Gordion, Frigya'nın tarihî başkenti olan antik kenttir. 1900'lerde Gustav Körte ile Alfred Körte tarafından burada ilk kazılar yapılmıştır. İkinci kazılar ise Pennsylvania Üniversitesi Arkeoloji ve Antropoloji Müzesinin denetimi ve Rodney Young'ın başkanlığında 1950-1973 yıllarında sürdürülmüştür.
Gordion, konumu gereği ve Anadolu'yu kat eden ana yolların kavşağında bulunur. Irmak ve su kaynakları bakımından zengindir. Çevresi de kuru tarıma ve hayvancılığa müsaittir. Buranın Friglere ilgi çekici gelmesinin nedeninin konumu gereği olanaklarının olması düşünülüyor.
Buradan elde edilen arkeolojik bulgular, Friglerin Gordion'a Hititlerin yıkılması sonucu MÖ 12. yüzyılın sonları gibi geldiğini gösteriyor. Küçük evlerden oluşan köy karakterine sahip olan Gordion, MÖ 9. yüzyılda ise büyük bir dönüşüm gerçekleşiyor. Yapıların boyutu büyüyor ve burası muazzam surlarla çevrili bir kale halini alıyor. Şehirdeki değişimin, medeniyetin projelerinin yapımını yürütebilecek merkezî bir Frig devlet yönetiminin oluşturulmasıyla ilişkili olduğu söyleniyor.
Bir kale-şehir halini alan Gordion, M.Ö 800 yıllarında büyük bir yangında tahrip oluyor. Gordios ve oğlu Midas, büyük bir iş gücü ve beceriyle kaleyi ve şehri yeniliyor. Yeni kalenin de 300 yıldan fazla hizmet verdiği ifade ediliyor. Frig yazılı belgelerinin çoğu, bu yeni kalenin yapıldığı dönemlere ait.
Frigler ilk kralları Gordios’un ardından oğlu Midas başa geçiyor ve Frigler çok güçlü bir medeniyet haline geliyor. Mitolojide de Midas'ın dokunduğu her şeyi altına çevirdiğine inanılıyor.
Günümüzdeki birçok müzik aleti bu medeniyet tarafından geliştirilmiş. Anadolu kilimlerindeki binlerce yıllık motifler Frig döneminden kalma. Aynı zamanda devlet, maden ve ağaç işlemeciliğinde çok gelişmiş. Frigler’in özellikle çengelli iğne yapımında kullandıkları teknolojinin o döneme göre çok ileri olduğu da görülen bir gerçek.
M.Ö 695 yılında kendileri gibi göçmen Kimmer boyları tarafından yakılıp yıkıldılar. Bu zamanda Kral Midas’ın öküz kanı içerek intihar ettiği söyleniyor. 300 yıl kadar beylikler halinde devam etseler de Büyük İskender’in Anadolu’yu istilası ile tarihten silindiler. Onlardan geriye de bugün Anadolu tarihine ışık tutan Gordion Antik Kenti kaldı.