İnsanoğlu yaklaşık 10,000 yıldır alkol tüketiyor sevgili dostlar. Eski zamanlarda yaşamı uzattığı, mutsuzluğu önlediği, kalbi yenilediği ve genç kalmayı sağladığı düşünülen alkolü bugün çoğumuz yarattığı zihinsel etkiler sebebiyle tüketiyoruz. İşte alkol almak için sıklıkla öne sürdüğümüz 7 sebebin bilimsel incelemesi:
Bu, elbette içtiğiniz içkiye göre değişir. Herkesin tercih ettiği içkiler farklıdır; kimi şekerli olanları, kimi acı olanları tercih eder. Yapılan araştırmaları göre şekerli içecekler tüketmek, içkiye olan eğilimi artıran faktörlerden. Yani eğer şekerli içkiler tüketmeyi seven insanlardan biriyseniz, alkol bağımlılığı geliştirme ihtimaliniz çok daha yüksek. Öte yandan acı içkiler için durum biraz daha farklı. Eğer naltrekson gibi alkolün yarattığı etkiyi azaltan bir madde içkiden önce vücuda verilirse, insanların acı içkilerin tadından çok daha kısa sürede tiksinti duyduğu kaydedilmiştir. Kısacası alkollü bir içkinin tadını beğenme kriterimiz, o içkinin alkollü olmasıyla yakından ilişkili gibi görünüyor.
Beyinde ödül merkezini uyaran ve zevk hissini artıran dopamin nörotransmiteri, aynı zamanda bağımlılığın pek çok türünde de rol oynamaktadır. Etanol (etil alkol) de bağımlılık yapıcı pek çok madde gibi beyindeki dopamin seviyesini artırarak haz veren bu hisleri yaşattığı için insanı bir süre sonra kontrolden çıkarabilmekte ve alkol bağımlılığı noktasına getirebilmektedir. Buraya kadar her şey normal görünüyor ancak, alkolün uzun süreli tüketiminde beynimiz dopaminin bağlandığı reseptörlerin sayısını azaltmaya başlıyor ve kalıcı olan bu değişim, bir noktadan sonra alkolün ilk zamanlarda verdiği zevk hissini kaybetmemize sebep oluyor. Ancak bağımlılık bir yere gitmiyor ve vücudumuza zarar vermeyi sürdürüyor...
Alkol kimi insanlar için iş yerindeki ya da aile içindeki stresten arınmak için kullanılan bir ilaç işlevi görüyor. Ancak stresi üreten, vücudumuzdaki hipofiz ve böbrek üstü bezleridir ve uzun süreli alkol kullanımı beklentimizin tersine bu bezlerin salgıladıkları stres hormonu seviyelerini artırmaktadır. Öte yandan vücudumuzdaki stres cevabı aynı zamanda dopaminin sağladığı ödül hissiyle de etkileişim içinde olduğundan söz konusu stres iyi hissetmenize yol açabilir.
Alkol, beynimizin bir bölümü olan prefrontal korteksin sağladığı karar alma ve sosyal davranışlar üzerindeki kontrolü azaltarak daha spontane yaşamamızı ve sosyal ortamlarda daha rahat davranmamızı kolaylaştırıyor. Kısacası 'kendine hakim olma' dediğimiz özelliği belirli bir ölçüde ortadan kaldırıyor. En sık rastlanan etkilerden biri, birkaç içkiden sonra insanın daha sosyal, konuşkan, girişken olmasıdır. Ancak bu durum aynı zamanda riskli kararlar alma rahatlığını da beraberinde getiriyor. Alkol aldığımız zaman ertesi gün pişman olacağımız şeyler yapmamızın ya da kavgaya karışmamızın sebebi de tam olarak bu... Bizim suçumuz değil elbette, prefrontal korteksin işleri hep...
Uykusuzluk çeken insanların da sıklıkla başvurduğu alkol, uykuya dalmayı her ne kadar kolaylaştırıyor da olsa 'yavaş dalga' ve 'REM' uykusu gibi derin uyku evrelerinin süresini kısalttığı için uykunun kalitesini düşürüyor. Örneğin REM uykusunun hafızayı güçlendirmeye yardımcı bir süreç olduğu biliniyor ve uykunun bu evresini yaşayamadığımızda ciddi hafıza sorunları ortaya çıkabiliyor. Dikkat etmek lazım...
Bu özelliği, alkol kullanımının yüzyıllar boyunca desteklenmesine sebep olmuştur. Evet, alkol acı hissini uyuşturmaktadır. Acı hissi duyu sinirleri tarafından algılanır ve bu bilgi glutamat ve benzeri çeşitli kimyasallar yardımıyla beyne ulaştırılır. Alkol ise beyin üzerinde uyuşturucu bir etki gösterdiği için tıpkı bir ağrı kesici gibi, hissedilen acıyı azaltır. Ancak bu his de diğerleri gibi kalıcı değildir ve alkole olan toleransınız yükseldikçe ağrı kesici etkisini kaybetmeye başlarsınız. Hatta alkolik olan insanlarda zamanla acıya aşırı duyarlılık gibi etkiler oluşabilmektedir.
Alkol, derimizde yer alan termoreseptör adı verilen ısıya duyarlı sinirleri etkileyerek deriye yakın bölgelerde kan akışını hızlandırır ve kısa süreli bir sıcaklık hissi oluşturur. Ancak deriye yakın yerlerdeki kan akışının hızlanması, esasen bedeninizin iç kısımlarında ısı kaybına neden olmaktadır. Bu sebeple alkolün vücut sıcaklığını artırdığı doğru değildir. Bunun yanı sıra alkol, soğuk havaya karşı hissizliği artırdığı için soğuk algısını kırmaktadır. Soğuk bölgelerde yaşayan insanların alkolün uyuşturucu etkisini kullanmaları da bu yüzdendir. Bilelim, bilinçlenelim, ona göre tüketelim a dostlar...
Tek etkisi cüzdana oluyor nedense bizim ülkede. Kim her gün zevkine icebiliyor bu ülkede?
Arada güzel oluyor, her alkolle aram yok ama şarap ve martini bianco severim.Şimdi de meyveleri,peynirleri hazırladım, arkadaşlar gelecek şarap içeceğiz.
Kararında miktarının faydalı olduğunu düşünüyorum.