Psikolojik bir rahatsızlık olarak kabul edilen ambivalans durumunda kişi, sevgi-nefret, kaygı-rahatlık, coşkun-dalgın gibi zıt duyguları aynı anda ve aynı şeye karşı hissedebilmektedir. Toplumda gitgide artan bu duygusal ve düşünsel dalgalanma beraberinde davranışlar üzerinde de etkisini göstermektedir.
Bu olumsuz etki/leri en aza indirmenin yolu psikolojik dayanıklılımız ve sağlamlığımızın yüksek olmasından, duygu ve düşünce dünyamızın zenginliğinden geçer. Anneler, babalar ve öğretmenler maalesef daha çok çocukların deneme ya da testlerdeki net skorlarıyla, akademik başarı ölçütü olarak kabul edilen sınavlarıyla ilgilendikleri için onların duygularını tanıma, ifade edebilme ve yönetebilme noktalarını ıskalamaktadırlar. Erken yaşta aileden başlayarak okul sürecinde doğru eğitim ve rol-modellerle çocukların psikolojik sağlamlığı ve dayanaklılığını arttıramadığımızda toplumun gitgide ambivalanslaştığını göreceğiz.
Artık hâlâ test skorlarını esas alan, yarışmacı ve ezberci eğitim pedagojisi anlayış ile 21. yüzyıl insan becerileri olarak kabul edilen bilişsel esneklik, gelişmiş üst biliş, yaratıcılık, işbirliği ve etkili iletişim gibi alanlarda yüz güldüren sonuçlar alabileceğimize inanıyorsak vay halimize…
Tüm gelişmiş toplumların temel felsefelerine baktığımızda “güçlü insan güçlü toplum, güçlü toplum sağlam bir gelecek” slogan üzerine inşa edildiğini görmekteyiz.
Son söz olarak unutulmamalıdır ki soruları iyi çözebilen bir çocuk sorun çözmekte zorlanırken, sorun çözme becerisi gelişmiş bir çocuk zaten sorunları daha kolay ve iyi bir şekilde çözebilmektedir.
Artık görmedim, duymadım, bilmiyorum diyemeyiz…
Instagram
X
Bu makalede öne sürülen fikir ve yaklaşımlar tamamıyla yazarlarının özgün düşünceleridir ve Onedio'nun editöryal politikasını yansıtmayabilir. ©Onedio