Allah Yanlış İnsanlarla Karşılaştırmasın! Fi Kadınlarından Almamız Gereken Hayata Dair Dersler

Sanat, hayatı taklit eder, demişler. Edebiyattaki, sinemadaki ve hatta mitolojideki dahi her hikayenin, gerçekte vuku bulması mümkün olan olayların abartılmış, parlatılmış ve daha görkemli halleri olduğunu biliyoruz.

Fi dizisi de öyleydi işte. Her ne kadar aşırı güzel/yakışıklı ve zengin insanların ışıltılı hayatlarını resmetse de; herkes kendinden parçalar bulabildi bu Fi hikayesinde... Özellikle de kadınlar!

Fi'nin geneline yayılmış en vurgulu ve ibretlik ders: Kimseyi ama kimseyi hayatınızın odak noktasına koymayın!

İnsan dediğimiz şey nankördür. Vefa bilmez. Bilse bile; arzuları, vicdanlarından daha ağır basar. Hayata tutunmak için bir insana bağımlıysanız, vay halinize!

Bu hayatta bir eseriniz, başarınız, mutluluk kaynağınız olacaksa; onun başka bir insana endeksli olmadığına emin olun.

İnsanlar size yardımcı oluyormuş gibi görünebilirler, tek istekleri sizi iyileştirmekmiş gibi davranabilirler... Oysa gerçek farklıdır.

Bazı insanlar sizin kendi gücünüzün farkınıza varmanızdan korkarlar. Sizi size hasta, beceriksiz, sakat, muhtaç gibi yansıtabilirler. Ayık olun! 

Amaç hayat enerjinizden beslenirken sizi çabasız yanlarında tutmaktır. Kabullenin: Bu dünyada vampirler var!

Bir kadının gardırobunda mutlaka bulunması gereken parçaların başında siyah Stiletto'lar değil; sağlam koşu ayakkabıları gelir!

Çünkü güçlü bir duruş her şeydir, kızlar! Hem mecazen, hem de gerçekten!

Çünkü günümüzde bir kadın için "nefes kesici, şık bir görünüm" yerine, "topukları kıçına vururcasına koşabilecek rahatlık" çok daha hayati bir mesele!

En güvende hissettiğiniz ortamda bile, dünyanın en minnoş insanı Sadık Murat Kral'ın imparatorluğunda, ondan on metre uzaktayken bile kendi hayatınızı kurtarmak zorunda kalabilirsiniz.

Her zaman ama her zaman kenarda bir miktar paranız bulunsun!

Bakın bu çok önemli... Gece dışarı çıkarken her ihtimale karşın taksi parası, biricik sevdiceğinizle huzurlu huzurlu yaşayıp giderken bile zor günler için bir miktar birikiminiz bulunmalı. Ekonomik özgürlük her şeyiniz... Başkasına endeksli yaşamak ise adeta zincir!

Araba kullanmak gibi pratik hayat becerileriniz yoksa, derhal edinin!

Gün gelir zombi istilası olur, gün gelir ıssız bir tatil yolunda aracı kullanan sevgiliniz fenalaşır... Ne zaman ihtiyaç duyulacağı belli olmaz böyle vasıflara! 'Ne gerek var prenses, ben varım ya zaten!' diye önünüzü kesen beyler varsa da, sizi ikinci maddeyi yeniden okumaya davet ediyorum!

Kadın, kadının yurdudur!

Gece tek başınıza yürürken gördüğünüz karanlık silüetin bir kadına ait olduğunu görünce rahatlarsınız ya hani... İşte o histe haklısınız. Tüm kapılar yüzünüze kapansa bile sizinle ellerinden geldiğinde dayanışmaya hazır binlerce kadın var sokakta...

Çünkü kadınlar birbirlerini hiç kimsenin olmadığı gibi anlar!

Zira aldıkları yaralar, gördükleri zorluklar, geçtikleri yollar aynıdır. Bazen akıl danışmak ve destek almak için, en bilge erkekten çok, görmüş geçirmiş bir kadını tercih etmek size daha faydalı olacaktır. Çünkü kadını en iyi, yine bir kadın anlar.

Kadın dayanışması hayat kurtarır!

Herkes sizi kıskanmıyor, emin olun. Düşman gibi gördüğünüz bir 'eski sevgili', en kötü ihtimalle sizin için yeni ilişkinize dair bir bilgi kaynağı olabilir.

Sizi kesinlikle "hak ettiğini" düşünen bir adam varsa uzak durmak mantıklı... Bedeniniz üzerinde "hak" iddia edeni varsa da koşarak uzaklaşmalı!

Çünkü işte bunlar hep kadını 'mal' gibi görmek, ele geçirmek adına sevgiden ve gerçek aşktan uzak dürtüler!

