Amerika'nın İlk Süper Modeli Audrey Munson'ın Akıl Hastanesinde Yalnız Başına Sonlanan Üzücü Yaşamı

Geçici olan güzelliğe bel bağlamak ne kadar doğrudur?

New York'u bir kez olsun ekranlarda bile görmüş olan herkes bilir ki, bu şehir heykellerle çevrilidir.

Önemli binalar, parklar, sokaklar bir akımın etkisiyle hep heykellerle donatılmışlardır.

Çoğumuz fark etmesek de, aslında bu heykellerin çoğuna ilham veren tek bir kişi olmuştur. Tek bir model, tek bir isim: Audrey Munson.

Audrey Munson 1891'de New York'ta doğdu. Hayatının ilk dönemleri New York'un heyecanlı yaşamından uzak geçse de, 1909'da şehre taşınınca genç kızın hayatı da değişecekti.

17 yaşına geldiğinde Audrey Munson aktrist olmak için çabalayan genç ve güzel birisi olmuştu. Broadway'de çeşitli roller alabilecek kadar da şanslıydı.

Süper modellerin keşfedilme hikayelerini bilirsiniz, çoğu günlük hayatlarına devam ederken bir yönetmen, bir modacı ya da bir fotoğrafçı tarafından keşfedilirler. Bu durum Audrey Munson için de farklı olmadı.

17 yaşındayken alışveriş sırasında fotoğrafçı Felix Benedict Herzog keşfetti genç kızı.

Öncelikle fotoğrafçılara poz vermekle başlayan kariyeri bir anda heykeltıraş modelliğine döndü.

En başlarda her model gibi poz verirken, daha sonra bu pozlar nü pozlara evrildi, çünkü heykeltıraş Isidore Konti tüm tereddütlere rağmen ikna etmişti Audrey Munson'ı soyunması konusunda.

New York manzarasındaki birçok heykel, onun modelliğiyle şekillendi. Güzelliğinin duyulmasıyla ABD'nin çeşitli kısımlarına seyahat etti. Panama Pasifik Uluslararası Sergisi'ndeki heykellerin beşte üçü onun ilhamıyla yaratılmıştı.

Daha sonra "Inspiration" gibi filmlerde rol aldı, Amerika'da bir filmde soyunan ilk kadın oldu.

Oldukça konuşulan başka işlerde de rol almıştı. Fakat bu işlerden hiçbir zaman istediği ödemeyi alamadı. Rol aldığı filmler ona 500 dolar bile kazandırmıyordu.

Bu durumdan rahatsız olması dolayısıyla kadın sanatçılar adına bir aktivist haline geldi.

Erkeklerin gölgesinde olmaktan sıkılmıştı artık. Kadın ve erkeklerin eşit ödeme alması konusunda makaleler yayınladı.

Poz veren kişilerin ve modellerin sanatçı olarak görülmemesinden yakındı.

Bu sırada ülkenin zengin beyleri sürekli Audrey Munson'a evlenme tekliflerinde bulunuyor, o ise sürekli onları reddediyordu. Hedefinde Avrupa'ya açılmak, orada daha iyi şartlarda çalışmak vardı.

Fakat o hayatı iyileşsin, hak ettiği yaşamı bulsun diye uğraşırken başına başka dertler açıldı.

Öncelikle rol aldığı bir filmin çekinin karşılıksız çıkması üzerine yapımcıya dava açtı. Daha sonra ev sahibi ona olan aşkından eşini öldürüp davaya onu da çekti. Sesini duyurmak istediği için zaten iş bulmakta zorlanan Audrey Munson artık hiçbir şey yapamıyordu.

1922'de intihara kalkıştı. Artık yaşamak istemiyordu.

Fakat hayat devam ediyordu, yaşamak zorundaydı. Bu yüzden bir zamanlar Manhattan Hanım olarak adlandırılan bu kadın bilet gişelerinde çalışır oldu, geçinmekte zorlanır hale geldi.

Yıl 1931 olduğunda annesi kızını mahkeme kararıyla akıl hastanesine yatırdı.

Audrey orada unutuldu. 65 yıl geçti.

Uzak bir kuzeni orada olduğunu öğrenip yıllar sonra ziyarete gidene kadar kimse onun o ünlü süpermodel olduğunu hatırlamıyordu bile artık.

Audrey yaşamak istemese de yaşadı. Öldüğünde 104 yaşındaydı. Mezarına 125. doğum gününe kadar taş bile yaptırılmadı.

K2

Bu içerikler de ilginizi çekebilir:

Avrupa'nın Yüz Karası: Beyaz Olmayanların Tüm Haklarından Mahrum Edilerek Sergilendiği "İnsan Hayvanat Bahçeleri"
Farazi Sorulara Mantıklı Cevaplar: Bir Trilyon Dolarınız Olsaydı Ne Olurdu?
Dünyaya Sürreal Bir Pencereden Bakan Çılgın Dahi Salvador Dalí'den Üzerine Uzun Uzun Düşünmelik 24 Alıntı

Popüler İçerikler

10 Kasım 1938’de Hayatını Kaybeden Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Son Sözü "Aleykümesselam" Oldu
Narin Güran'ın Babası Arif Güran İlk Mahkeme Sonrası Konuştu: "Kızımı Nevzat Bahtiyar Katletti"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Karşıtlarına Mesaj Yolladı: "10 Yıl Daha Yaşasa Bambaşka Olurdu"
YORUMLAR
Pasif Kullanıcı
31.05.2020

Yazık çok yazık :( El birliğiyle kadını mahvemişler :((

31.05.2020

Ben de yaşamak istemiyorum umarım onun gibi tam tersi etki yaratıp 100 yıl yaşamam. Korkunç.

SEN DE YORUMUNU PAYLAŞ