Türkiye’ye kazandırılan eserlerle ilgili Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, 1980’li yıllarda Isparta Göksöğüt Belediyesi’nce, beş parçaya bölünmüş olarak tespit edilen ve belediyeye taşınan lahidin, Isparta Müzesi Müdürlüğü’ne taşındığında üç ana parça ve ufak birkaç parça olarak kayıtlara geçtiği belirtilmişti.
1987’de Prof. Dr. Mehmet Özsait tarafından fotoğraflanan eserlerin eksik parçaları Prof. Dr. Volker Michael Strocka tarafından, 2015’te fark edilmiş, esere ait iki parçanın, Londra’daki Sotheby’s Müzayede Evi’nin 1988 yılında bastığı müzayede kataloğunda yer alması üzerine eserlerin parçalarının, ilk fotoğraflandığı 1987 ile müzeye taşındığı 1988 yılı arasında çalındığı tespit edilmişti.
Yeri tespit edilemeyen ancak Türkiye’deyken çekilmiş fotoğrafları bulunan eserler, Interpol’ün çalıntı sanat eserleri veri tabanına kaydettirilerek uluslararası alanda arattırılmaya başlamıştı.
Bakanlık uzmanlarınca Christie’s Müzayede Evi’ne ait bir katalog taranırken bu parçalardan birinin 4 Aralık 2019’da satışa çıkarılacağı tespit edilmiş, Interpol-Europol Dairesi ve İngiliz polisiyle kurulan temasla eserin satışı ileri seviyede tetkikler yapılması için geçici olarak durdurulmuştu.
Türkiye tarafından sağlanan veriler sayesinde eserin yasadışı olarak Türkiye’den çıkarılmış olduğu hususunda ikna olan İngiliz polisi, eseri elinde bulunduran kişiyle görüşerek iadesine aracılık etmişti.
Acaba daha kaç tane eserimiz var.
Bu tip tarihi eserleri küçük illerden alıp daha iyi korunabilecekleri ve daha çok ziyaret edilebilecekleri müzelere koymak gerekiyor. Türkiyede çok fazla önemli tarihi eser var ama tek bir yerde toplanıp gösterilebileceği bir müze yok.
Kültür ve Turizm Bakanlığı sağolsun, iyi iş çıkardılar.