Giresun-Amerika bağını herkes bilir. Bu büyük göçün ardında ise aslında çok farklı bir hikaye var...Her şey 30 Ocak 1923'te Türkiye ve Yunanistan arasında imzalanan protokole dayanıyor. Mübadele ile Yunanistan tarafında yaşayan Türkler buraya göç ederken, Türkiye'de yaşayan Rumlar da Yunanistan'a göç etmeye başlıyor. Ancak elbette ki her aile doğduğu, yaşadığı toprakları bırakmaya yanaşmıyor.7 kardeşin en küçüğü olan Lefter'in ailesi de 1930 yılında göç etmek zorunda kalıyor. Ancak bu dönemde ailenin dedesi ve anne vefat ediyor. 7 çocukla kalan baba Yunanistan'a gidip düzen kurmak ve daha sonra çocuklarını yanına almak için evden ayrılıyor. Yaya olarak Sivas Suşehri'ne kadar gidebilen baba da burada hastalanıp vefat edince Yağlıdere'de ailesiz kalan çocuklara köy halkı sahip çıkmış.Kimi kaynaklara göre kardeşleri öldürülmüş, kimilerine göre açlıktan ölenler olmuş. Lefter önce bir gemiyle Rusya'ya ve Yunanistan'a; ardından da Amerika New York'a giderek erken yaşta çalışmaya başlamış.Doğduğu toprakları ve kendisine bakan insanları asla unutmayan Lefter, sürekli Türkiye'yi ziyaret etme isteğiyle yaşadıktan sonra nihayet 1967'de (bazı kaynaklara göre 1963) Giresun'a geri dönmüş.Bu kişiler kendisini köyüne götürürken Amerika ile ilgili de pek çok soru sormuşlar. Çünkü o tarihlerde Amerika, Türkler için hala çok uzak ve bilinmez bir ülke. Ziyareti sonunda kendisine eşlik edenlere New York'taki adresini ve telefonunu vererek ülkemizden ayrılan Lefter, Amerika'ya yolları düşerse kendisini aramalarını söylemiş.Köyünün ve insanların fakir yaşamından etkilenen Lefter'in terzi İhsan Ardın'ı özellikle Amerika'ya davet ettiği söyleniyor. 70'li yıllarda Amerika'dan gelen ziyaretçilerin Türkiye ve Yunanistan'dan özellikle iyi terzileri ülkeye davet ettiği düşünülünce bu senaryo daha mantıklı geliyor.Çiçekçi dükkanı kapalı olunca Yunan taksici kendisine yardım etmiş ve onu bir otele yerleştirmiş. Ertesi gün Lefter'i ziyaret eden İhsan Ardın önce çiçekçide kuryelik, daha sonra fabrika işçiliği yapmış. Aynı zamanda ek iş olarak terziliğe ve temizliğe de devam eden; böylece kısa sürede çok para kazanan İhsan Ardın, ailesine bir yıl içinde 72 bin TL göndermiş ve yanında 32 bin TL ile de memleketini ziyaret etmiş.Bu ülkedeki imkanları ve anlatılan hikayeleri dinleyen Yağlıdereliler akın akın bu ülkeye göç etmeye başlayınca İhsan Ardın da bu durumu işe çevirerek gitmek isteyenlerin belgelerini hazırlamaya başlamış. Amerika'da bir restoran ve benzin istasyonu satın alan İhsan Ardın bu göç işinden karlı çıkan taraf olmuş.Bu tarihe kadaronlu sayılarda kalan göç; bir anda yüzlere, binlere çıkmış. Sahte evlilik veya turist olarak gelip geri dönmeme yöntemiyle Amerika'ya gelen Giresunluların sayısı artınca Amerika bu akını keşfedip kütüğünde Giresun Yağlıdere yazan kişilere vize vermemeye başladı. Bu hamle elbette Amerika hayallerini durduramadı.Genellikle restoran ve benzin istasyonu işlerinde çalışan Türkler, özellikle New York ve New Jersey'e yerleştiler. New Jersey'de Paterson adlı şehir Türk şehri olarak biliniyor ve şu an 20 bin civarı Türk orada yaşıyor.Yasal nüfus 30 binin üzerinde ama bir o kadar da yasal olmayan insan var. Giresun Yağlıdere'nin şu anki nüfusu ise 16 bin civarında. Yazları resmi dili İngilizce olan ilçeyi Amerika'da büyük bir şehir sanıyorlar. Vize engeli gelenleri durdurmaya yetmiyor ve hala yeni nesil Amerika'ya gelmenin bir yolunu buluyor.Bay Lefter'in vefa borcu hala insanların hayatlarını değiştirmeyi sürdürüyor.
içlerinde Giresun sınırını hayatında bir kere geçip direkt new jersey, new york gören de var.(biliyorum çünkü ben de yağlıdereliyim:D)
En az 5 çocuk.. Suriyelilerden feyz alın..
Trump elimizde.. geçmiş olsun.