59. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde konuşma yapan jüri üyesi ve senarist-yapımcı Aslı Özge, 'Çekmediğiniz bir film yüzünden hapse girdiğiniz bu günlerin bir an evvel geçmesine, sinemacı dostumuz Çiğdem Mater’in bir an evvel özgürlüğüne kavuşmasını ve başrolünde iki kadın karakter olan, aşkı ve kaybı anlatan bu filmi yapabilmeyi umut ediyorum. Aşk aşktır. Gezi onurumuzdur” dedi.
59. Antalya Altın Portakal Film Festivali, geleneksel kortej geçişiyle başladı.
Antalya Büyükşehir Belediyesi'nin ev sahipliğinde, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın katkılarıyla düzenlenen festival kapsamındaki kortej geçişine, aralarında Perihan Savaş, Erkan Can, Nurgül Yeşilçay, Hatice Aslan, Melike Demirağ, Salih Güney, Yusuf Sezgin, Salih Kalyon, Selma Güneri, Ayça Ayşin Turan'ın da bulunduğu bazı ünlüler katıldı.
Sanatçılar, üstü açık klasik otomobillerle halkı selamladı, hayranlarıyla fotoğraf çektirip, karanfil attı. Kortejde Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek de yer aldı.
Cam Piramit önünden başlayan kortej, 100. Yıl Bulvarı, Güllük Caddesi, Cumhuriyet Meydanı ve Işıklar Caddesi'nin ardından Karaalioğlu Parkı girişinde sona erdi. Korteje ilgi gösteren vatandaşlar, cadde ve sokaklarda yoğunluk oluşturdu.
59. Antalya Altın Portakal Film Festivali'nin açılış töreni, kırmızı halı geçişiyle başladı.
Festivalde 'Onur Ödülü'ne layık görülen Perihan Savaş da Altın Portakal'da ilk ödülünü 17 yaşında aldığını, 48 yıl aradan sonra aynı gururu yaşayacağını söyledi.
Geleneksel korteje de katıldığını belirten Savaş, 'Kortej 40 derece sıcaklığa rağmen harikaydı. Antalyalıların bütün sokakları doldurması gerçekten muhteşemdi. Bu bizim festivalimiz, 59'uncusu yapılıyor ve sinemaya çok büyük katkıları var. Daha fazla büyüyerek devam etmesini diliyorum' diye konuştu.
Ödülünü Antalya Valisi Ersin Yazıcı'dan alan Savaş, bugün Antalya'da kortej geçişi ile güzel bir gün geçirdiğini söyledi.
Savaş, sanatçıların emeklerinin karşılığı olarak telif haklarının da bir an önce çıkarılması temennisinde bulundu.
Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması'nda jüri üyesi olan oyuncu Nurgül Yeşilçay da bugün coşkulu bir korteje katıldıklarını ifade etti.
Festivalde iddialı filmler olduğunu söyleyen Yeşilçay, 'Çok güzel filmler izleyeceğimiz için şanslıyız. Yaşasın sinema' dedi.
Kırmızı halı geçişinin ardından açılış törenine geçildi.
Törende, Altın Portakal'da ,1974'te 'Bedrana' filmiyle 'En İyi Kadın Oyuncu Ödülü'nü kazanan Perihan Savaş ile 1999'da 'Gemide' ve 2006'da 'Takva' filmleriyle 'En İyi Erkek Oyuncu Ödülü'nü alan Erkan Can'a, 'Onur Ödülü', Zerrin Tekindor'a da 'Yaşam Boyu Başarı Ödülü' verildi.
Ödülünü Büyükşehir Belediye Başkanı Böcek'ten alan oyuncu Erkan Can da ödülünü başta Erdal Tosun olmak üzere sinemaya emek veren ve bugün hayatta olmayan sinema emekçileri için aldığını söyledi.
Festivalin afişinde oyuncu Ediz Hun ile yer alan Filiz Akın, gönderdiği video kaydında, törene sağlık problemleri nedeniyle katılamadığını aktardı. Akın, festivalin afişinde yer almanın kendisini çok mutlu ettiğini söyledi.
Ediz Hun da sanatın toplumların kalkınmasında önemli rolü bulunduğunu kaydetti. Sanat ve bilimin bir kuşun iki kanadı gibi olduğunu aktaran Hun, 'Bu iki kanadını kullanarak uçarlar ve özgür olurlar. Bu bağlamda tabiatıyla Altın Portakal Film Festivali son derece önem taşıyor' dedi.
Bu yıl ilk kez düzenlenen Edebiyat Uyarlaması Senaryo Yarışması’nda 40 bin liralık 'Jüri Özel Ödülü'nü 'Yalnızlar' isimli senaryo ile Elif Refiğ ve Murat Mahmutyazıcıoğlu aldı. 80 bin lira değerindeki 'En İyi Senaryo Ödülü'nün sahibi ise 'Gölgeler Çekildiğinde' senaryosu ile Burcu Aykar oldu.
Ulusal Belgesel Film Yarışması Jürilerinden Yönetmen Elif Ergezen, 'Çekilmemiş belgeseli gerekçe gösterilerek tutsak edilen arkadaşımız Çiğdem Mater'e ve siyasi tutsaklara selam gönderiyoruz dedi.
Yönetmen Yeşim Ustaoğlu da 'Çiğdem Mater'e özgürlük' ifadelerini kullandı.
Antalya Büyükşehir Belediyesince bu yıl 59'uncusu düzenlenen festivalde Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması'nda 10 film 'Altın Portakal'ı kazanmak için yarışacak.
Festival, 8 Ekim'de ödül ve kapanış töreni ile sona erecek.
Gezi parkı bir terör saldırısıdır. Vatandaşın arabalarını dükkanlarını evlerini talan ederek direnilmez. Safi zarardı !
Onurumuzdur dediğiniz eylemler taksim otelinin camlarını kırmak mı ? Belediye otobüsüne saldırıp içindeki polislerin tabancalarını yağmalamak mı ? Esnafın kepenklerine zarar verip seyyar tuvaletler yerine bağa bahçeye işeyip/sıçmak mı? Birde insanlar sözde malum partiye dur demiş bunu yaparak.. Ulan bu ülkede davul çalsan sokağa 500 kişi çıkıyor.. Beleş kahve var deyip topladığınız kalabalıkları TOMA nın önüne salmak onurlu bir eylem oluyor. O halde yıllardır devlete, askere, polise taş/molotof atan teröristler de sizin için onurlu! Biz zaten bunu biliyoruz. İçini ettiğiniz güzelim AKM'nin polisler tarafından temizlenip Türk bayrağı ve Atatürk resmi ile tekrar kullanıldığını görmenizi dilerim. Ancak doğru en büyük atatürkçü en büyük vatansever sizsiniz sözüm ona küfür küfür ama lafa gelince yarabbi şükür..
ülkede kafası çalışan, alanında kendini kanıtlamış kültürlü insanların görüşü belli. bide diğer tarafta anca yalakalıkla ve torpille makam sahibi olmuş, beceriksiz liyakatsiz insanlar var. iki görüş arasında da dağlar kadar fark var. bir taraf çok fena yanılıyor ve farkına vardığında ömrünün geri kalanını kendini sorgulayarak geçirmesi gerekir. tabi o kadar akıl varsa