Taktak resminin bir yorumunu yapmaya devam ediyorum. Merkezde yükselen ince, zarif bir ağaç, adeta bir yaşam sembolü olarak gökyüzüne uzanır. Bu ağaç, yapraklarının her biriyle mitolojik bir anlatıyı fısıldar; kökleri ise toprağın derinliklerinde, ataların hikâyelerini saklar. Etrafını saran mavi-yeşil daire, gökyüzünün sonsuzluğunu ve denizlerin dinginliğini anımsatır; bu daire, ince altın tonlarıyla işlenmiş çiçek motifleriyle bezelidir ve adeta bir kutsal çember gibi eser. Alt bölümdeki Pers tarzı hat sanatıyla yazılmış metinler, bu görsel şöleni bir şiire dönüştürür; her harf, bir dua, bir niyaz gibi tuvalden yükselir. Bu resim, Taktak’ın geleneksel sanatı modern bir yorumla yeniden şekillendirme çabasının en güzel örneklerinden biridir; geçmişin ağırlığını taşıyan bir zarafetle, geleceğe bir köprü kurar.
Bir diğer eserde, ejderha ve anka kuşunun dansı dikkat çeker. Kızıl tonlardaki ejderha, güç ve gizemin sembolü olarak kıvrımlı bir çizgiyle tuvali sararken, altın sarısı anka, yeniden doğuşun ve umudun kanatlarıyla gökyüzüne süzülür. Arka plandaki bulutlar, adeta bu mitolojik karşılaşmanın tanıkları gibi yumuşak kıvrımlarıyla sahneyi çerçeveler. Bu kompozisyon, Taktak’ın mitolojik ögeleri nasıl ustalıkla harmanladığını gösterir; doğanın döngüsel ritmi ile insan ruhunun arayışını birleştiren bu eser, izleyiciyi derin bir tefekküre davet eder. Renklerin canlılığı ve çizgilerin akıcılığı, sanatçının iç dünyasındaki coşkuyu ve yaratıcı enerjisini yansıtır.
Şehir manzaralarının işlendiği bir başka tuvalde, İstanbul’un silueti belirir. Kızıl bir fon üzerinde yükselen Maidens Kulesi, tarihle doğanın kucaklaştığı bir anı ölümsüzleştirir. Çevresindeki dalgalı denizler ve uçan kuşlar, bu tarihi yapıyı bir masal diyarının ortasına yerleştirir. Kenarlardaki süslemeler, geleneksel Türk çini sanatından esinlenerek tuvale işlenmiş; bu detaylar, sanatçının köklerine olan bağlılığını bir kez daha gözler önüne serer. Taktak, bu eserde, bir şehri sadece bir manzara olarak değil, bir kültürün ve tarihin canlı bir parçası olarak sunar.