Onun yerine; sizi "elde etmek" değil, sevgiye layık olabilme arzusunda, bedeninize ve sınırlarınıza saygı duyan, zarif, ince adamları seçin!

Mükemmel... Yoruma gerek yok, görüyorsunuz!

Sevgide ve aşkta pazarlık olmaz... Kalbinizi dinleyin, içinize sinmeyen ve senet imzalıyormuşsunuz gibi hissettiren ilişkilerden uzak durun!

Eşit olmadan aşk olmaz! Hele hele karşınızda bunu hissettiren biri varsa, olmaz olsun! Mutlaka gün gelir o yükün altında ezilirsiniz kızlar.

Ufak tefek kıskançlıkları şirin mi buluyorsunuz? Çizgiyi nerede çizeceğinize dikkat edin bizce...

Özel alanı ihlal etmek, mahremiyete saygısızlık, telefon karıştırmak... Bunlar hep kırmızı kartlık hareketler hanımlar. Bugün 'o eteği giyme, o çocuğu sil' diyen adam, yarın sizi eve kilitleme hakkını da kendinde bulur. Ona göre.

Hemşirecilik oynamak da her zaman mutlu sonla bitmeyebilir...

Hangimiz bir yaralıyı şifalandırıp, ardından uçup gitmesine şahit olmadık ki?! 😂

Ayrıca sizi şifalandıracak bir kahraman aramak yerine, aynı yaralara sahip birini bulup birlikte iyileşmek bazen çok daha iyi bir fikir!

İnsanları idealleştirmek, o 'mükemmel' ve imkansız olana yönelmek hayalci insanların en büyük meyillerinden biri... Oysa çoğu zaman ihtiyacımız olan şey çok, çok yakınımızda duruyor!

Özgüveninizin temelinin sağlam olduğundan da emin olmanız lazım... Zira ego kırığı hiçbir şeye benzemez!

Egonun kırılması, kemik ve hatta kalp kırılmasından daha çok acıtır insanı! 😂

Gururlu, özgüvenli ve dik durmak güzel elbette ama bunun hakkını veremiyorsanız hayat sizi mutlaka bir yerde kıracaktır.

Yine de fikrinizi söylemekten ve kendinizi öne koymaktan asla çekinmeyin. Evet, sesiniz titrese de düşüncenizi söyleyin!

Ne derler bilirsiniz: 'Kader, cesurları mükafatlandırır!'

Her şeye rağmen de her yaranın iyileşeceğini, her gecenin ardından güneşin doğacağını kendinize bol bol hatırlatın!

Zengin ve aşırı güzel kadınlar da, biz orta halli ve sıradan kadınlar da... Hepimiz toplumda üzerimize biçilen rollerin baskısından nasibimizi öyle ya da böyle alıyoruz. Ama insanlığın ve doğanın düzeninden de muaf değiliz: Her baharda ağaçlar çiçek açacak, gecelerin ardından güneş doğacak...

Hoşçakal Fi!

Popüler İçerikler

Kızılcık Şerbeti Fatih'e Söven Kadının Televizyonu "Öfke" Uyarısı Verdi!
Arzu Sabancı'nın "A" Harfli Ekmeğini Kesen Çalışanın 1 Mayısını Kutlayarak Hepimizi Güldüren Kullanıcı
Bahar Dizisinde Timur'un Her Şeyi Anladığı Sahnedeki Çekim Hatası Gündem Oldu!
YORUMLAR
14.03.2018

O kadar okudum ve sonuna kadar hepsine katıldım ama sonunda öyle bir cümle ki yazdıklarına inanmadığını kanıtlar nitelikte "zengin ve aşırı güzel kadınlar da biz orta halli ve sıradan kadınlar..." yahu biz zengin değiliz ya da güzel değiliz diye neden sıradan oluyormuşuz! Sıradışı olmanın tek ilkesi zengin ve "aşırı" güzel olmak mı? Ayrıcada güzel olmak sadece dış görüntünün sosyal medya ve estetik operasyonlar nedeni ile bir kalıba dönmüş biçimi mi?

Pasif Kullanıcı
13.03.2018

insanlar gerçekten aşırı nankörler ve bu tarz insanlar maalesef her yerdeler. allah iyi insanlarla karşılaştırsın.

13.03.2018

Kimseyi ama kimseyi hayatınızın odak noktasına koymayın! Sizi kesinlikle "hak ettiğini" düşünen bir adam varsa uzak durmak mantıklı... Bedeniniz üzerinde "hak" iddia edeni varsa da koşarak uzaklaşmalı! Onun yerine; sizi "elde etmek" değil, sevgiye layık olabilme arzusunda, bedeninize ve sınırlarınıza saygı duyan, zarif, ince adamları seçin!

TÜM YORUMLARI OKU (5)