Amazon kelimesinin memesiz anlamına geldiği düşünülmektedir. M.Ö 2000'li yıllarında yaşamış tamamı kadın savaşçılardan oluşan bir ulustur. Çoğu kaynakta bu kadınların Anadolu'nun Kuzey'indeki Samsun yakınındaki Terme çayı civarlarında yaşadıkları geçmektedir. Heredot'a göre Amazonlar, Sarmatyalar'ın ve İskitler'in babasıdır. Bazı kaynaklara göre Amazonlar'ın savaşta erkeklerini kaybeden kadınların silahlanması ile ortaya çıktığı geçmektedir. Amazonlar İzmir, Selçuk Efes, Sinop'u kurmuşlardır. Efes'teki ünlü Artemis tapınağını ilk yapmaya başlayanların Amazon kadınları olduğu düşünülmektedir.
Klasik ve Yunan mitolojisine göre Amazonlar bulundukları yerlerde erkeklerin varlığına dayanamadıkları geçmektedir. Eğer bir erkek onlara hizmet ederse bu durum değişebilirdi. Amazon kadınları soylarını devam ettirmek için yabancı erkeklerle çiftleşirlerdi. Yabancı erkeklerle çiftleşmelerinin nedeni ise biyolojik babaya ihtiyaç duymamalarındandı. Bu durum Amazonlarda babalık kavramının olmadığının göstergesidir. Bu kadınları diğerlerinden ayıran özellik ise hızlı, çevik ve kuvvetli olmaları idi. At binmeleri konusunda oldukça yetenekliydiler. Amazon kadınları ok, yay, kargı, mızrak ve kalkan kullanırlardı.
Bazı efsanelere göre Amazonların erkeklerle cinsel ilişkiye girmeleri yasaktı. Üremek için ise yılın bir günü komşuları olan halkı ziyaret eder ve doğan erkek çocuklarını ya öldürür yada babalarına gönderirlerdi. Doğan kız çocukları ise güzel bir şekilde beslenir, avcılık ve savaş konularında eğitilirlerdi. Amazon kadınlarının kendi aralarında da kuralları vardı. Eğer bir amazon kadını güçlü ve kuvvetli değilse üremesi yasaktı. Bir kadının erkekle birlikte olabilmesi için en az üç erkek öldürmesi gerekmekteydi. Bazı rivayetlerde de savaşta esir aldıkları erkeklerin içinden güçlü ve çevik olanını seçip beraber olup sonra da öldürürlerdi.