Hepimizin hayalleri arasında Türkiye dışında ülkeleri görmek var. Bu hayallerimize en çok da gençken kavuşma şansımız vardır. Zira 35 yaşında ağır iş yaşamı altında iken çoluğunu çocuğunu alıp hafta sonu Monte Carlo'da kahvaltı yapayım diyen çok azdır.
Ben de her hafta bir ülkeyi inceleyeceğim.
Bu haftamızın ilk konusu Emperyalizmin en yıkılmaz kalesi, tüketim toplumunun öncüsü tabii ki Amerika olacak. Keza sokaklarında milyonlarca aç yatan varken binlerce de güzel gezilecek yeri olan bir ülke. Ayağımdaki tavşanlı panduflar ile emperyalizm eleştirimi yaptıktan sonra yazıma başlayayım.
Not: Şüphesiz ki eksiklerim vardır. Şimdiden kusura bakmayın.