Tek devlet, paralel devlet yapılanması yok böyle bir şey. Bunlar sahtekar, cambaz. Bütün hileleri çıkıyor ortaya. Neymiş, basın hürriyetiymiş. Düşünebiliyor musunuz, gazeteleri var suçüstü yakalanıyorlar, toplamışlar oraya başı açık, başı örtülü kardeşlerimizi polise bariyer oluşturuyorlar. PKK'lılarla onları sırt sırta biraraya getirdiler. Gözlerimle gördüğüm zaman 'yazıklar olsun' dedim.
'İnlerine gireceğiz dedim, girdik, giriyoruz'
Ne günlere kaldık. Bunların inlerine gireceğiz dedim, girdik, giriyoruz. Bir de öbürleri; PKK, YPG. Birbirlerinden farkı yok. Sur temizlendi. Arkadaşlarıma 'rehavete kapılmayın, temizlik devam etmeli', ertesi gün 8 tane terörist çıktı onları da temizlediler, elleri dert görmesin. Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste. Bunu yapıyoruz. Onun için tek millet, tek devlet, tek vatan, tek bayrak; bizim rabiamız bu.
Hiçbir zaman işimiz kolay olmamıştır. Malazgirt'ten girip Teke yöresine gelen, ardından Avrupa'nın içlerine kadar ilerleyen ecdadımız yüreğinin ve bileğinin hakkıyla kazanmıştır. Şimdi birileri, güneydoğuda Diyarbakır'da, Hakkari'de, Mardin'de, Şırnak'ta buralardaki operasyonalar nedeniyle sürekli istismar.
Neler yazasım geldi var ya. Neyse şu hale bak resmen oto-sansür yapıyoruz. Şöyle diyim 36 yaşındayım. 20 li yaşlarda çok sevdiğim bir kız vardı. Çok aşıktım. Nişan düğün durumuna geldik. Beni terketti. 2 yıl falan kendime gelemedim. Başkasıyla evlendi. Çok acı çektim. İşte beni bir o kız çok üzdü bir de Erdoğan. Yemin ediyorum rüyalarıma bile girdiği oluyor. Çok üzdün beni. Duygularımı çok örseledin.Umarım bir gün adalet yerini bulur diyeyim. Siz anlamışsınızdır ne demek istediğimi
Taraflı, savcılara talimat veren, medya özgürlüğünü hiçe sayan Cumhurbaşkanı Anayasayı hiçe saymadı ama.
bir cumhurbaşkanı düşünün ki devletinin anayasa mahkemesini halkına şikayet etsin.