Her gün en az bir linç gördüğümüz sosyal medyada bugünün konusu Anadolu'yu ve insanını sevip sevmemek...
Her gün en az bir linç gördüğümüz sosyal medyada bugünün konusu Anadolu'yu ve insanını sevip sevmemek...
Billur ırmaklarından buzdan kaynaklarına, hoş topraklarına ve hatta insanına kadar her şeyin övüldüğü Anadolu, yani bu topraklar bugün bir tartışmanın odağına yerleşti.
'Eee bunda ne var ki?' diyebilirsiniz ama sonuçta sosyal medyada hakim olan linç kültürü bu tip yazıları ve yazarları bir şekilde hedef gösterebiliyor. İşte bu yazı da o lince maruz kaldı.
Peki Rüveyda Sebzevari ne yazdı?
Aslında bir süre bu topraklarda yaşayan herkesin fark edebileceği bir gerçeği yazan Rüveyda Sebzevari, şöyle devam ediyor:
'Özel hayat olmadığı için herkes her an birbirine karşı bir beklenti (davet, yardım, vs.) içerisindedir. Beklentiler kamuya ilan edilemeyecek özel sebeplerden ötürü karşılanmıyorsa, beklenti sahibi mutlaka kırılır.'
Herkesin bir iç acısı, derin yarası, yaşanmamış bir hayatı, yıllarca içlerinde saklı kalmış bir kırgınlığı olduğundan bahseden yazar, kimsenin başkasının acısına karşı toleranslı olmadığını anlatıyor: 'Ama herkesten kendi acısına karşı toleranslı olmalarını bekler. Yaşça büyük olmak yargı dağıtmak için, yaşça küçük olmak cahil sayılmak için yeterlidir. Kimse bir başkasına duyduğu sevgiyi açıkça dile getiremez.'
Yazıdaki Anadolu'yu sevmeme nedenlerinden tutun üsluba kadar pek çok konuda eleştiri geldi. İşte o yorumlar...
Yorumlarda buluşalım...
Anadoluyu sevemiyorum. Bakın "sevmiyorum" değil, "sevemiyorum". Çünkü hiçbi zaman oraya ait olamadım. Ne yapsam da olmadı yani. Şark kurnazlığını da denedim, dedikodu da yaptım, milletin ayağını kaydırmak için çabaladım, cuma namazlarında en ön saflarda durup sonra milletin karısı kızını kestim, yüz vermeyene orospu yaftası yapıştırdım, olmadı herkesin yaşam tarzına laf atarak gelen giden yabancıyı yadırgadım da. Hatta bi dönem akp'ye oy atmayı bile düşündüm. Ama bi türlü anadolulu olamadım. İçimde yok çünkü. Bunun genlerle alakalı olduğunu düşünüyorum. Olmuyosa olmuyo.
Neresi bu kastedilen Anadolu? Bu sayilanlarin hepsi Istanbul icin de gecerli.
Fikirlerine ters bir şey okudular mı yazanı küçükse ergen bir mal olmakla, büyükse cahil bir piç olmakla suçlayan Anadolu sevdalısı ama büyük şehirde yaşayan tiplerden gına geldi gerçekten. Ben kıza katılıyorum. Nerede yazıldığı da önemli değil kanımca. Artık zaten linç hayatın bir parçası olduğundan verilen tepkiye şaşırmadım. Artık sevmek veya sevmemek yok, linç etmek ve göklere çıkarmak var malesef.