Yanınızda ufak tefek elektronik aletlerinizi götürmek istiyorsanız mutlaka Türkiye'den priz dönüştürücü alıp gitmelisiniz. Aksi takdirde, eşyalarınız bavulunuzda fazladan ağırlık olmaktan öteye gidemeyecektir.
Amerika'da bahşiş vermemeniz yalnızca maddi açıdan yetersizlik olarak algılanmayıp, aynı zamanda servis aldığınız kişiye karşı saygısızlık olarak değerlendirilecektir. Restoranlarda, taksilerde, otellerde mutlaka bahşiş vermeye çalışın.
Amerika'da uzun süre kalacaksanız, yemek ve tütün alışkanlıklarınızda farklılık yaşamaya hazırlıklı olmalısınız. Markaları aynı olsa dahi, içeceğiniz koladan, yiyeceğiniz gofret, içeceğiniz sigaraya kadar hemen hemen her şeyin tadı farklı olacak.
Evet, kapılar tersten açılacak ve siz birkaç kere önünüzdeki cama çarpacaksınız.
Starbucks'ımı alayım da şöyle ferah ferah oturup dostlarla sohbet edeyim gibi bir durumsa gerçekleştirmek istediğiniz, biraz zorlanacağınızı söylemeden geçmek olmaz. Amerika'da bu tarz mekanlar al-git şeklinde çalıştığı için, zaten 2 - 3 sandalyelik olan kafede oturulacak yerler size yar olur mu bilinmez.
Bir ürün beğendiniz. Evirip çevirip etiketine baktınız. Kasada daha fazla ödeyeceksiniz.
Tamam, benzin Türkiye'ye kıyasla çok ucuz ama o kadar da değil! Alın suyunuzu, doya doya için; lıkır lıkır için. Hatta aromalı sular keşfedeceksiniz, onlardan için.
Spor salonuna gitmenize gerek yok. Dışarı çıkın, sağa sola bakın. Mutlaka koşuya çıkmış insanlar göreceksiniz. En işlek caddelerde bile koşan insanların yadırganmadığını fark edeceksiniz.
Bu insanların parmak arası terlikle aralarında öyle bir bağ var ki, ne kar kış ne de havalı mekanlar onları giymelerine engel olabiliyor. İşe giderken giymediğiniz sürece hemen hemen her yerde tuhaf bakışlara maruz kalmadan bu rahat terlikleri kullanabilirsiniz.
Bilinenin veya tahmin edilenin aksine hayat, Amerika'nın çoğu yerinde epey erken bitiyor. Gece 2'de Eskişehir'de sokağa çıkın, insan gürültüsü duymamanız mucize olur. Ancak bırakın ücra şehir ve kasabaları, Times Meydanı'nı bile az önce bahsedilen saatte bomboş ve ürkütücü bulacak olmanız ihtimaller dahilinde olacaktır.
Şöyle güzel bir fön çektireyim, saçımı kestireyim, boyatayım durumları için tahmin ettiğinizden daha fazla ücret ödeyeceğinizi söylemeden geçmeyelim.
Amerika'dayken yeni bir banka hesabı açtırmayı planlıyorsanız, internet alışverişleriniz için kendinize iyilik yapmış sayılabilirsiniz. Atm'lerden kartınızın içine ekleyin nakit paranızı, sonra koşup laptop'ınızı mutlulukla açabilirsiniz.
Tarçınla aranız iyiyse ve tatlınızı aşırı şekerli seviyorsanız, afiyet bal şeker olsun. Ama bunlar size göre değilse, güzel bir espresso alıp yudumlayabilirsiniz.
Amerika'dan alacağınız giysiler genellikle bir beden küçük alınırsa, üzerinize tam oturacaktır. Vereceği sahte mutluluk ise gerçekten paha biçilemez.
Evlerden odalara, ofislerden mağazalara kadar her yerde yaz olsun kış olsun buz gibi klima soğuğunu hissedecek olmanız biraz kaçınılmaz. Siz iyisi mi yanınıza kalın kapüşonlularınızdan bir iki tane alın.
'Water' derseniz bildiğimiz su sipariş etmiş olacaksınız. Garsonunuz emin olamazsa size 'still water' mı demek istiyorsunuz diye zaten soracaktır.
O kadar fazla Türk ile karşılaşacaksınız ki, bağıra çağıra kimse sizi anlamıyormuş gibi konuşursanız, bu sizin açınızdan pek de tercih edilebilir olmayabilir.
Alkollü içecek sipariş ederken içkinizi buzlu istiyorsanız 'on the rocks', buzsuz istiyorsanız da 'neat' demeniz yeterli olacaktır. Ama tekrarlayalım: Bu durum alkollü içecekler için geçerli.
Pikan cevizi ile yapılan bu enfes turtayı denemeden dönmemeniz şiddetle tavsiye edilir. Bu cevizden bulup, evde yaparım düşüncesini de hemen kafamızdan silelim, zira bu cevizin Türkiye'de kilosu 120TL'den başlıyor.