Pandemiyle birlikte evlere kapandığımız günlerde fazla sayıda film izledik. Artık geride ne Türkiye'den ne de Hollywood'dan film bıraktık. Ancak atladığımız bir durak olarak dünyanın geri kalanı da var. Kendi ülkesinde rekorlar kırsa da ülkemizde pek bilinmeyen birbirinden farklı türde 15 kaliteli filmi derledik.
Ülkesi Çin'de geçtiğimiz yıl rekor performansa imza atan animasyon Jiang Ziya, ana vatanından sürgün edilen bir savaşçının tekrardan kendi evrenine dönerek bir tanrı olmak için iblisi öldürmek zorunda kalma mücadelesini konu ediniyor. Animasyon ilgilileri kaçırmamalı.
Gülmek için güzel bir gün. Genelde Hollywood filmlerinin izlendiği Almanya'da 7 milyon seyirciyle tarihe geçen Fack ju Göhte, paralarını sakladığı yere okul yapıldığını gören bir adamın macera dolu serüvenini konu ediniyor. Yönetmen koltuğunda Türk kökenli Bora Dağtekin'in oturduğu seri üç filme sahip ama ilki kesinlikle en komik olanı.
Romanya'da iki yıl önce tarihin en çok izlenen filmi olan bu komedi, okul arkadaşı Ramona'ya aşık olan 16 yaşındaki Andrei'in bir gün otelde Anemona'yla tanışmasıyla gelişen komik olayları konu ediniyor. American Pie tadında erotizm serpiştirilmiş ergen komedilerini sevenler için enfes bir alternatif. Film, Netflix Türkiye'de mevcut.
Tayland sinemasının en güçlü örneklerinden biri olan ve ülkesinde tüm zamanlar rekoru kıran Bad Genius, harçlığını sınavlarda arkadaşlarına kopya vererek çıkaran Lynn'in etkileyici hikayesine odaklanıyor. Lynn üzerinden Tayland'daki sınıf eşitsizliği ve eğitim sistemi bozukluğunu çizen film, özellikle de Sınav filmini sevenler için fazlasıyla çarpıcı. Asya ülkelerindeki eğitimin de sağlam bir taşlaması.
Geçtiğimiz yılın başında Rusya'da tarihin en çok izlenen filmi olan bu komedi, zengin çocuğu Grisha'ın akıllanması için babası tarafından kurulan tezgah gereği kendisini 19. yüzyılda hizmetçi olarak bulmasıyla birlikte gelişen olayları konu ediniyor. Yer yer Truman Show'u anımsatan, kurduğu farklı evrenle dikkat çeken film yakında ABD'ye de uyarlanacak.
Finlandiya'da 2017 yılının en çok izlenen filmi olan Ikitie, ABD'den Finlandiya'ya dönen aktivist Jussi'nin günün birinde öldürülmek üzere kaçırılmasıyla birlikte gelişen olayları konu ediniyor. Ellerinden kurtulan bu genç adam kendisini yeni kimlik, eş ve işin beklediği Sovyet tarafına geçer ve işler hayli sarpa sarar. Müdahale etmek istediğimiz olayları sadece seyirci olarak izleyebilmek fazlasıyla sinir bozucu.
İki sene önce ülkesinde büyük ses getiren film, İsveçli çocuk kitabı yazarı Astrid Lindgren'in hayatına odaklanıyor. İnsanın içine dokunmayı bilirken bir annenin çocuğu için neler yapabileceğini de başarılı bir şekilde gözler önüne seren film sürükleyici bir yaşamın buruk anlarını bizlere sunuyor.
Pandemi öncesinde Almanya'da rekora yakın bir performansa imza atan hukuk temalı The Collini Case, genç bir avukatın vahşice işlenen cinayeti sorgularken içinde kaldığı komplo sürecini konu ediniyor. Asıl adaletin kendi vicdanımızda saklı olduğunu tokat gibi yüzümüze çarpan film fazlasıyla duygulandırıcı bir yapıya sahip.
Pandemi öncesinde İtalya'da rekorlar kıran bu film, sessizlik yeminini bozup itirafçı olan ünlü mafya babası Tommaso Buscetta'ın hayatını merkeze alıyor. Özellikle de Scarface'i sevenlerin mutlaka izlemesini önerdiğimiz yapım, açgözlülükle birleşen vicdansızlığın ne denli büyük bir tehlike yarattığının en canlı örneği.
Son zamanların yükselişteki sinemalarından Polonya'da 2012 yılının en çok izlenen filmi olan Jestem Morderca, 1970'ler Polonya'sında kadınları öldüren Silezya Vampiri kod adlı seri katilin hikayesini konu ediniyor. Gerçek hikayeden uyarlanan bu güçlü polisiye, taht hırsı ve beraberinde gelen ilgi sarhoşluğunun insanın başına ne gibi facialar açabileceğinin güçlü bir kanıtı.
İkinci filmi geçtiğimiz sene Hong Kong'un Oscar adayı olan ve ülkesinde rekora yakın performans gösteren bu aksiyon serisi, uyuşturucu operasyonunda kaybettikleri arkadaşlarının intikamını almaya yemin eden iki polis dostun hikayesine odaklanıyor. Senaryosunu birleştirdiği güçlü aksiyon sahneleriyle nefis bir seyirlik.
Sırbistan'da tüm zamanlar açılış rekorunu kıran etkileyici psikolojik gerilim Klopka'da oğulları Nemanja'ın yurtdışında tedavi edilmesi gereken kalp rahatsızlığına gazeteye ilan vererek çare arayan Mladen-Marija çifti, çok garip bir teklifle karşı karşıya kalıyor. Verdiğimiz zor kararların hayatımıza etkisinin ve sabrın selametinin en sade anlatımlarından.
Estonya'da 2018'in en çok izlenen yerli filmi Seltsimees Laps, 1950'lerde Stalinist Eston yönetimine karşı çıkan annesinin tutuklanmasından sonra yalnız kalan bir kız çocuğunun dramatik hikayesini konu ediniyor. Renkli sinematografisi ve çocuksu samimiyetiyle birlikte süren trajedinin çocuk bakışıyla güçlü anlatımı. Fazlasıyla çarpıcı.
Üç yıl önce Çin'de rekorları alt üst eden bu etkileyici dram filmi, lösemi hastalarının ilaçlara para ödeyememesini fırsat bilip Hindistan’dan ucuz kanser ilaçları getiren esnafın hikayesini konu ediniyor. Gerçekleri gözyaşlarımızla birleştiren film, ülkemizde ise hak ettiği değerin hayli altında kaldı. Gözyaşı garantili.
Vizyona girdiği 2014 yılında Kore tarihi rekorunu kıran Ode to My Father, ailesine verdiği sözü tutmak için elinden geleni yapan bir adamın hikayesine odaklanıyor. Aile kavramını anlamlı bir şekilde işleyen bu duygu yüklü filmde gözyaşlarımızı tutmak pek mümkün değil. Özellikle de 7.Koğuştaki Mucize'yi sevenler için harika bir seyirlik.