Alzheimer tedavisiyle ilgili neredeyse 20 yıldan beri yeni bir ilaç geliştirilmedi. Son birkaç yıl içinde Alzheimer’la ilgili iki tedavi yöntemi karşımıza çıktı. Birisi aşı yöntemi, diğeri ise TPS. Aşıyla ilgili şöyle bir sıkıntı var, bir kere çok pahalı; yıllık tedavisi 56 bin dolar civarında. Aşıdan yararlanmak için hastalığın mutlaka erken dönemde olması lazım. Hastanın ayda bir, hastane koşullarında damardan bir tedavi alması gerekiyor. Amerika’da FDA tarafından onaylanmış bir tedavi yöntemi. Onaylanmış olmasına rağmen, ilacın çok ciddi yan etkileri var. Bu nedenle ilacın pratikte kullanımının önünde ciddi sorunlar var. Bu nedenle, bütün dünyada yaygınlaşması, oldukça zaman alacaktır. FDA’de bunu onaylayan komiteden buna karşı çıkanlar olup istifa etmiş olmaları da ayrı bir konu.
Bir başka yöntem ise TPS (Trancranial Pulse Stimülasyon) yöntemidir. Aslında bunun çıkış mekanizması böbrek taşı kırma yönteminde kullanılan, ultrasonografik tedavidir. Bu mantıkla yola çıkıp, bunu beyinde uygulanabilir hale getirdiler. Beyindeki uygulama sırasında herhangi bir yan etki oluşturmuyor. Özellikle hafıza ile ilgili merkezde lokalize edebileceğimiz, oraları hedef alabileceğimiz ultrasonik dalgaları kullanıyoruz. Bu ultrasonik dalgalar çok kısa süre ve çok yüksek frekansta, hemen hemen her seans 6000 pulse veriliyor. Bu pulselar ile o yıkıma giden, küçülmeye giden hücrelerin canlanması, yeni damar oluşması, hücrelerin koruyucu maddelerinin salgılanmasını sağlıyor. Biz bu yöntemi 2-3 aydır uyguluyoruz. Türkiye’de ilk defa biz başladık. Geri dönüşler çok olumlu. Genç bir hastamızda uyguladık. 58 yaşındaki Alzheimer hastamız çok az konuşuyordu, yakınlarını tanımakta dalgalanmalar gösteriyordu, komutlara cevap veremiyordu. Tedaviden sonra daha önce unutmuş olduğu Almancayı dahi konuşmaya başladı. Hastamız artık yakın hafızasında belirgin iyileşmenin yanı sıra günlük sohbetlere katılmaya başladı. Çok bariz düzelmeler gözlemliyoruz herhangi bir ilaç vermediğimiz halde. Bir yan etkisi de olmadı.