, Andromeda galaksisinin aralıklı ziyafetlerle büyüyen bir 'yamyam' olduğuna dair kanıtlar keşfetti. Biz de bu yazımızda bu konudan bahsediyoruz.
Sydney Üniversitesi'nden bir astrofizikçi tarafından yönetilen uluslararası bir bilim ekibi, Andromeda galaksisinin aralıklı ziyafetlerle büyüyen bir 'yamyam' olduğuna dair kanıtlar keşfetti. Biz de bu yazımızda bu konudan bahsediyoruz.
Lewis, 'Bu yeni sonucun yaptığı şey, evrenimizin nasıl bir araya geldiğinin daha net bir resmini sunmaktır: Bu bize büyük galaksilerin bazen küçük galaksilerle düzensiz şekilde beslenmesinin mümkün olduğunu gösteriyor' şeklinde sözlerini ekledi. Araştırma bulguları, galaksinin dışında ortaya çıkan ve Andromeda'da küresel kümeler olarak bilinen bir yıldız yapısının keşfine dayanıyor. Profesör Lewis bu yapıya Galce'den kara akı için türetilen Dulais Yapısı adını verdi.
Bu yapı galaksilerin daha küçük sistemleri “yiyerek” büyüdüklerine dair kanıt sağlıyor ve bulgular, daha sakin bir galaktik büyüme resmiyle çelişiyor. Lewis, 'Bu bir sonraki soruya yol açıyor: gerçekte ne tüketildi? Yutulan şey tek bir yapı gibi görünmediği için, yavaş yavaş parçalanan şeylerin bir koleksiyonu olduğunu düşünüyoruz. Son yıllarda galaksilerin daha küçük sistemleri yiyerek büyüdüğünü daha çok fark ediyoruz. Bu adeta galaktik yamyamlık” diyor.
Yaklaşık zaman ölçekleri, en eski beslenmenin 8 ila 10 milyar yıl önceye yakınken, “en yakın” ziyafetin son 5 milyar yıl içinde gerçekleştiğini gösteriyor. Evrenin kendisi 13,8 milyar yaşındadır, yani bu iki ayrı olay, evrendeki madde birbirine daha yakın ve daha yoğunken gerçekleşmiş olabilir.
Profesör Lewis gibi astrofizikçiler, kendi Samanyolumuzun nasıl evrimleştiğini daha iyi anlamak için Andromeda üzerinde çalışıyorlar. Dünya'mızın bulunduğu konum, galaksimizi görmeyi zorlaştırıyor çünkü galaksinin içinde bulunuyoruz; bu da gözlemleri engelliyor. Ancak Andromeda'ya olan uzaklık, bilim insanlarına bir “kuş bakışı” görüntü avantajı sağlıyor.
Samanyolu benzer büyüklükte bir sarmal galaksi olduğundan araştırma, gök adamızın muazzam boyutuna ulaşmak için neler yaptığının bir resmini çiziyor olabilir. Profesör Lewis, 'Bilmek istediğimiz şey, Samanyolu'nun da mı aynı şeyi yapıp yapmadığı. Her iki sonucun da galaksilerin nasıl oluştuğuna dair büyük resim için ilginç sonuçları var. Bir düzeyde, bize bu olayların ne zaman gerçekleştiğini söyleyen daha doğru bir 'saat' yaratmak istiyoruz çünkü bu, galaksilerin nasıl evrimleştiğine dair modellerimize dahil etmemiz gereken bir şey” şeklinde sözlerini bitiriyor.
Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorumlarda buluşalım!
Büyü patlamadan öncesini ve uzay boşluğunun ilerisi bad trip konusudur. 😅